Mahlûkatın en şereflisi olarak yaratılan insan bir toplum içinde yaşamaya mecburdur. Yüce dinimiz insanın huzur ve mutluluğu için toplumsal hayatı düzenleyen hükümler koymuştur. Bu hükümlerden biri de birlik ve beraberlik içinde bulunmaktır.
Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte müminlerin durumu bir beden misali gibidir. Onda bir organı rahatsız olsa diğer organlar da uykusuzluk ve acı çekmede ona iştirak ederler. (Müslim, “Birr”, 17.)
Filistin’de sanki tarih tekerrür ediyor. Gazze de akan masum bebek kanlarının, parçalanmış insan vücutlarının birbirine karıştığı bir anı yaşıyoruz. Müslüman olmak aynı zamanda konulara ve hadiselere ilgili, dikkatli ve duyarlı olmaktır. İnsanlık olarak son yüzyılda yaşadığımız, şahit olduğumuz olayların insanlara insanlığı unutturacak kadar vahşileşmiş olduğunu görüyoruz.
Gazze’de; hastanelere, okullara yapılan saldırılar neticesinde binlerce insan öldü. Bu saldırı hangi din ve inançtan olursa olsun vicdan sahibi olan herkesi derinden yaralamıştır. İnsanlık mahcup olmuştur.
Ancak atılan her bomba aslında zalimlerin kendi düzenlerinin yıkımına attıkları bir kıvılcımdır. Kundaktaki çocukların, camideki insanların, çarşıda pazarda çalışanların kanları aslında zalimlere doğru kabaran, tufanın dalgalarıdır.
Bu zulüm, yeryüzünde yaşayan bütün Müslümanlara yapılan zulümdür. Onun için bu dalga bütün bu Müslüman ülkeleri ve bölgeleri kapsamaktadır.
Gazze’ye atılan bombalar “bütün mazlumların kardeş” olduğunu sahte ayrılıkların sonunun geldiğini, ırkların, dillerin memleketlerin “İslam Kardeşliğine” engel olamayacağını göstermiştir. Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar bunu yürekten haykırmaktadır. Bu bağlamda zulüm, ancak mazlumların birlikteliğini çoğaltır.
Tabii Filistin’e atılan her bomba, akıtılan her damla kan, bu zulme sessiz kalanların da gözlerine, kulaklarına ve vicdanlarına isabet ediyor.
Görmeyen gözler daha da körleşiyor, işitemeyen kulaklar daha da sağırlaşıyor, titremeyen vicdanlar daha da taşlaşıyor.
Filistinli bebeği kundağında öldüren her füze, hadiseye kör kalan bazı İslam devlet başkanlarını ve Avrupa’nın temsil ettiği bütün medeniyet değerlerini de vuruyor. Onların iç yüzünü ve ikiyüzlülüklerini de açığa çıkarıyor.
Tabii ki atılan her bomba aynı zamanda bizlerin de vicdanımızı kanatmakta, gözlerimizi yaşartmaktadır. Ama bazen hayırda şer şerde hayır olabiliyor. Bu zulümdeki hayır İslam dünyasını tek yürek tek millet yaptı.
Zafer mutlaka inanan müminlerin olacaktır. Zalimler ve kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Başta Filistin’de, Gazze’de yaşayan kardeşlerimiz olmak üzere yeryüzünde yaşayan bütün Müslümanların en yakın zamanda zulümden kurtulması duası ile...