2

İbadetler cennete girmek gayesiyle mi yapılmalıdır?


  • Oluşturulma Tarihi : 14.03.2020 07:27
  • Güncelleme Tarihi :

Allah, Kur’an-ı Kerim’de mealen, “Ben insanları ve cinleri ibadet etmeleri için yarattım” (Zariyat, 51/56) buyurur. Bu ayetten de anlaşıldığı gibi insanın görevi rabbine kulluk etmektir. Bu kulluğunu da sadece ona yapmakla mükellef olduğu gibi aynı şekilde, “Ameller niyetlere göredir.” (Buhari, “İman”, 41.) Hadisine binaen de ibadeti sadece onun rızası için yapmalıdır. Buna göre ibadetler Allah rızası için yapılmalı, bu gaye ile yapılan ibadet Allah’ın rızasını kazandırdığı gibi aynı zaman da cenneti de kazandırır. Bunun yanında her mümin cennete gitme ve cehennemden uzaklaşma ister. Bunun için de ibadetlerini yapar. Ancak ibadetlerini cehennemden uzaklaşma ve cennete gitme isteği ile yaparsa ibadetlerin hikmet ve gayesini anlamamış olur. Onun için ibadetlerimizdeki gaye Allah’ın rızası olmalıdır. O rıza ki zaten cenneti kazandıracaktır. 
İbadetlerin yapılması veya ihmal edilmesi açısından eşlerin birbirine karşı sorumluluğu var mı?
İslam’a göre herkes yaptıklarından sorumludur. Kimse kimsenin yaptığından sorumlu değildir. Nitekim bu hususta Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurulmaktadır: “Hiç bir günahkar, başkasının günahını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiç bir şey (alınıp) taşınmaz. Akrabası dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz)” buyrulur (Fatır, 35/18). Aynı şekilde İslam, her insanın bir iradesi ve seçme hürriyeti bulunduğunu ve bunun sonucu olarak yaptıklarından sorumlu olacağını bildirmiştir. “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür” (Zilzal, 99/7-8) mealindeki ayet buna delildir. Buna göre kişi ibadetlerini yerine getirmezse bunun hesabını Allah’a verecektir. Diğer Müslümanlara düşen ise ona nasihat etmek ve telkinlerde (emr-i bi’l- ma’ruf) bulunmaktır. İnsanın emr-i bi’l-ma’rufa en yakınlarından, ailesinden başlaması esastır. Nitekim Hz. Peygamber’e de böyle emredilmiştir. Rabbimiz ona tebliği emrederken, “ (Önce) en yakın akrabanı uyar” buyurmuştur (Şuara, 26/214). Hadis-i Şerifte de efendimiz: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlu olduğunuz kişilerden mesulsünüz buyurmaktadır.” Buna göre karı koca birbirinin ibadetinden sorumlu değildir. Taraflardan birisi bu ibadeti ihmal ederse diğeri ona nasihat eder. Ancak bundan dolayı bir günahı olmaz.
Ölüm gelmeden kişinin kefenini hazırlaması dinen caiz mi?
Ölüm her faninin tadacağı yegane hakikattir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususta şöyle buyrulmaktadır: “Bütün nefisler ölümü tadacaktır.” (Ankebut, 29/57.) Dolayısıyla her fani ölüm gerçeğini düşünerek ölümden sonrası için hem maddi hem de manevi hazırlık yapması gerekir. Ölmeden önce kişinin kefenini alıp hazırlaması da bu türden bir hazırlıktır. Buna göre kişi ölmeden önce kefen alıp hazırlayabilir. Bunun da hiçbir dini sakıncası yoktur.
Günün Ayeti
Allah’ın sana ihsan ettiği gibi sen de ihsanda bulun. Kasas, 28/77.
Günün Hadisi
Biriniz dua ettiği zaman, Allah’a hamd ve övgü ile başlasın, sonra Peygambere salat etsin, sonra dilediği duayı yapsın. (Tirmizi, “De’avat”, 66.)
Günün Sözü
Hayatta üç şey kişinin özünü bozar: Öfke, açgözlülük ve kibir.
Günün Duası
Allah’ım bugün insanların ahını değil duasını almayı nasip eyle.
Bunları Biliyor Muyuz?
Vahdaniyet Nedir?
Allah’ın zati sıfatlarından olan bir sıfattır ve Allah’ın zatında, sıfatlarında ve işlerinde tek olup, ortağı olmaması demektir.
Günün Nüktesi
Sakın Önyargılı Olmayın...
Köyde yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı. Bir gün köyden bir fakir gelip dedi ki: “Yahu senin durumun iyi. Neden kimseye yardım yapmıyorsun. Bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. Kasap bazen Bedava et veriyor. Sen neden hiç yardım etmiyorsun?” Ressam tebessüm etti ama bir şey demedi. Bu fakir bütün köyde sabah akşam ressamın aleyhinde propaganda yapıyor ve ressamı kötülüyordu. Bir gün ressam hasta oldu. Kimse de onun yanına gelmedi ve sonunda ressam öldü. Aradan bir kaç gün geçti. Artık ne fırıncı ekmek verdi fakirlere ne de kasap et verdi. Sordular “Neden fakirlerin hakkını kestiniz?” Dediler ki: “Her aybaşı o merhum ressam bize para verip fakirlere ekmek ve et vermemizi söylerdi. O ölünce para veren kalmadı o yüzden...” İnsanların bazıları seni kötü bilir kimileri ise sudan daha temiz ve berrak. Ne kötü diyenler sana zarar verir ne de iyi diyenlerin bir yararı olmaz. Önemli olan senin gerçek ve hakiki durumundur. Onu da bir tek Allah bilir. Kimseye karşı önyargılı olma. Eğer gerçek halini bilsen başka türlü davranırsın.
 

İbadetler cennete girmek gayesiyle mi yapılmalıdır?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık