Sayfa Yükleniyor...
Allah şerden razı olmadığı halde neden yaratmaktadır?
Hayır ve şer Allahtandır, demek bunları yaratan Allahtır, demektir. Çünkü Yaratıcı Odur ve Ondan başka yaratıcı yoktur. Kula bakan yönüyle ise hayrı ve şerri irade eden, tercih eden kuldur. Bundan dolayı da insanlar hayır ve şer, iyi ve kötü bütün davranışlarından sorumludur.
Başka bir ifadeyle, amentüde ifade edildiği üzere her Müslüman kadere, hayır ve şerrin Allahtan olduğuna inanır. Yani alemlerin yaratıcısı olan Allah Teala hayrı da şerri de irade eder ve yaratır. Çünkü alemde her şey onun irade, takdir ve kudreti altındadır.
Zira Alemde ondan başka gerçek mülk ve kudret sahibi kimse yoktur. İnsan, hayrı da şerri de kendi iradesi ile kazanır. Ancak Allahın hayra rızası vardır, şerre ise yoktur. Hayrı seçen mükafat, şerri seçen ceza görecektir.
Şerrin Allahtan olması, kulun fiilinin meydana gelmesi için Allahın tekvini iradesinin ve yaratmasının devreye girmesi demektir. Yoksa Allah kulların kötü filleri yapmalarından hoşnut olmaz, şerri emretmez bilakis yasaklar. Allah tek yaratıcı olduğu için hayrı da şerri de yaratır. Ancak hayırdan hoşnut olur. Ancak şerden razı olmaz.
Mezarlığın yanından geçerken Fatiha okumak zorunda mıyız?
Hz. Peygamberin Mezarlıkları ziyaret ettiği ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam verdiği onlara dua ettiği dini kaynaklarımızda vardır. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: Ey Müminler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız.
Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır.
Aynı şekilde Hz. Peygamber Bedirde ölenlere seslendiğinde, seni duyuyorlar mı ey Allahın resulü, diye soran Hz. Ömere Onlar beni senden daha iyi duyuyorlar diye cevap vermiştir.
Buna göre, kişi bir mezarlığa gittiğinde ya da mezarlığın yanından geçerken mezarda yatana selem vermesi, dua etmesi ya da Kuran okuması Hz. Peygamberimizin hem sünneti hem de uygulaması olduğundan Fatiha okuması sevap ve güzel olan bir ameldir. Ancak mezarda yatan kişiye Fatiha okumak güzel ve sevap olmakla birlikte farz değildir.
Namaz kılarken önümüzden çocuk geçtiğinde namazı bozmak gerekir mi?
Çocuklar namaz kılanın önünden geçtikleri vakit namaza zarar gelmez. Namaza zarar gelemediği için de namazı bozmaya gerek yoktur. Nitekim sevgili Peygamberimiz namaz kıldığı vakit bazen torunları Hasan ve Hüseyin önünden geçer boynuna sarılır, sırtına çıkardı ama hiçbir zaman Hz. Peygamber bundan dolayı namazını bozmamıştır.
Durum bu olmakla beraber tabiî ki önünden kimse geçmemesi için namaz kılan kimse gerekli tedbirleri de alması gerekir.
Mahşer günü Müslüman kimse ilk önce hangi ibadetin hesabını verecek?
Müslüman kimse ahiret gününde ilk önce namazlar ibadetinden hesaba çekilecektir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: Kıyamet günü ameller arasında önce namazın hesabı verilecek. Bu hesap güzel olursa kul kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa kul hüsrana düştü demektir. Eğer farzında eksiklik çıkarsa Allah: Bakın kulumun defterine yazılmış nafilesi var mı? buyurur. Böylece farzın eksiklikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir.
Buna göre kulun ahiret gününde ilk hesabını vereceği ibadet namaz ibadetidir.
Günün Ayeti
Kim Allaha ve peygamberine itaat ederse, Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır. Fetih, 48/17.
Günün Hadisi
Kim bir şey yer ve: Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allaha hamdolsun derse geçmiş günahları affolunur dedi. Ebû Davud, Libas, 1.
Günün Sözü
Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır. İbn-i Sina
Günün Duası
Allahım bizi helalından yiyen ve helalından yedirenlerden eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Rahimehullah Nedir?
Daha çok İslam büyüklerinden birisinin ismi anıldığı veya yazıldığında, söylenen ve yazılan, Allah ona rahmet eylesin manasına gelen dua, hürmet ve saygı ifadesidir.
Günün Nüktesi
Hz. Aliden bir gül
Bir gün Efendimiz Hz. Ali ye sorar der ki:
Ya Ali Allah ı seviyor musun?
Evet Ya resulallah.
Peki Beni seviyor musun?
Evet Ya resulallah.
Peki Anne babanı seviyor musun?
Evet ya resulallah.
Peki çocuklarını seviyor musun?
Evet ya resulallah.
Peki bunların hepsini bir kalpte nasıl yapıyorsun?
Diye sorunca, Hz. Ali bu beklemediği soru karşısında şaşırmış ve cevap verememişti. Bunu düşünmem gerek diyerek oradan ayrılmıştı.
Hz. Ali düşünceli bir şekilde dolaşırken eşi Hz. Fatıma eşinin düşünceli olduğunu fark edince kendisine sorar:
Nedir bu hal ya Ali der. Eğer bu düşünceliliğin dünyevi kaygılardan dolayı ise sana yakışmaz bırak gitsin. Yok, bu halin Rahman i kaygılardan dolayı ise anlat birlikte çözüm bulmaya çalışalım der.
Hz. Ali, efendimizle geçen diyaloğu bir bir Hz. Fatıma ya anlatır. Hz. Fatıma durumu öğrenince tebessüm eder ve Hz. Ali ye der ki:
Git babama ve de ki:
Kişi Allah ı aklı ve ruhuyla sever.
Peygamberimizi kalbiyle sever.
Anne babasını saygısıyla sever.
Eşini nefsiyle sever.
Çocuklarını şefkatiyle sever.
Hz. Ali aldığı bu cevap karşısında memnun olur ve hemen Peygamberimizin yanına gelir.
Hz. Fatımadan öğrendiklerini Peygamber efendimize anlatır.
Efendimiz cevabı alınca tebessüm eder ve der ki:
Ya Ali bu bana getirdiğin bir güldür ve o gül nübüvvet ağacından koparılmıştır.