Eğri olan dişleri düzeltmek için tel taktırmak dinen caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 20.09.2025 10:20
  • Güncelleme Tarihi : 20.09.2025 10:20

İslam dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirli hale getiren, takı takma, saçları tarama, meşru ölçüde süslenme, güzel giyinme... gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, fıtraten yani yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır.  Nitekim Rasulüllah Efendimiz, süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranlara, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenlere lanet etmiştir. Buna göre, Allah’ın yarattığı şekli beğenmeyerek, ameliyatla bazı uzuvların şekillerini değiştirmek, tabiî güzelliğin fevkinde güzellik aramak dinen caiz değildir. Kur’an-ı Kerim, şeytanın “Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah’ın yaratılışını değiştirecekler” (Nisa, 119) dediğini naklederek, bu tür davranışları şeytanî işler olarak nitelemektedir. Ancak dişleri sağlık açısından tedavi ettirmek gerekir. Bu anlamda eğri olan dişleri düzeltmek için tel takmada dinen bir sakınca yoktur.

Yeni bir ev ya da araba alındığında kesilen kurban etinden kesen kimse yiyebiliyor mu?

Ev veya araba almak kan akıtmayı gerektirmez. Yani yeni bir ev ya da araba alındığında kurban kesmek gerekmez. Ancak bu konuda adak yapılmışsa adağın yerine getirilmesi gerekir. Örneğin ev alırsam ya da arabam olursa kan akıtacağım derse ve bunları alırsa, aldığında bu kanı akıtması gerekir. Yani bu kanı akıtması gerekir. Aynı şekilde kişi adak adamamışsa dilerse bu mala ve nimete nail olduğu için şükür babından bir kurban kesebilir. Bir diğer husus daha vardır ki o da şudur: “Sadaka belaların define vesile olur” Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin muhtemel bir takım kaza ve belaların define vesile olacağı da umulur. Fakat bütün bunların yapılmasında bir adak söz konusu değilse bir vaciplik yoktur. Yeni bir ev ya da araba alındığında adanmamışsa kesilen kurban etinden kesen kişi ve çocukları yiyebilir. Ancak bu adak olarak adanmış ise kesilen kurban etinden kesen kişi ve ailesi yiyemez.

Namaz kılarken secdede en az ne kadar beklemek gerekir?

Fıkıh dilinde, rüku ve secdede beklemeye tadili erkan denir. Tadili erkan, rükünleri düzgün, yerli yerinde ve düzenli olarak yapmak demektir. Namaz, müminin miracı ve İslam’ın ana direklerinden bir direk olduğundan kılındığında belli bir hassasiyet, önem ve düzgünlük içerisinde kılınması lazım.
Tadili erkana uyularak kılınan namaz, şekil olarak düzgün ve kıvamında yerine getirilmiş olur. Böyle bir ehemmiyet içinde kılınan namaz “üstün körü” kılınmadığından bilakis tabiri caizse “dört başı mamur” kılınmadığından Allah indinde makbul olur. Böylece namazdan beklenen ibadet amacı da hasıl olmuş olur. Tadili erkan, Şafii, Hanbeli, Maliki ve Hanefi fıkıhçısı Ebu Yusuf’a göre farzdır. Bu fıkıhçılara göre namazda tadili erkan mutlaka yerine getirilmesi gerekir. İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye göre ise tadili erkan vaciptir. İslam fıkıhçılarından anlaşılan şudur ki namazda tadili erkan farzdır. Namazda dinin temel direklerinden bir direk olduğundan, namaz kılarken özellikle rükuda, rükudan doğrulmada secdede ve iki secde arasındaki oturuşta dikkat edilmesi gerekir. Buralarda en aza bir suphanallah diyecek kadar beklemek gerekir. Yoksa namaz eksik kaldığından fasit olur.
Günün Ayeti
“Kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız.”
Mâide, 5/2.
Günün Hadisi
Kim bir hayır işlemek ister de onu yapamazsa, kendisine bir sevap yazılır. Yaparsa on sevap yazılır.
(Müslim, “İman”, 25.)
Günün Sözü
Hayatta üç şey kişinin özünü bozar: Öfke, açgözlülük ve kibir.
Günün Duası
Allah’ım hayırsız bir yaşamdan ve imansız bir ölümden bizi koru
Bunları biliyor muyuz?
Garûr Nedir?
Dünyayı ve genel olarak insanı gaflete düşürüp yanıltan şeytan demektir.
Günün Nüktesi
Onlar ev de yapacaklar mı?
Nuh aleyhisselam zamanında insanların ömürleri uzunmuş, 800 – 1000 sene yaşarlarmış. Bir kadının oğlu ölür. Kadın çok ağlar. Komşu kadınlardan birisi der ki:
- Niye bu kadar ağlıyorsun, Allah’ın takdiri böyleymiş.
- Elbette öyledir, ben ona ağlamıyorum.
- Ya niye ağlıyorsun?
- Yavrum fazla gün görmedi diye, annelik şefkatiyle ağlıyorum.
- Oğlun kaç yaşındaydı?
- 275 yaşındaydı.
- İyi ama sen buna ağlıyorsun da ahir zamanda gelecek ümmet ne yapsın, ömürleri 50-60 sene olacak.
- Ciddi mi söylüyorsun?
- Elbette.
- Allah Allah, onlar ev de yapacaklar mı?
- Hem de kaç tane yapacaklarmış.
- Ben onların yerinde olsaydım, çadırımın kazığını bile değişmezdim.

 

Eğri olan dişleri düzeltmek için tel taktırmak dinen caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık