Sayfa Yükleniyor...
Bebeğe isim koyarken illaki Arapça ya da Kuranda olan bir ismi mi koymak gerekir?
Çocuklara isim koyarken koyulan ismin illaki Arapça bir isim veya Kuran da geçmiş olması gerekmez. Bir ismin manası güzel olduktan sonra Arapça, Türkçe, Farsça, Kürtçe, Olmasında dini bir sakınca yoktur. Ama isim koyarken Kuran-ı Kerimde geçen bir ismi veya peygamberlerin ve sahabelerin ve evliyaların ismini tercih etmek daha doğru ve güzeldir. Yani önemli olan hangi dilde olması değil, koyulan ismin mana olarak güzel olması ve çocuğu toplum içinde rencide etmemesi ve aynı zamanda dine muhalif bir ismin olmamasıdır.
Mesela: Kuranda Ebu Lehebin ismi de geçmektedir ve Kuran Ebu leheb hakkında hiç de iyi bahsetmemektedir. Kuranda geçiyor diye çocuğumuza Ebu Leheb ismini veremeyiz.
Unutmayalım ki kıyamet gününde herkes ismiyle çağrılacaktır. O halde isim koyarken bu hakikati göz önünde bulundurmak gerekir.
Bir topluma selam verildiğinde orada bulunan herkes selama cevap vermek zorunda mı?
Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan sadece bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.
Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir.
Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman bu güzel uygulamayı günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kuran-ı Kerim de Allahu Teale mealen şöyle buyurmaktadır: Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. (Nisa 86)
Namazları Cem ederek kılmak caiz mi?
Belirli şartları taşıyan her Müslümana günde beş vakit namaz farzdır. Her namaz kendi vakti içinde edâ edilmek üzere farz kılınmıştır. Nitekim Kuran-ı Kerimde: "Namaz, müminler üzerine belli vakitlerde edâ edilmek üzere farz kılınmıştır" (Nisa Suresi, ayet 103) buyurulmaktadır. Bu itibarla normal şartlar içinde her namazın vaktinde kılınması gerekir.
Ancak Hanefi mezhebine göre hac mevsiminde arefe günü Arafat ve Müzdelifenin dışında hiçbir yerde namazların birleştirilerek kılınması caiz değildir.
Fakat Şafii mezhebine göre ise, yolculuk, hastalık gibi zorunluluk hallerinde öğle ile ikindi, akşam ile yatsı namazları duruma göre takdim veya tehir edilerek birlikte kılınabilir.
Günün Ayeti
Onlar İslâma girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Bilakis sizi imana erdirdiği için Allah sizin başınıza kakar.
Hucurat 17.
Günün Hadisi
İnsanoğlunun etrafını doksan dokuz çeşit belâ çevirmiştir. Bunların hepsinden kurtulsa bile, yakasını ihtiyarlığa kaptırır
(Tirmizî, Kıyamet 22).
Günün Sözü
Doğduğunda sen ağlamıştın herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et.
Kızılderili Atasözü
Günün Duası
Allahım dünyada da ahirete de korktuklarımızdan emin umduklarımıza nail eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Tebliğ Nedir?
Peygamberlerin getirdikleri ilahî mesajın insanlara aynen ulaştırmalarıdır.
Günün Nüktesi
Kim Öğrenmek İster
Ebu Hureyre rivayet ediyor, Resulullah dedi ki:
Şu kelimeleri onlarla amel etmek ve onlarla amel edecek olana öğretmek için benden kim öğrenmek ister.
Bunun üzerine : Ben ya Resulullah! dedim. Resulü Ekrem elimden tutarak beş şeyi saydı ve buyurdu ki:
- Haramdan sakın! İnsanların en çok ibadet edeni olursun.
-Allahın sana ayırdığına razı ol! İnsanların en zengini olursun.
-Komşuna iyilik et! Gerçek mümin olursun.
-Kendin için istediğini insanlar için de iste. Hakiki Müslüman olursun.
-Çok gülme! Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür.