Sayfa Yükleniyor...
İslam dini, insan hayatına çok önem vermiş ve bu hayatı korumayı da esas almıştır. Oruçlu bir kimse açlıktan veya susuzluktan ya da başka bir nedenden dolayı helak olacağından, beden ve ruh sağlığının ciddi boyutta bozulacağından veya hayati bir tehlikeden endişe ediyorsa veya böyle bir şeyin olması kuvvetli muhtemel ise, orucunu bozmasında dinen bir sakınca yoktur.
Uzman bir doktorun oruç tutamasın dediği kimse oruç tutmalı mıdır?
Uzman doktorların, oruç tutmasının sağlık açısından zararlı olacağı teşhisini koyduğu bir hasta ramazanda oruç tutmayabilir. Şayet hastalığı geçici ise tutmadığı oruçlarını iyileşince kaza eder. Hastalığı kalıcı ise tutamadığı oruçlar için fidye verir.
Oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlılar ile iyileşme ümidi olmayan hastalar, ileride tutabilecek duruma gelirlerse, fidyelerini vermiş bile olsalar tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Önceden verdikleri fidyelerin hükmü kalmaz, bunlar nafile bağış sayılır.
Buna göre uzman bir doktor tıbbi bir rahatsızlığı olan bir kimseye sağlığın oruç tutmaya elverişli değildir. Oruç tutamazsın diyorsa o kimse orucunu tutmaz bunun yerine fidyesini verir. İleride sağlığına kavuştuktan sonra orucunu kaza eder. İyileşmezse fidyesini ödediğinden her hangi bir iş yapması gerekmez. Dinen de caizdir.
Ortak olarak ekilen tarlanın ürününün zekatını kim verir?
Arazi mahsullerinin öşrünü, arazi sahibi değil, ürünün sahibi verir. Eğer malın sahibi tarlasını ekilmek üzere başka birisine vermişse mahsulün zekatını eken kişi öder.
Arazi belli bir ücretle kiralanmışsa, zekatı kiracı öder. Eğer arazi, yarı yarıya ile kiralanmışsa, malın sahibi ve eken kişi, hisselerine düşen mahsulün zekâtlarını ayrı ayrı verirler.
Birisinden alacağı olan kimse bu alacağının zekatını vermek zorunda mı?
Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekatı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatlar da ödenmelidir.
İnkar edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekatının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse zekatını öder.
Fakirler ve hayır kuruluşları için vakfedilen malların zekatı olur mu?
Fakir, yetim ve kimsesizlerin doyurulması, okutulması, cami, mescit, yol, köprü yapımı gibi amaçlarla hayır kuruluşlarına vakfedilen mallar zekata tabi değildir. Ancak oğluna, ailesine veya falanın oğullarına gibi belirli bir kişi veya kişilere yapılan vakıflar böyle değildir.
Böyle vakfedilen mallar zekata tabidir. Çünkü bu durumda vakfedilen malların mülkiyeti vakfedenden vakfedilene geçmekte ve onda sürekli kalmaktadır.
Hayvanların zekatı yerine değeri verilebilir mi?
Malın zekatı, kendi cinsinden verilebileceği gibi başka maddelerden de verilebilir. Buna göre, hayvanların zekatını vermek isteyen kimse, kendi cinsinden verebileceği gibi, değerleri üzerinden de verebilir. Ancak daima fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.
Sivil toplum kuruluşlarına zekat vermek caiz mi?
Zekâtın ve fıtır sadakasının geçerlilik şartlarından biri de temliktir. Temlik, bir malı, mal edinmeye ehil bir kişinin mülküne geçirmektir. Vakıf, dernek gibi yerlere temlik söz konusu olmadığından, buralara zekât ve fıtır sadakası verilemez.
Günün Ayeti
Siz Allah için verirseniz, Allah onun yerine daha iyisini verir. Sebe, 34/39.
Günün Hadisi
Kim Allah yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar. Tirmizi, Cihad, 3
Günün Sözü
Hayırlarda bulunmak, malı yitmekten korur. Hz. Mevlana
Günün Duası
Ey afı ve mağfireti bol olan Allah’ım geçmişte işlemiş olduğumuz bütün günahlarımızı kıldığımız namaz ve tuttuğumuz oruçların hürmetine bağışla ve razı olduğun kullarından eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Adn Cenneti Nedir?
Yedi kat göklerin üzerinde yaratılan sekiz Cennetten derece bakımından en yüksek olanı.
Günün Nüktesi
Cennetlik adam…
Ebu Hüreyre anlatıyor: “Bir gün Peygamberimize bir bedevi gelerek: -Ey Allah’ın Resulü, bana bir ibadet tavsiye ediniz ki, ben onu yapınca cennete gireyim” dedi.
Peygamberimiz: -Allah’a ibadet edersen ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsan, farz olan beş vakit namazını kılar, farz olan zekatı verir ve Ramazan orucunu tutarsan cennete girersin” buyurdu.
Bedevi bunları eksiksiz yapacağım deyince bunun üzerine Efendimiz: “Kim bir cennetlik görmek isterse şu temiz simaya baksın” buyurdu.