Sayfa Yükleniyor...
Kurban kesmenin hikmeti nedir?
Kuran-ı Kerimde mealen: Kurbanlarınızın etleri ya da kanları Allaha ulaşmaz, ama sizin takvanız Allaha ulaşır buyrulmaktadır.
Bu ayete baktığımızda, ferdin kurban kesmesinden amaç Allahın emrini yerine getirmesi ve takvalı olduğunu göstermesinin bir ifadesidir.
Bunun anlamı, Allah isterse en değerli malımızı dahi Onun yoluna feda edebiliriz, demektir. Tıpkı Hz. İbrahimin İsmaili kurban etmeye karar vermesi gibi, gerekirse bizim de canımızı dahi kurban edebileceğimizi göstermektir. Bir bakıma da kurban mala olan rağbet duygusunu kırmak, Allahın rızası karşısında her şeyimizden geçebileceğimizi göstermek anlamına gelir. Kısaca kurban kesmenin ilk amacı Allahın rızasına erişmektir.
Kurbanın erkek veya dişi olması arasında dinen bir fark var mıdır?
Hz. Peygamberin hadis ve uygulamalarında, cinsiyet ayrımı yapılmaksızın kurbanlık hayvanların vasıfları belirlenmiştir. Bu itibarla kurban olup olmaması açısından hayvanların erkek veya dişi olması arasında bir fark yoktur.
Ancak, toplumun ihtiyaç ve anlayışları göz önünde bulundurularak, küçükbaş hayvanlarda erkeğinin, sığır cinsinde ise dişisinin kurban edilmesinin faziletli olduğu kabul edilmiştir. Bu görüşler, toplum menfaati göz önünde bulundurularak ortaya konmuştur.
Kurbanlık hayvanın bayıltılarak kesilmesi caiz midir?
Hangi sebeple kesilirse kesilsin, hayvanın kesimi esnasında; hayvana fazla eziyet vermemek esastır. Bunun için kesim sırasında hayvana elektrik veya narkoz vererek şok ile bayıltmak, bu hayvanın kurban olarak kabul edilmesine engel kusurlardan sayılmaz. Çünkü kurbana engel kusurlar; kesim sırasında meydana gelen arızalar olmayıp, hayvanda önceden mevcut olan kusurlardır.
Bu itibarla canlı olarak kesilmek kaydıyla, kurbanlık hayvanın elektrik veya benzeri bir şeyle şoklanmasında dinen bir sakınca yoktur. Şayet hayvan, henüz kesilmeden, şokun etkisiyle ölürse; o, kurban olamayacağı gibi eti de yenmez.
Topal olan bir hayvanı kurban olarak kesmek caiz mi?
Kurban, bir ibadet olduğu için, kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları gerekir. Bazı kusurlar vardır ki; bunlar, hayvanın kurban olmasına engeldir. Bu kusurların başlıcaları şunlardır:
İki veya bir gözü kör olan, kemiklerinde ilik kalmayacak derecede zayıflamış olan, kesim yerine yürüyerek gidemeyecek kadar topal olan, kulağının ve kuyruğunun üçte birinden fazlası kopmuş olan, dişlerinin yarıdan fazlası dökülmüş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, ölüm derecesinde hasta olan hayvanlar kurban edilmezler.
Boynuzsuz veya boynuzu biraz kırılmış, dişlerinden birazı dökülmüş ve burulmuş hayvanların kurban edilmeleri caizdir.
Kısırlaştırılmış hayvanlar kurban edilebilir mi?
Çeşitli amaçlarla kısırlaştırılmış veya burularak hadım hale getirilmiş hayvanlar kurban olarak kesilebilir. Hayvanın kısırlaştırılması kurban açısından herhangi bir eksiklik oluşturmamaktadır.
Satın alınan kurbana daha sonra başkaları ortak olabilir mi?
Kişi mülkiyetinde olan veya kurban etmek amacıyla satın aldığı büyükbaş hayvana yedi kişiyi geçmemek şartıyla başkalarını da ortak edebilir.
Kurbanlık olarak niyetlenilen bir hayvanın sütünden ve yününden yararlanmak caiz midir?
Kurban etmek üzere satın alınan veya kurban etmek niyeti ile belirlenin hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak mekruhtur. Çünkü bu durumda hayvan satın alınmasından veya kurban edilmek üzere niyet edilmesinden itibaren kurbanlık olarak belirlenmiş olmaktadır.
Şayet böyle bir hayvandan yararlanılmışsa bedeli sadaka olarak fakirlere verilmelidir
Kurban ibadeti ile ilgili bir namaz var mıdır?
Esas olarak kurban namazı diye bir namaz yoktur. Bu namazın din bir gereklilik olduğu inancı veya kanaati yanlıştır. Ancak kişi nafile namaz kılınması mekruh olmayan bir vakitte, sebepli veya sebepsiz dilediği kadar nafile namaz kılabilir.
Kurban kesen kişi de böyle bir ibadeti yapma imkanına kavuştuğu için Allahın verdiği nimete şükür olarak iki rekat nafile namaz kılabilir.
Günün Ayeti
Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allahın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.
Günün Hadisi
Kurbanın her bir kılı için bir sevap vardır.
Günün Sözü
Arslan ölünce derisini, insan ölünce şerefini bırakır.
Victor Hugo
Bunları biliyor muyuz?
Udhiye nedir?
Allaha manevi olarak yakınlaşmak amacıyla, usulüne uygun olarak kurban edilen, belirli şartları taşıyan hayvan demektir.
Günün Nüktesi
Bunda da vardır bir hayır?
Bir zamanlar Afrikadaki bir ülkede hüküm süren bir kral vardı. Kral, daha çocukluğundan itibaren arkadaş olduğu, birlikte büyüdüğü bir dostunu hiç yanından ayırmazdı. Nereye gitse onu da beraberinde götürürdü.
Kralın bu arkadaşının ise değişik bir huyu vardı. İster kendi başına gelsin ister başkasının, ister iyi olsun ister kötü, her olay karşısında hep aynı şeyi söylerdi:
-Bunda da bir hayır var!
Bir gün kralla arkadaşı birlikte ava çıktılar. Kralın arkadaşı tüfekleri dolduruyor, krala veriyor, kral da ateş ediyordu. Arkadaşı muhtemelen tüfeklerden birini doldururken bir yanlışlık yaptı ve kral ateş ederken tüfeği geriye doğru patladı ve kralın baş parmağı koptu.
Durumu gören arkadaşı her zamanki her zamanki sözünü söyledi:
-Bunda da bir hayır var!
Kral acı ve öfkeyle bağırdı:
-Bunda hayır filan yok! Görmüyor musun, parmağım koptu? Ve sonra da kızgınlığı geçmediği için arkadaşını zindana attırdı.
Bir yıl kadar sonra, kral insan yiyen kabilelerin yaşadığı ve aslında uzak durması gereken bir bölgede birkaç adamıyla birlikte avlanıyordu. Yamyamlar onları ele geçirdiler ve köylerine götürdüler. Ellerini, ayaklarını bağladılar ve köyünüzün meydanına odun yığdılar. Sonra da odunların ortasına diktikleri direklere bağladılar.
Tam odunları tutuşturmaya geliyorlardı ki, kralın başparmağının olmadığını fark ettiler. Bu kabile, batıl inançları nedeniyle uzuvlarından biri eksik olan insanları yemiyordu. Böyle bir insanı yedikleri takdirde başlarına kötü olaylar geleceğine inanıyorlardı. Bu korkuyla, kralı çözdüler ve salıverdiler. Diğer adamları ise pişirip yediler.
Sarayına döndüğünde, kurtuluşunun kopuk parmağı sayesinde gerçekleştiğini anlayan kral, onca yıllık arkadaşına reva gördüğü muameleden dolayı pişman oldu. Hemen zindana koştu ve zindandan çıkardığı arkadaşına başından geçenleri bir bir anlattı.
-Haklıymışsın! dedi. Parmağımın kopmasında gerçekten de bir hayır varmış. İşte bu yüzden, seni bu kadar uzun süre zindanda tuttuğum için özür diliyorum. Yaptığım çok haksız ve kötü bir şeydi.
-Hayır, diye karşılık verdi arkadaşı. Bunda da bir hayır var.
-Ne diyorsun Allah aşkına? diye hayretle bağırdı kral. Bir arkadaşımı bir yıl boyunca zindanda tutmanın neresinde hayır olabilir?
-Düşünsene, ben zindanda olmasaydım, seninle birlikte avda olurdum, değil mi? Ve sonrasını düşünsene