Sayfa Yükleniyor...
Hanefi mezhebine göre vücuttan çıkan kan abdesti bozar. Dolayısıyla ister dişleri fırçalarken ister, burundan aksın, isterse el yaralanmış ya da sivilce patlamış olsun vücuttan çıkan kan fark etmeksizin ki abdesti bozar.
Ancak Şafii mezhebine göre vücuttan çıkan kan abdesti bozmadığından diş kanaması abdesti bozmaz.
Trafik kazasında ölen kişi eceliyle mi ölmüştür?
İslam inancına göre herkesin bir eceli vardır. Bu ecel ne geri alınır, ne de ileri alınabilir. Nitekim Kuran-ı Kerim'de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: "Her ümmet için takdir edilen bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir an ileri ne de geri alınamaz." (Araf 34)
Buna göre trafik kazasında ölen kimse eceliyle ölmüştür. O kimse için bundan başka bir ecel yoktur.
Trafik kazası, ölen kimsenin hayatını kısa kesmiyor, onu eceli gelmeden öldürmüş olmuyor. Bilakis ölen kişinin ölüm sebebi böyleydi ve vadesi dolduğundan bu kaza olmuş oluyor.
Buna göre Trafik kazası, cinayet ya da bir başka ölüm şekli kişinin ecelini değiştirmez. Çünkü insanın eceli veya ömrü değişmez. O kişinin o şekilde o zaman öleceği takdir edilmiş demektir.
Müslüman bir kimsenin kiliseye girmesi caiz midir?
Kiliseye giriş amacı girişi caiz ya da sakıncalı yapar. Şayet kiliseye ayin töreni ya da bir başka dini ritüeller için girilse bu İslam dinine göre uygun değildir.
Ancak kiliseye giriş, gezi, gözlem, bilgi edinme gibi amaçlarla veya ihtiyaç ve zaruret için ise girmekte dinen bir sakınca yoktur.
Hacca giden kişi insanlardan helallik almak zorunda mı?
Dinimiz, kul haklarına çok önem vermiş ve inananların bu haklara karşı duyarlı ve saygılı olmalarını emretmiştir. Ayrıca kul hakkı ihlalinde, hakkı ihlal edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği de belirtilmiştir. Veda hutbesinde Hz. Peygamber; Ey insanlar, sizin kanlarınız, mallarınız, (ırzlarınız) kişilikleriniz rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır). (Buhârî, Hac, 132) buyurmuştur.
Bir hadisi şerifinde de Rasûlüllah şöyle buyurmuştur: Kimin yanında kardeşine ait haksız alınmış bir hak varsa, o haksızlıktan dolayı hak sahibiyle helâlleşsin. Gerçek şu ki, kıyamette hiçbir altın ve hiçbir gümüş yoktur. Kardeşinin hakkı için kendi sevaplarından alınmadan evvel, dünyada onunla helâllaşsın. Ahirette zalimin o hakkı karşılayacak sevapları bulunmazsa, kardeşinin günahlarından alınır da o zalimin üzerine atılır. (Buhari, Rikâk, 48)
Buna göre hacca giden kişinin yolculuğa başlamazdan önce çevresindekilerle helalleşmesi, haccın adabındandır. Helalleşmeden hacca gitse; helalleşme haccın sıhhatinin şartlarından olmadığı için haccın geçerliliğine zararı olmaz. Ancak hac Allahın haklarını affettirir, lakin varsa ve helalleşilmemiş ise o kulun hakkı kalır. Onun için kişi hacca gideceği vakit dost, akraba ve arkadaşlarla helalleşmelidir.
Ölüler şu an cennet veya cehennemdeler mi?
Cennet ve cehennem şuan yaratılmış olmakla beraber insanlar şuan cennette ya da cehennemde değildir. Ölüler, şuan kabir aleminde cennet veya cehenneme benzer bir hayat sürüyorlar. Nitekim sevgili peygamberimiz bu hususta bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: Mezar ya cennet bahçesinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur buyurmaktadır. Yani kişi kabirde ya nimet içindedir ya da azaptadır.
Ancak mahşerden sonra hesap verme bitince insanlar cennete veya cehenneme gideceklerdir.
Günün Ayeti
Dünya hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir.
Günün Hadisi
Utanmak imandandır.
Müslim, İman, 59
Günün Sözü
Dost dertte, olgun adam hiddette belli olur.
Arap Atasözü
Günün Duası
Ya rabbi bugün de beni ve ailemi evimize sağlıklı ve imanlı bir şekilde dönebilmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Sefih Kime Denir?
Malını yerli yersiz saçıp savuran kimseye denir?
Günün Nüktesi
Allahın izni ile kalk
Abdülkâdir-i Geylânî Hazretlerinin terbiyesinde, nazdar ihtiyare bir hanımın bir tek evlâdı bulunuyormuş.
Bu yaşlı kadın bir gün hazretin dergahına gitmiş. Dergahta oğlunun hüceyresine; bakmış ki, oğlu bir parça kuru siyah ekmek yiyor. Bu durum tasavvufta çile çekme merhalesi olmasına rağmen kadın anne şefkatinden hareketle hazrete kızmış. Sonra Hazret-i Gavs'ın yanına kızmak için girmiş. Bir de ne görsün evladına kuru ekmek yediren hazret kızartılmıl tavuk yemektedir.
Bu sahne karşısında kadın dayanamamış sormuş "Ya Üstad! Benim oğlum açlıktan ölüyor. Sen tavuk yiyorsun? Hazret bu tavır karşısında yediği tavuğa demiş: Kum Bi İznillah- Allah'ın izni ile kalk o pişmiş tavuğun kemikleri toplanıp, tavuk olarak yemek kabından dışarı fırlamış. Hazret-i Gavs demiş: "Ne vakit senin oğlun da bu dereceye gelirse, o zaman o da tavuk yesin."