2

İbadetlerde niyetin hangi dilde yapıldığının bir önemi var mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 08.01.2020 07:01
  • Güncelleme Tarihi :

İbadetlerde niyetin hangi dilde yapıldığının bir anlamı yoktur. Hangi ibadet olursa olsun hangi dilde yapılırsa yapılsın fark etmeksizin o ibadet geçerlidir. Örneğin: Namaza başlamak için niyet etmek gerekir. Bu niyeti getirirken de niyetin Arapça olma zorunluluğu yoktur. Dileyen niyeti Arapça dileyen Türkçe, Farsça ya da başka bir dilde niyet edebilir bunun namaza hiç bir zararı yoktur.
Kaza sonucu ölen bir kimse eceliyle mi ölmüştür?
İslam inancına göre herkesin bir eceli vardır. Bu ecel ne geri alınır, ne de ileri alınabilir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: “Her ümmet için takdir edilen bir ecel vardır. Ecelleri geldiği zaman ne bir an ileri ne de geri alınamaz.” (Araf, 34) Buna göre trafik kazasında ölen kimse eceliyle ölmüştür. O kimse için bundan başka bir ecel yoktur. Trafik kazası, ölen kimsenin hayatını kısa kesmiyor, onu eceli gelmeden öldürmüş olmuyor. Bilakis ölen kişinin ölüm sebebi böyleydi ve vadesi dolduğundan bu kaza olmuş oluyor. Buna göre Trafik kazası, cinayet ya da bir başka ölüm şekli kişinin ecelini değiştirmez. Çünkü insanın eceli veya ömrü değişmez. O kişinin o şekilde o zaman öleceği takdir edilmiş demektir.
Secde ayeti okunduğunda abdesti olmayan secde yapabilir mi?
Secde ayeti okunduğunda, okuyan da, dinleyen de secde yapması Hanefi mezhebine göre vacip Şafiilere göre ise sünnettir. Ancak her iki mezhebe göre de abdestleri yoksa abdest almaları gerekir veya abdest aldıkları zaman secdeyi yaparlar. Abdestsiz secde yapmaları uygun değildir.
Cemaatle namazdan sonra topluca tespih çekmek bid’at mıdır?
Namazlardan sonra bilinen şekliyle zikirleri çekmek, sahih hadislerle tavsiye edilmiştir. Bu tesbihat topluca çekilebileceği gibi, münferit olarak da camide veya cami dışında çekilebilir. Bu nedenle, cemaatle namazdan sonra topluca tespih çekmek bid’at değildir. Bilakis güzel bir davranıştır.
Allah’a iman ne demektir?
Allah’a iman, Allah’ın varlığına, birliğine, ezeli ve ebedi olduğuna, yani varlığının bir başlangıcı ve sonunun bulunmadığına, eşinin, benzerinin, ortağının, çocuğunun olmadığına; varlığı kendinden olup varlığı için bir başka şeye muhtaç olmadığına, yaratılmış olan şeylerden hiç birine benzemediğine, dolayısıyla düşündüklerimizden ve hayalimize gelen şeylerin hepsinden başka olduğuna; her şeyi bildiğine, her şeyi gördüğüne, her şeyi işittiğine, duyduğuna, her şeye gücünün yettiğine, her şeyi yaratan olduğuna itikat etmek demektir. Kısacası, her türlü eksiklikten uzak olduğuna yürekten, tereddütsüz bir şekilde inanmaktır. Ergenlik çağına ulaşmış her akıl sahibinin, Allah’a bu şekilde inanması kendisine farzdır.
Cenaze mezara koyulmadan ona Kur’an okumak caiz mi?
Vefat eden kimse yıkanmadan olduğu mekanda kendisine Kuran okumak mekruh görülmüştür. Ancak ölünün olduğu mekandan başka bir mekanda kendisine Kur’an okunmasında dini bir mahzur yoktur. Aynı şekilde yıkanıp defin için hazırlanmış kişiye Kur’an okumada bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
Allah’ın rızasına uyan kimse, Allah’ın hışmına uğrayan ve varacağı yer cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası. Al-i İmran, 2/162.
Günün Hadisi
Kur’an okuyun. Zira Kur’an, kıyamet günü Kur’an ehline şefaatçi olarak gelecektir. Müslim, “Müsafirin”, 252.
Günün Sözü
Hepimiz ölümün nişanlısıyız. Cenap Şahabettin
Günün Duası
Ya rabbi bizi kaybedeceğimiz imtihanlara tabi tutma.
Bunları biliyor muyuz?
Samed İsminin Anlamı Nedir?
Hiçbir kimseye, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, bütün mahlukatın (yaratılmışların) kendisine muhtaç olduğu yüce Allah’ın güzel isimlerinden birisidir.
Günün Nüktesi
Sakın Önyargılı Olmayın...
Köyde yaşlı bir ressam vardı. Olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı. Bir gün köyden bir fakir gelip dedi ki: “Yahu senin durumun iyi. Neden kimseye yardım yapmıyorsun. Bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. Kasap bazen Bedava et veriyor. Sen neden hiç yardım etmiyorsun?” Ressam tebessüm etti ama bir şey demedi. Bu fakir bütün köyde sabah akşam ressamın aleyhinde propaganda yapıyor ve ressamı kötülüyordu. Bir gün ressam hasta oldu. Kimse de onun yanına gelmedi ve sonunda ressam öldü. Aradan bir kaç gün geçti. Artık ne fırıncı ekmek verdi fakirlere ne de kasap et verdi. Sordular: “Neden fakirlerin hakkını kestiniz?” Dediler ki: “Her aybaşı o merhum ressam bize para verip fakirlere ekmek ve et vermemizi söylerdi. O ölünce para veren kalmadı o yüzden.” İnsanların bazıları seni kötü bilir kimileri ise sudan daha temiz ve berrak. Ne kötü diyenler sana zarar verir ne de iyi diyenlerin bir yararı olmaz. Önemli olan senin gerçek ve hakiki durumundur. Onu da bir tek Allah bilir. Kimseye karşı önyargılı olma. Eğer gerçek halini bilsen başka türlü davranırsın.
 

İbadetlerde niyetin hangi dilde yapıldığının bir önemi var mı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık