2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 19.01.2018 06:43
  • Güncelleme Tarihi :

Erkeklerin beyaz altın kullanması caiz mi?

Altın kadınların ziynetidir. Erkelere ise altın takı yasaklanmıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz Hadis-i Şeriflerinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Altın ve ipek ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helaldir” buyurmaktadır.

Yine Hz. Peygamberin hayatına baktığımızda altını kullanmadığını ve de altın yüzük kullanmayı yasakladığı çeşitli rivayetlerde görmekteyiz. Aynı şekilde erkeklerin nişan alameti olarak altın yüzük takmaları bir zaruret değildir. Bunun yerine gümüş yüzük takabilirler.

Bu rivayetlerden hareketle erkeklerin normal altın veya ayarı düşük olan beyaz altın yüzüğü takması caiz değildir.

Helal lokma kazanmak da bir ibadet midir?

Çalışmak meşru bir işte olduğunda ve ibadetler ihmal edilmediğinde evet ibadettir. Yani çalışmanın ibadet olabilmesi için farzların yerine getirilmesi konusunda ihmal ve tembellik gösterilmemesi ve haramlardan kaçınılması şartına bağlıdır. 

Nitekim iki namaz vakti arasında kalan diğer saatlerin, vakit namazları kılındığı takdirde bir ibadet şekline geleceği ve iki namaz arasında işlenen günahların affedileceği verilen müjdeler arasındadır.

Meselenin bir başka yönü de, farzlarını yerine getiren, haramdan kaçınan kimsenin ailesi için çalışmasının da ibadet olduğudur. Bir hadislerinde kişinin kendisi, ailesi, çocukları ve hizmetçisi için harcadığı paranın birer sadaka olacağını bildiren Peygamberimiz başka bir hadislerinde de bununla ilgili olarak şöyle buyurur: “Allah yolunda sarf ettiğin, bir kölenin hürriyetine kavuşturulması için harcadığın, fakire sadaka olarak verdiğin, bir de ailen için harcadığın paranın hepsi hayırlıdır. Fakat bunlar içinde ailen için sarf ettiğin paranın sevabı hepsinden daha çoktur.”

Buna göre farz ibadetlerini yerine getiren, helalinden kazanarak haramlardan uzak kalan ve kul hakkına riayet eden kimsenin kazandığı helal lokma hem kutsaldır hem de ibadet hükmündedir.

Namaz hangi durumlarda kazaya kalsa günah olmaz?

Namazı bilerek ve dini meşru bir mazeret olmadan kazaya bırakmak günahtır. Ama namaz uykuda ya da unutulduğunda veya kılmasını imkansız hale getiren fiziki şartlardan dolayı kazaya bırakılmışsa bunun bir günahı yoktur.

Hanefi, Şafii ve Maliki mezheplerine göre namazı bu şekilde kazaya kalan kimse günahı olmamakla beraber bu namazı kaza etmelidir.

Günün Ayeti

Siz kulaklarınızın, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz. Fakat yaptıklarınızdan birçoğunu Allah’ın bilmeyeceğini zannediyordunuz. Fussilet 41/22.

Günün Hadisi

İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü “La ilahe illallah (Allah’tan başka ilah yoktur)” sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır.

Buharî, “Îman”, 3.

Günün Sözü

“Mutlu mu olmak istiyorsun? Kimseden bir şey bekleme.”

B. Marley

Günün Duası

Allah’ım dünyada ve ahirette korktuklarımızdan emin umduklarımıza nail eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Darül-Ceza Nedir?

Dünyada iken yapılan işlerin karşılığının görüldüğü ahiret demektir.

Günün Nüktesi

 

Maneviyat ab-ı hayatından içmek…

İmam-ı Şibli, kendi irşadına sebep olan bir olayı şöyle anlatır:

- Bir gün, akan bir nehrin kenarında şaşkın şaşkın bekleyen bir köpek gördüm.

Köpek, kuruyan ağzından dilini sarkıtmış, nefes nefese suya bakıyor, fakat ondan bir yudum su içmeye de cesaret edemiyordu.

Meğer ne zaman suya eğilse, suyun içinde kendi aksini görüyor, başka bir köpek zannıyla korkudan geri çekiliyordu.

Nihayet bu işin, bir netice getirmeyeceğini anlayınca birden kendini suyun içine attı. O kendini atınca, tehdit eden aksi de ortadan kaybolduğu için, kana kana sudan içti.

Köpeğin bu halinden ibret aldım. Çünkü benim nefsim, daima beni tehdit ediyor, maneviyat ab-ı hayatından içmemi önlüyordu. Birden, ona aynı olan arzu ve heves perdelerini yırttım, işte o zaman, karşımdan kayboldu. Ve ben, iman ve İslam yolunda maneviyat ab-ı hayatından doya doya içmeye muvaffak oldum. Nefsimle olan mücadele imtihanını kazandım.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık