2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 03.01.2018 06:58
  • Güncelleme Tarihi :

Anlaşmalı boşama dinen boşama olur mu?

Evlilik gibi, yuva kurmanın ve neslin devamını sağlayan kutsal bir akdin basit çıkarlara alet edilmesi dinen doğru olmayan bir davranıştır.

Maddî bir menfaat elde etmek için veya işçi olabilmek için anlaşmalı olarak mahkemeye başvurup formaliteden hanımı boşamak dinen geçerli olan bir boşamadır. Zira Hz. Peygamber: “Üç şeyin şakası da geçerlidir. Ciddisi de geçerlidir. Bunlar da nikah, boşama ve imandan çıkmadır” Buyurmuştur.

Dolayısıyla boşanmanın formalitesi, oyunu olmaz. Kişi kendi isteği ile mahkemeye başvurmakta ve hâkimden kendilerini boşamasını istemektedir. Durum bu olunca mahkeme bu eşleri boşadığında boşama meydana gelir. Buna göre evlilik ciddi bir müessesedir ve bu müesseseyi her daim muhafaza etmek gerekir. Bu tarz şeyler nikaha zarar verir, nikahın düşmesine sebep olur.

Besmele çekmeden yemek yemenin bir sakınca var mı?

Besmele ekmeğimizin bereketi ve her hayırlı işin başı olduğundan her başladığımız hayırlı işe besmele ile başlamalıyız. Yemek yemek, su içmek, ya da buna benzer bir takım nimetlerden istifade ederken de Müslüman besmele ile başlamalıdır. Zira besmele ile başlamadığımızda şeytan da o yemeğe ya da nimete ortak olmaktadır. Besmele ile başlanan yemeğe ise şeytan yaklaşamamaktadır. Nitekim sevgili Peygamberimizin hazır bulunduğu bir ortamda sahabenin birisi yemek yerken besmeleyi çekmeyi unuttu. Besmeleyi çekmeyi unuttuğunu hatırlayınca besmeleyi çekti. Rasulüllah Efendimiz de tebessüm ettiler. Sebebi sorulunca Efendimiz: “Besmelesiz yemeğe başlayınca, Şeytan da onunla yemek yiyordu. Besmeleyi okuyunca; şeytan yediklerini istifra etti” buyurdular.

Buna göre yemek yerken besmele ile başlamalıyız. Şayet yemeğe başlarken besmeleyi unutmuşsak hatırladığımız anda baştan sona kadar Allah’ın adı ile başlıyorum demeliyiz.

Müslüman olmayan kasabın kestiğinden yiyebilir miyiz?

İslam inancına göre kesilen hayvanın etinden yiyebilmek için hayvanı kesenin belli şartları taşıması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmezse kesilen hayvanın eti yenmez. Fıkıhçıların kesen kişi ile ilgili ortaya koydukları şartlar şöyle ifade edilmiştir. Hayvanı kesen kimsenin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya ehl-i kitap (Yahudi veya Hıristiyan) olması, hayvanı Allah adına kesmesi gerekir. Ayrıca hayvanı kesen kimsenin kadın veya erkek olması fark etmediği gibi baliğ olması da gerekmez.

Dolayısıyla ehl-i kitabın kızlarıyla evlenmek caiz olduğu gibi bunların kestiği hayvanın da etinden yemek caizdir. Ama ehl-i kitap (Yahudi-Hıristiyan) dışındaki inançtan olanların kestiği hayvanın eti İslam inancına göre yenmez. Gerek ele, gerekse yüze olsun dövme yaptırmak, birtakım çizgilerle süslenmek caiz değildir. Rasûlullah Efendimiz, bedenin herhangi bir yerine böyle süslemelerle dövme yapmayı menetmiştir.

Değil insan bedenine, hayvanların dahi yüzlerine, hatta sırtlarına ve arkalarına böyle dövme yapmayı uygun bulmadığını ashabına haber vermiş, yapanları da azarlamıştır. Buharî deki bir hadîste, dövme yapan ve yaptırana Allah lânet ettiği haber verilmektedir. Onun için her Müslüman’ın lanete sebep olan bu davranıştan uzak durması gerekir.

Ancak yine de dövme yapılmış ise ve bu dövme deriye suyun temasını engelleyen tabaka oluşturan cinsten değilse bu dövmenin namaza abdeste ve gusle bir engelliği söz konusu değildir. Ancak dövme yaptırdığı için kişi günaha düşmüş olur. Fakat dövme ile kılınan namaz dinen sahih ve geçerlidir.

Günün Ayeti

İnsanlardan kimi vardır ki, Allah'ın rızasına ermek için kendini feda eder.

Bakara 207

Günün Hadisi

“İnsanların hatalarının çoğu dilinden meydana gelmektedir.”

Günün Sözü

Başarı istenmediği yere gelmez.

Günün Duası

Allah’ım günümüzü hayırlı ve bereketli eyle.

Bunları Biliyor muyuz?

Eda etmek nedir?

Dinî veya hukukî bir görevin usulüne uygun bir şekilde zamanında yerine getirilmesini ifade etmektedir.

Günün Nüktesi

Siz de mi ağlıyorsunuz?

Hz. Enes’den rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber ruhunu teslim etmek üzere olan oğlu İbrahim’in yanına girince gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı.

Bunun üzerine Abdurrahman İbni Avf:

– Ey Allah’ın Resûlü! Siz de mi ağlıyorsunuz?” diye sordu.

Hz. Peygamber ona:

– Ey İbni Avf! Bu gördüğün gözyaşları rahmet ve şefkat eseridir” cevabını verdi. Sonra şunları ilave etti:

– Göz yaşarır, kalp hüzünlenir. Biz ancak Rabbimiz’in razı olacağı sözleri söyleriz. Ey İbrahim! Seni kaybetmekten dolayı gerçekten üzgünüz.

Buhârî, Cenâiz 43

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık