İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 15.04.2015 06:34
  • Güncelleme Tarihi :
İnsan ve Din yazının resmi

Meleklerin günah işleme özelliği var mı?

       Nurdan yaratılan ve insandan tamamen farklı olan melekler Allah'a isyan etmezler. Hangi iş için yaratılmış iseler o işi yaparlar. Daima Allah'a ibadet ve itaat ederler. Kur’an’da bu hususa şöyle işaret edilmektedir: “Üzerlerinde hakim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar."  “Şüphesiz Rabbin katındaki (Melek)ler O'na ibadet etmekten büyüklenmezler. O'nu tesbih ederler, yalnız O'na secde ederler"

         Buna göre melekler hiçbir zaman Allah’a isyan etmez ve asi olmazlar. Meleklerin günah işleme fonksiyonları da yoktur. Halk arasında şeytan da bir melekti ama Allah’a isyan etti inancı doğru bir inanç değildir. Zira şeytan melek değildi. Melekler nurdan, şeytan ise ateşten yaratılmıştır. 

Çocuklar namaz kılanın önünden geçtikleri vakit namaza zarar gelir mi?

     Çocuklar namaz kılanın önünden geçtikleri vakit namaza zarar gelmez. Namaza zarar gelemediği için de namazı bozmaya gerek yoktur. Nitekim sevgili Peygamberimiz namaz kıldığı vakit bazen torunları Hasan ve Hüseyin önünden geçer boynuna sarılır, sırtına çıkardı ama hiçbir zaman Hz. Peygamber bundan dolayı namazını bozmamıştır.

   Durum bu olmakla beraber tabiî ki önünden kimse geçmemesi için namaz kılan kimse gerekli tedbirleri alması gerekir.

İslam dininde mürşide bağlanma zorunluluğu var mıdır?

       İnsan, dinî ve hukukî emirlere karşı mükellef olabilmesi için bir kaç devreden geçer. Bu devreler, cenin, çocukluk, temyiz yaşı ve rüşd devreleridir. Buluğ çağına eren ve reşit olan her Müslüman dinî mükellefiyetlerine hiç aracı olmadan kendisi muhatap olur. Zira dinî nasslar mükellef bulunan her Müslüman’a dolaysız olarak yöneliktir.

     Allah Peygamberimize dini insanlara iletme, tebliğ etme ve öğretme görevi vermiş, tebliğciler, şeyhler ve bu yolda emek verenlerin rolü de, dini ve güzel ahlakı öğretmek ve Müslümanlara bu alanda kılavuz olmaktır.

      Kendisini şeyh olarak sunan kişi, etrafındaki Müslümanlara dini doğru şekilde öğretmeli, kendisinin ancak dini öğreten tebliğ eden ve çevresindekilere yardımcı olan bir kişi olarak bildirmelidir. Bu faaliyetlerinde rehberi ve önderi Kitap ve sahih sünnet olmalıdır. Bu iki kaynağa ters düşen gelişmelere sebebiyet vermemelidir.

     Tarikat uygun tanımıyla alim ve kamil bir mürşidin denetiminde ibadet ve zikir yoluna koyularak İslam'da tevhit hakikatine ulaşmak için tutulan kulluk çizgisidir. Tarikat imamları kendi adlarına birer tarikat kurmamışlar bu çalışmalarını gruplaşmalara götürecek bir faaliyet olarak da sunmamışlardır. Ancak, kendilerinden sonra gelen müritler o imamların sülük ettikleri yoldan gittiklerinden bu yol o imamlara (şeyh) nispet edilmiştir.

      Bu itibarla, Müslüman için asıl olan, inanmak, ibadet ve muamelat esaslarını ihtiva eden ve Allah tarafından peygambere vahyedilerek insanlara bildirilen hükümlerin tümüne bağlı kalmaktır. Hiçbir Müslüman’ın herhangi bir tarikata girmek gibi bir dini yükümlülüğü yoktur. Nefsini terbiye etmek ve tasavvuftan feyiz almak isteyen kişi tarikata girer bunu istemeyen ya da tek başına bunu becere bileceğine inan kimse tarikata girmeyebilir.

Günün Ayeti

Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. 

Günün Hadisi

Helal lokma peşinde koşmak cihattır

Günün Sözü

Yaşamın uzunluğu değil, nasıl yaşanıldığı önemlidir. M. L. KING

Günün Duası

Ya rabbi bugün beni hiçbir konuda mahcup etme

Bunları biliyor muyuz?

Fahiş Fiyat Nedir?

    Aşırı yüksek fiyat anlamına gelen bir tabirdir. İslâm'da genel olarak serbest piyasa sistemi benimsenmiş; iktisadî hayatın serbest akışı içinde ve tam rekabet şartları altında fiyatların arz ve talebe göre oluşması tercih edilmiştir. Bu nedenle ticaret mallarında çeşitlerine göre yüzde hesabı ile bir kâr da belirlenmemiştir. Ancak kâr nispetinin çok fazla büyüyüp tüketiciye zarar verici bir durum alması halinde, buna müdahale edilebilir.

Günün Nüktesi

Rüya…

       Ashaptan Abdullah oğlu Cabir bir rüyasında, büyük ineklerin küçük inekleri sağdığını, hastaların sağları ziyaret ettiğini, kuru bir çay kenarında yemyeşil bahçeler bulunduğunu, minberde (camilerde imamın hutbe okuduğu yer) koca koca putlar durduğunu gördü. Bu, sıradan bir rüyaya benzemiyordu. Bunun önemli bir mesajı olmalıydı. Bu rüyayı yoracak kişi olarak ilk defa Hz. Ali aklına geldi. Hz. Peygamberin “İlim beldesinin kapısı" diye nitelediği Hz. Ali ancak güvenilir bir açıklama getirebilirdi. Bu düşüncelerle rüyasını yordurmak üzere Hz. Ali'ye müracaat etti. Rüyasını tane tane anlattı ve ne anlama geldiğini yormasını rica etti.

       Hz. Ali “Yanlış yorumdan Allah korusun" diyerek söze başladı ve şöyle devam etti.

- “Büyük ineklerin küçük inekleri sağması, yetki ve mevkilerini halkı soymak için kullanan görevlileri (amir ve memurları); hastaların sağları ziyaret etmesi, yoksulların hallerini arz etmek için zenginlerin peşinde koşmasını; kuru çay kenarında bulunan yemyeşil bahçeler, uzaktan veya dışardan bakıldığında çok büyük sanılan ve öyle ünlenmiş ama aslında içleri kupkuru çölden ibaret olan ilim adamlarını; minberde duran koca koca putlar ise, layık olmadığı halde ilmin, dinin ve devletin yüce makamlarına yükselmiş kimseleri ifade eder."

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık