Sayfa Yükleniyor...
Fıkıh kitapları, alış-veriş ve devir teslimlerde hava parası diye bir meşru kazanca yer vermemektedir. Kitaplarda bunun yeri olmamakla beraber günümüz ticaret hayatında hava parasından da kaçınmak mümkün değildir. Tabii daha önce yazılmış dini kitaplarda hava parasının olmaması bu işin caiz olduğunu yahut da caiz olmadığını göstermez.
Bir konu yahut bir sorun Hazreti Peygamber döneminde olmaya bilir ama ondan sonraki bir dönemde var olmuşsa bunun dindeki yerini tespit etmek gerekir hava parası da bu yeni ortaya çıkan konulardan biridir. Onun için buna bir çare bulmak elzem gelir.
Günümüz İslam fıkıhçıları hava parasını caiz görmemektedirler. Ama hava parası ticari hayatın bir vazgeçilmezi olduğundan buna bir çıkış yolu olarak İslam fıkıhçıları şunu söylemişlerdir.
Hava parası caiz değildir ama işyerini de almak istiyorsa kişi hava parası değil de dükkândaki malların veya demirbaşların fiyatını yükseltilerek satın alsın. Yani bu işlemin caiz olması için satılacak olan veya satın alınacak olan malın veya demir başların fiyatını artırsın istenilen hava parası bu şekilde tahsil edilsin bu şekli ile yapılan alış veriş direk hava parası olmadığı için caiz olur.
Maddi çıkar için boşanmak dinen caiz midir?
Aile ve evlilik ciddi bir müessesedir. Bir kimsenin dünyevi bazı kazançlar elde etmek için nikahı suiistimal etmesi doğru bir davranış değildir. Mesela bir kişinin, yurt dışında çalışabilmek için oturum izni almak maksadıyla bulunduğu yerin vatandaşlarından birisi ile formalite evliliği yapması veya vefat eden babasının emekli maaşından yararlanmak üzere eşinden mahkeme kararıyla boşanması nikahın suiistimal edilmesinin örneklerindendir.
Yanlış ve yalan beyanlarla elde edilen kazanç, haksız bir kazançtır. Haksız yollarla elde edilen kazanç ise dinen uygun değildir.
Bunun yanında bu tarz işler için kişinin hanımını boşaması dinen de boşaması demektir. Bu boşama da bain talak olmaktadır. Bu karı kocanın evliliği dinen bittiğinden tekrar beraber yaşamak istemeleri halinde yeniden bir nikah kıymaları gerekir.
Günün Ayeti
“Allah siz kulları için kolaylık murad eder, zorluk değil.”
Bakara, 2/185.
Günün Hadisi
Kendinize hayırdan başka bir şeyle dua etmeyin. Çünkü melekler dualarınıza âmin derler.
Müslim, “Cenâiz”, 7.
Günün Sözü
Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın
Mevlana.
Günün Duası
Allah’ım haftaya günahsız ve suçsuz başlamayı ve günahsız ve suçsuz bitirmeyi nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Setri avret nedir?
Namazın şartlarından birisi olan setr-i avret, namazda örtülmesi gereken yerlerin örtülmesi anlamına gelmektedir.
Günün Nüktesi
Hurma Bahçesi…
Mescd-i Saadet’te Ashab-ı Kiram toplanmışlar, derin bir vecd ve huşu içinde Allah’ın Resûlünü dinlemekteydiler. Hz. Peygamber ise, Al-i İmran suresindeki şu mealdeki ayeti okuyordu: “ Muhtaçlara, fakirlere yardım ederken malınızın kötüsünü değil de, iyisini vermedikçe imân-ı kâmile (olgun iman) kavuşamazsınız. İmanda en yüksek mertebeye çıkmak istiyorsanız, yoksullara malınızın en hoşunuza gidenini bağışlayınız.”
Âyet-i Kerîmeyi büyük bir dikkat ve hassasiyetle dinleyenlerin içinde Ebu Talha da bulunuyordu. Ebu Talha’nın Mescid-i Saadet’e yakın bir yerde, içinde 600 hurma ağacı bulunan pek kıymetli bir hurma bahçesi vardı. Sık sık davet ettiği Resûlullah’a burada ikramda bulunurdu.
Bu zat derin bir vecd ve huşuu içinde Âyet-i Kerimeyi dinledikten soma ayağa kalkarak şu açıklamayı yaptı. «- Yâ Resûlellah, benim servetim içinde en kıymetli ve bana en sevgili olan, işte şu şehrin içindeki sizin de bildiğiniz bahçemdir. Bu andan itibaren Allah rızası için onu Allah’ın Resûlüne bırakıyorum. İstediğiniz gibi tasarruf eder, dilediğiniz fakire verebilirsiniz.
Bu sözleri söyledikten soma Ebu Talha, sevinçli ve neşeli bir hal ile kararını tatbik için Mescid-i Şerifden çıkarak bahçeye gitti.
Bir hurma ağacının gölgesinde oturan hanımı ile duvarın dışında bekleyen Ebu Talha arasında şu ibretli konuşma oldu:
Hanımı:
- Yâ Eba Talha, duvarın dışında ne bekliyorsun? İçeri girsen ya!
Ebu Talha:
- Ben içeri giremem, sen eşyanı toplayıp da dışarı çıksan ya!
Hanımı:
- Neden yâ Eba Talha, bu bahçe bizim değil mi?
Ebu Talha:
- Hayır, artık bu bahçe Medine fukarasınındır. Diyerek Âyet-i Kerîmeyi ve verdiği kararını anlattı. Hanımının “İkimiz namına mı, yoksa şahsın için mi bağışladın?” diye bir sualine “ikimiz namına” diye cevap veren Ebu Talha, bu sefer hanımından şu sözleri işitti:
-Allah senden razı olsun Eba Talha. Etrafımızdaki fakirleri gördükçe aynı şeyi düşünürdüm de sana söylemeye bir türlü cesaret edemezdim; Allah hayrımızı kabul buyursun, işte ben de geliyorum!”