2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 05.01.2018 06:17
  • Güncelleme Tarihi :

Evlilik yıl dönümünü kutlamak caiz mi?

Gerek evliliğin yıl dönümü gerekse doğum yıl dönümü münasebetiyle tertiplenen merasim ve toplantıların kendisi günah olmaz. Günah, bu toplantılardaki tutumlardan meydana gelir. İnsanlar bir araya gelince helal olan şeyleri yiyor, helal olan şekliyle sohbet ediyor, hayattan bir yaprağın daha koptuğunu, ömürden bir yılın daha gittiğini düşünüyor, faydalı sohbetler yapıyor. Günah olmayan şekilde eğleniyorlarsa elbette böyle evlilik yıl dönümü veya doğum günü kutlamalarında haram olmaz. Hiçbir sakınca söz konusu hale gelmez. Şayet bu vesile ile haramlar işleniyor, günahlara maruz kalınıyor, çok israflı eğlence ve yeme içmelerle kötü örnek olunuyorsa; o zaman bu kutlama haram olur.

Dua ederken ellerimizi havaya kaldırmak zorunda mıyız?

Dua ederken Allah’ın rahmeti bizlerin üzerimize yağıyor. Bizlerde bu rahmetten nasiplenmek için dua ederken ellerimizi rahmetin geldiği göklere doğru kaldırıyor daha sonra da bu rahmeti yüzümüze ve bedenimize sürüyoruz. Nitekim Hz. Peygamber efendimiz Fatiha’yı okuduktan sonra ellerini mübarek yüzüne sürerdi. Hatta yatıp uzanırken okuduğunda vücuduna sürerdi. Dolayısıyla duada ellerimizi yüzümüze sürmek hem rahmetten nasiplenmeye vesiledir hem de sünnettir. Ama illaki dua da ellerimizi havaya kaldırmak ya da yüzümüze sürmek zorunda mıyız? Hayır kaldırmak ve sürmek zorunda değiliz. Ama o zamanda güzel olan bir sünnetin sevabından ve uygulamasından uzak kalmış oluyoruz.

Çocuk ebeveynin her istediğini yapmak zorunda mı?

İslam, ana-baba hakkını çok önemser ve kutsal kabul eder. Öyle ki İslam’da cennetin bir yolu da anne babanın rızasından geçtiği kabul edilmektedir. İslam, evlada anne ve babasına karşı hürmetkar ve aynı zamanda hizmetkar olmasını emretmektedir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de mealen bu konuda: “Anne ve babana of bile demeyeceksin” buyrulmaktadır. Onun için evlat daima anne ve babasının emrinde ve hizmetinde olması gerekir. Şu kadar var ki, anne ve babasına yaptığı hürmet ve hizmet, İslami durumuna zarar vermeyecek şekilde olmalıdır. Yani ihtiyaçlarını dini esasları ihlal etmeden karşılayacak.

Nitekim Hz. Peygamber döneminde birçok sahabenin ana-babaları ilk günlerde İslam’ı kabul etmemiş, hatta İslam’ın zıddı bir putperestlikte kalmışlardı. Bunlar da evlatlarına baskı yapıyor, İslam’ı terk etmelerini istiyorlardı. Gelen vahiyle, ana-babanın İslam’a aykırı isteklerine uymamak gerektiği emredildi, ama anne ve babaları bütünüyle de terk etmemek gerektiği bildirildi. İslam dini, bizden mümkün olduğu kadarıyla anne babanın hizmetlerinde bulunmayı, dini ölçülere zıt düşen isteklerine uymadan gönüllerini almaya gayret etmeyi istemektedir. Buna göre her çocuk anne ve babasına bakmak, emir ve isteklerini yerine getirmek zorundadır. Ama istekleri İslam dininin esas ve emirleri ile çatıştığı anda onların bu isteğini yerine getirmeyecektir. Faraza anne ve baba İslam’dan ayrıl veya namaz kılma diyorsa evlat bu isteklere boyun eğmeyecektir. Eğmek zorunda da değildir. Eğmesi durumunda ise günahkar olur.

Günün Ayeti

Allah’ın rızkından yiyin ve için de bozgunculuk ve saldırganlık yaparak yeryüzünü fesada vermeyin.

Bakara, 2/60.

Günün Hadisi

Kul bir hayra niyet ettiğinde bir sevabı var. Onu işlediğinde de bir sevabı var.

Günün Sözü

Her kalbin çarpıntısı, kendi ecelinin ayak sesidir.

Bayezid-i Bistami

Günün Duası

Allah’ım ömrümün geri kalanını geçmiş ömrümden hayırlı ve bereketli eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Lifafe nedir?

Sözlükte “sargı, dolak, kapçık” gibi anlamlara gelen lifafe, dini bir kavram olarak, cenazeyi baştan ayağa kadar örten ve kefenin en üstüne gelen parçasıdır.

Günün Nüktesi

Müslüman…

Ebu Hüreyreden rivayet edildiğine göre, Resulullah şöyle buyurdu:

“Birbirinizle hasetleşmeyiniz. Almayacağınız bir malın fiyatını müşteri kızıştırmak için artırmayınız. Birbirinize kin ve nefret beslemeyiniz. Birbirinize darılıp yüz çevirmeyiniz. Birinizin satışı üzerine başka biriniz satış yapmasın.

Ey Allah’ın kulları, böylelikle kardeş olunuz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulüm ve haksızlık yapmaz, yardımı kesmez ve onu hakir görmez.

Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret ederek buyurdular ki,

Takva buradadır. Müslüman kardeşini hor ve hakir görmesi, bir kimseye şer olarak yeter. Her Müslümanın kanı, malı ve ırzı, başka Müslümana haramdır. Müslim, “Birr”, 32.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık