Sayfa Yükleniyor...
Fıkıh kitapları, alış-veriş ve devir teslimlerde hava parası diye bir meşru kazanca yer vermemektedir. Kitaplarda bunun yeri olmamakla beraber günümüz ticaret hayatında hava parasından da kaçınmak mümkün değildir. Tabii daha önce yazılmış dini kitaplarda hava parasının olmaması bu işin caiz olduğunu yahut da caiz olmadığını göstermez.
Bir konu yahut bir sorun Hazreti Peygamber döneminde olmaya bilir ama ondan sonraki bir dönemde var olmuşsa bunun dindeki yerini tespit etmek gerekir hava parası da bu yeni ortaya çıkan konulardan biridir. Onun için buna bir çare bulmak elzem gelir.
Günümüz İslam fıkıhçıları hava parasını caiz görmemektedirler. Ama hava parası ticari hayatın bir vazgeçilmezi olduğundan buna bir çıkış yolu olarak İslam fıkıhçıları şunu söylemişlerdir.
Hava parası caiz değildir ama işyerini de almak istiyorsa kişi hava parası değil de dükkândaki malların veya demirbaşların fiyatını yükseltilerek satın alsın. Yani bu işlemin caiz olması için satılacak olan veya satın alınacak olan malın veya demir başların fiyatını artırsın istenilen hava parası bu şekilde tahsil edilsin bu şekli ile yapılan alış veriş direk hava parası olmadığı için caiz olur.
Tuvaletin lavabosunda abdest almamızda bir sakınca var mı?
Abdest alınan yerin temiz olması esas olup, necaset mahalli olan pis yerlerde abdest alınması tenzihen mekruhtur. Ancak günümüzde temizlik amacıyla tanzim edilen mekânlarda genellikle banyo, lavabo ve klozetler birlikte yer almaktadır. Bu durumdaki banyolarda, necaset bulunmadığı için abdest almak veya banyo yapmakta sakınca yoktur.
Banyo, lavabo ve klozetlerin farklı mekânlarda yer aldığı evlerde, abdest almaya müsait bir yer varken, tuvalette abdest alınmaması daha uygun olur.
Sadece tuvalet amacıyla kullanılan mekânlarda abdest veya gusül abdesti almak zorunlu olduğu durumlarda, üzerine necaset sıçratmamaya özen gösterilmeli ve bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır
Müslüman olmayan kasabın kestiğinden yiyebilir miyiz?
İslam inancına göre kesilen hayvanın etinden yiyebilmek için hayvanı kesenin belli şartları taşıması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmezse kesilen hayvanın eti yenmez. Fıkıhçıların kesen kişi ile ilgili ortaya koydukları şartlar şöyle ifade edilmiştir. Hayvanı kesen kimsenin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya ehl-i kitap (yahudi veya Hıristiyan) olması, hayvanı Allah adına kesmesi gerekir. Ayrıca hayvanı kesen kimsenin kadın veya erkek olması fark etmediği gibi baliğ olması da gerekmez.
Dolayısıyla ehl-i kitabın kızlarıyla evlenmek caiz olduğu gibi bunların kestiği hayvanın da etinden yemek caizdir. Ama ehl-i kitap (Yahudi-Hıristiyan) dışındaki inançtan olanların kestiği hayvanın eti İslam inancına göre yenmez.
Günün Ayeti
“Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”
Mü’minûn, 23/115.
Günün Hadisi
“Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur. “
Buhârî, “Îmân”, 41.
Günün Sözü
Nereden geldiğini unutma ki nereye gideceğini unutmayasın.
(Şeyh Edebali)
Günün Duası
Allah’ım ömrümün geri kalanını geçmiş ömrümden hayırlı ve bereketli eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Lifafe nedir?
Sözlükte “sargı, dolak, kapçık” gibi anlamlara gelen lifâfe, dinî bir kavram olarak, cenazeyi baştan ayağa kadar örten ve kefenin en üstüne gelen parçasıdır.
Günün Nüktesi
Müslüman…
Ebû Hüreyreden rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:
“Birbirinizle hasetleşmeyiniz. Almayacağınız bir malın fiyatını müşteri kızıştırmak için artırmayınız. Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz. Birinizin satışı üzerine başka biriniz satış yapmasın.
Ey Allah’ın kulları, böylelikle kardeş olunuz. Müslüman, müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakir görmez.
Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret ederek buyurdular ki,
Takvâ buradadır. Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her müslümanın kanı, malı ve ırzı, başka müslümana haramdır.
Müslim, “Birr”, 32.