Sayfa Yükleniyor...
Kader ve kazaya inanmak iman altı esasından birisidir. Hayatta başımıza gelen her şey amma iyi amma kötü amma hayır amma şer her şey bir kader içerisinde tecelli etmektedir. Ancak kişi başına gelen herhangi bir olayda kaderi bahane ederek, kendisini sorumluluktan kurtarmaya çalışmamalıdır.
Kişi, Allah böyle yazmış, alın yazım buymuş, bu şekilde takdir edilmiş, ben ne yapayım? diyerek, günah işledikten sonra ya da yanlış yapıp suç işledikten sonra da kendisini suçsuz gösteremez, kaderi mazeret olarak ileri süremez. Çünkü bu fiiller, insanlar böyle tercih ettikleri için, bu seçime uygun olarak Allah tarafından yaratılmışlardır.
Burada dileyen, tercih eden, isteyen kuldur; yaratan da Allahtır. Kul sorumluluk doğuran fiilleri irade edendir ama yaratan değildir; zira yaratmak Allaha mahsustur. Nitekim Kuran-ı Kerimde: Allah her şeyin yaratıcısıdır. (Enam, 6/102) buyrulmaktadır.
Her şeyin yaratıcısının Allah olması bizim kötü ve yanlış işleri, sorumluluktan kaçarak Allaha havale etmemize yol açmamalıdır. Bu kaderi istismar etmek olur. Ayrıca kader ve kazâya güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağlanması ya da olumsuz sonuçların önlenmesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak, İslâmın kader anlayışı ile bağdaşmaz. Allah her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. İnsan bu sebepleri yerine getirirse Allah da o sebeplerin sonucunu yaratacaktır. Bu da bir ilâhî kanundur ve bir kaderdir.
Dolayısıyla kişinin Ben ne yapayım, kaderim böyle. diyerek günah ya da suç işlemesi ya da işledikten sonra kaderi suçlaması doğru değildir.
Dövme abdest ve gusle engel midir?
Gerek ele, gerekse yüze olsun dövme yaptırmak, birtakım çizgilerle süslenmek caiz değildir. Rasûlullah Efendimiz, bedenin herhangi bir yerine böyle süslemelerle dövme yapmayı menetmiştir.
Değil insan bedenine, hayvanların dahi yüzlerine, hatta sırtlarına ve arkalarına böyle dövme yapmayı uygun bulmadığını ashabına haber vermiş, yapanları da azarlamıştır.
Buharî deki bir hadîste, dövme yapan ve yaptırana Allah lânet ettiği haber verilmektedir. Onun için her Müslümanın lanete sebep olan bu davranıştan uzak durması gerekir.
Ancak yine de dövme yapılmış ise ve bu dövme deriye suyun temasını engelleyen tabaka oluşturan cinsten değilse bu dövmenin namaza abdeste ve gusle bir engelliği söz konusu değildir. Ancak dövme yaptırdığı için kişi günaha düşmüş olur. Fakat dövme ile kılınan namaz dinen sahih ve geçerlidir.
Okunan hatimleri ölülere bağışlamak caiz mi?
Yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Kişi okuduğu Kur'an'ın, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını başkasına bağışlayabilir.
İster sağ, ister ölmüş olsun, kendisine sevap bağışlanan kimsenin, bundan yararlanacağı umulur. Başkası tarafından bağışlanan sevapla, bir kimsenin bizzat yapması gereken ibadet borçları ödenmiş olmaz ise de bunlar iyilik ve sevaplarının çoğalmasına ve derecesinin yükselmesine vesile olabilir. Nitekim annesi babası öldükten sonra onlara bir iyilik yapıp yapamayacağını soran bir kimseye: Evet yapabilirsin diye cevap veren efendimiz. Aynı şekilde annesinin aniden öldüğünü, şayet konuşabilseydi sadaka verilmesini vasiyet edeceğini zannettiğini, onun adına sadaka verirse sevabının kendisine ulaşıp ulaşmayacağını soran Sahabeye de: "Evet ulaşır. Onun namına sadaka ver" buyurmuşlardır.
Buna göre, okuduğumuz hatimleri, yasinleri, fatihaları, duaları ölen akrabalarımızın ruhlarına bağışlayabiliriz. Ayrıca kişi sevabı bağışlarken kendi sevabından da bir şey kaybetmez. Sevap her iki kişiye de aynı şekilde yazılır
Günün Ayeti
Sizi musibet ve nimetlerle deneriz.
Günün Hadisi
"İnsanlar öyle günler görecek ki, katil niçin öldürdüğünü, maktul de niçin öldürüldüğünü bilemeyecek."
Günün Sözü
Kötülüğün içine kolayca girilir, ama güçlükle çıkılır.
Maintenon
Günün Duası
Allahım ülkemize ve milletimize huzur ver. Bizi ve ülkemizi her türlü kaza ve belalardan muhafaza buyur.
Bunları biliyor muyuz?
Salâ nedir?
Cemâati bayram veya Cuma namazına çağırmak ya da bazı yerlerde kılınacak cenaze namazını haber vermek amacıyla camilerde okunan Hz. Peygambere selam ve övgüdür.
Günün Nüktesi
Sizin Çanakkaleniz on Hiroşima eder
Olay yaşanmış bir hadisedir.
Dönemin Başbakanı Sayın Turgut Özal zamanında gerçekleşmiş bir olay şöyle anlatılır: Japon eğitim uzmanları gelmiş ve ülkemizin eğitim sistemini incelemiş, Özalın bürokratlarının da hazır bulunduğu bir ortamda raporlarını sunmuş ve sonuç olarak şunu söylemişlerdi: Sizin eğitim sisteminizde milli ruh yok!
Turgut Özalın Nasıl? sorusu üzerine şunu anlatmışlardı: Biz Japonyada okula başlayacak çocuklarımıza milli ruh şoklaması yaparız.
Onları önce toplu halde hızlı trenlere bindirir, dev fabrikalarımızı, teknoloji merkezlerimizi gezdirir ülkemizin gücünü gösteririz.
Sonra da bu yavrularımızı alır Hiroşima ve Nagazagiye götürür, orada atom bombası atılan ve yıllardır ot dahi bitmeyen alanları gösterir deriz ki:
Eğer siz çalışmaz, bilinçlenmez ve az önce gördüğünüz teknolojiye sahip olmak için çalışmazsanız sonunuz böyle olur.
Bürokratlardan biri atılır: Ama bizim Hiroşimamız yok ki!
Japon uzmanın cevabı tokat gibidir: Sizin Çanakkaleniz on Hiroşima eder!