2

İbadetler cennete girmek gayesiyle mi yapılmalıdır?


  • Oluşturulma Tarihi : 25.07.2019 06:57
  • Güncelleme Tarihi :

Allah, Kur’an-ı Kerim’de mealen; “Ben insanları ve cinleri ibadet etmeleri için yarattım” (Zariyat, 51/56) buyurur. Bu ayetten de anlaşıldığı gibi insanın görevi rabbine kulluk etmektir. Bu kulluğunu da sadece ona yapmakla mükellef olduğu gibi aynı şekilde, “Ameller niyetlere göredir.” (Buhari, “İman”, 41.) Hadisine binaen de ibadeti sadece onun rızası için yapmalıdır. Buna göre ibadetler Allah rızası için yapılmalı, bu gaye ile yapılan ibadet Allah’ın rızasını kazandırdığı gibi aynı zaman da cenneti de kazandırır. Bunun yanında her mümin cennete gitme ve cehennemden uzaklaşma ister. Bunun için de ibadetlerini yapar. Ancak ibadetlerini cehennemden uzaklaşma ve cennete gitme isteği ile yaparsa ibadetlerin hikmet ve gayesini anlamamış olur. Onun için ibadetlerimizdeki gaye Allah’ın rızası olmalıdır. O rıza ki zaten cenneti kazandıracaktır.
İnsan kabirde dünyada yaptıklarından dolayı sorgulanır mı?
Dinen ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata, kabir hayatı denir. Hz. Peygamber, “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse o duraktan kurtulursa, sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulmazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır.” (Tirmizi, Zühd 5) şeklinde buyurarak, ahiret hayatının ölümle başladığını bizlere bildirmiştir. İnsanı öldükten sonra kabirde sorgulayacak melekler Münker ve Nekir’dir. Bu melekler ölünün kendisine gelerek “Rabb’in kimdir?”, “Peygamberin kimdir?” “Dinin nedir?” diye soracak, iman ve güzel amel sahipleri, bu sorulara doğru cevaplar verecekler ve kendilerine cennet kapıları açılarak gösterilecektir. Kafir ve münafıklar ise bu sorulara doğru cevap veremeyecek, onlara da cehennem kapıları açılarak cehennem gösterilecektir. Kafirler ve münafıklar kabirde acı ve sıkıntı içinde azap görürlerken, müminler nimetler içerisinde mutlu ve sıkıntısız bir hayat süreceklerdir. Ancak insan, bu dünyadayken yaptıkları veya yapmadıklarından dolayı mahşerde Mahkeme-i Kübra’da hesap verecektir. Buradaki hesaptan sonra insanlar mükafatlandırılmak için cennete cezalandırılmak içinse cehenneme gönderilecektir.
Fakire verilen para adanan adağın yerine geçer mi?
Adak, kişinin bir ibadeti yapacağına dair Allah’a söz vererek üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Bundan dolayı kurban keseceğine dair adakta bulanan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur. Bu itibarla, adak kurbanını kesmek yerine, parasını fakirlere vermek ya da ayni yardımda bulunmakla bu adak yerine getirilmiş olamaz. Adak kurbanı yerine para veren kişi adağı yerini bulmadığı için yeniden bir adak kurbanı kesmesi gerekir.
Adağımızı adadığımız yerde kesmek zorunda mıyız?
Adak, kişinin bir ibadeti yapacağına dair Allah’a söz vererek üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Bundan dolayı kurban keseceğine dair adakta bulunan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur. Ancak adağı adadığı yerde kesmek zorunda değildir. Yani adakta yer bağlayıcı değildir. İster bu adağını söylediği yerde keser, isterse evinde, dilerse başka bir yerde keser hepsi de caiz ve geçerlidir.
Günün Ayeti
Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıklarınızdan birçoğunu Allah’ın bilmeyeceğini zannediyordunuz. Fussilet 41/22.
Günün Hadisi
“Müslümanın, Müslüman üzerindeki hakkı beştir: “Selamını almak, hastalandığında ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak, davetine icabet etmek, hapşırınca yerhamükallah demek.” Buhari, “Cenaiz”, 2.
Günün Sözü
Bir insanın bu dünyadaki zenginliği bu dünyada yaptığı iyilikleridir.
Günün Duası
Allah’ım imanımızı, sağlığımızı, vicdan ve ihlasımızı daim eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Ashab Ne Demektir?
Hz. Peygamber’i gören ve onunla sohbet eden Müslümanlar demektir.
Günün Nüktesi
Fakirliğini Kimseye Söyleme…
Hz. Lokman’ın oğluna nasihat eder: “Ey oğul! Bir cemaat içinde bulunduğunda onlar ayakta iken sen oturma. Oturdukları zaman da sen de oturuver. Ey oğul! Bıyık ve sakalınla oynama. Elinle sinek kovalamayı terk et. Ey oğul! Sükut ve teenni ile hareket et. Az konuş. Çok konuşma yanılmaya sebeptir. Ey oğul! Konuşurken sözü fazla dağıtma. Aksi takdirde şerefine zarar gelir. Konuşurken başkalarını utandırma. Kaş göz işareti yapma. Ey oğul! Güzel ve latif sözleri duymaya çalış. Fazla hayrete düşme. Sözün tekrarlanmasını isteme. İnsanları güldürecek ve kendini maskara edecek sözlerden sakın. Ey oğul! Kimse hakkında ayıp tutma. Ey oğul! Senden bir şey istenildiği zaman, elinden geliyorsa vermeye çalış. Birinden bir şey istediğinde de fazla ısrar etme. Ey oğul! Acizliğini ve fakirliğini hiç kimseye, hatta ailene dahi açma ki, onların yanında itibarın düşmesin, sözünü dinlemez olmasınlar.”
 

İbadetler cennete girmek gayesiyle mi yapılmalıdır?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık