Sevgili Peygamberimin adı her anıldığında ona salat ve selam getirmek gerekir. Efendimiz ismi anıldığı halde kendisine salat ve selam getirmeyen kimseyi en cimri insan olarak haber vermektedir. Nitekim bu hususta şöyle buyurmaktadır: “En cimri insan benim adım anıldığında bana Salât-ü Selam getirmeyendir” (Tirmizi, “Daavât,” 110.)
Sevgili peygamberimiz, kendisine salât ve selam getiren kimsenin ahiret gününde kendine en yakın olacak kişi olduğunu müjdeler. Nitekim bu hususta da şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salâvat okuyandır.” (Tirmizi, “Salât,” 357.)
Buna göre, resul-i ekrem efendimizin ismi zikredilince, işitilince, ya da okunur, yazılırken efendimize salâvat getirmek gerekir. Bazı âlimlere göre bunu ömürde bir defa yapmak her Müslüman üzerine farzdır.
Kesilen hayvanın kanını kişinin alnına sürmek caiz mi?
Kesilen hayvanın kanını kişinin alnına sürmenin İslam dininde yeri yoktur. Dini kaynaklarımızda da böyle bir bilgi veya olur yoktur.
Bu uygulama daha çok başka kültür ve inançlardan İslam’a sokulmuş batıl ve hurafe bir uygulamadır. Dolayısıyla hangi gerekçe ile olursa olsun kesilen hayvanın kanını insanın alnına sürmek dinen uygun değildir.
Alışveriş merkezlerinin çekiliş ile mal dağıtması caiz midir?
Bir ticaret merkezi veya firma bir mal satıyor. Sonra kendinden mal alanların arasında bazılarına kura ile hediye veriyor ise bu caizdir ve hediye hükmüne geçiyor. Çünkü o çekilişe katılmak için ayrıca fazladan para verilmiyor.
Bu anlamda ticaret merkezlerinin veya firmaların bir pazarlama stratejisi ve ticari hamle ile müşteri çekmek gayesiyle böyle bir kampanya düzenlemesi dinen uygundur.
Saçtaki jöle gusül almaya engel olur mı?
Abdest alırken bütün abdest organlarının yıkanması lazım. Abdest organlarından birinin kuru kalması demek abdestin tam olmadığı dolayısıyla sahih olmadığı demektir.
Aynı şekilde gusülde de bütün vücudun kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması lazım. Bu anlamda, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Jöle, oje gibi beden üzerinde tabaka oluşturan, suyun bedene ulaşmasına engel olan maddeler, abdest ve gusle engel olur.
Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Zira tırnakta bedene dahildir. Bedene dahil olduğuna göre abdest ve gusülden önce temizlenmesi gerekir.
Jöle bir tabaka oluşturmuyorsa ki genellikle oluşturmaz (ve yıkandığında da akıp gitmektedir) gusle engel değildir.
Günün Ayeti
Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?
Yasin, 36/62.
Günün Hadisi
“Bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini ihmal etmesi, günah olarak kendisine yeter.”
(Ebu Dâvûd, “ Zekât”, 45)
Günün Sözü
Hayatta her şey olabilirsin; Fakat mühim olan hayatın içinde “İNSAN” olabilmektir.
Şems-i Tebrizi
Günün Duası
Ya rabbi, dünya işlerimizle uğraşırken bizlere ahiretimizi unutturma.
Bunları biliyor muyuz?
Gaben-i Fâhiş Nedir?
Piyasadaki en yüksek satılandan altın ve gümüşte yüzde 2,5 ve daha fazlasına, urûzda yâni ölçülüp tartılan ve taşınabilen mallarda yüzde 5, hayvan için yüzde 10, binâ için yüzde 20’den, ibâdet konularında lâzım olan şeylerde de piyasadaki fiyatından iki misli fazla olan aldanmalar.
Günün nüktesi
Huşû…
“ Behlül Dane, huşu hakkında soru sorarlar. O da Padişah Harun Reşid’e:
“Getirin bu adama, ağzına kadar doldurulmuş bir tuluk zeytinyağı verin. Birkaç asker verip, şehrin sokaklarını dolaştırın. Eğer bir damla yağı yere dökerse, başını vurun” der. Hikmetini anlamazlar ama mutlaka bizim Behlüldane bir şeyler anlatacak diye, dediğini yapmağa koyulurlar.
Adamcağız denildiği şekilde gönderilir. Bir süre sonra adam salimen döner.
Behlüldane sorar:
“Anlat bakalım şehrin sokaklarında neler gördün?
Adam cevap verir:
“ Ben tuluktaki zeytinyağından başka hiçbir şey görmedim.”
Behlüldane tekrar sorar “ Ama nasıl olur, falan yerde düğün dernek vardı; davullar zurnalar çalıyordu nasıl görmez, nasıl duymazsın”
Adam:
“Aman efendim bana öğle bir dert verdiniz ki başımın kesilme korkusundan başka bir şey ne duydum, ne de gördüm.”
Behlül Dane Hazretleri hikmetli sözünü kondurur:
“Namaz kılarken Azrail’in kılıcını başında bekler vaziyette; Bu namazdan sonra canını teslim alacağını hayal edersen, başka bir şey hatırına gelmez. Sende o zaman huşu içinde namazını kılarsın.”