Sayfa Yükleniyor...
Çocuk baliğ olunca babanın sorumluluğu dinen biter mi?
Baba, çocuklarına rüşte erinceye kadar bakmakla mükelleftirler. Çocukları reşit, akil-baliğ olduktan sonra anne ve babanın onlara bakma zorunluluğu yoktur. Ama anne ve baba ihsanından, çocuklarına rüştten sonrada bakmakta ve yardımcı olmaktadır. Hatta iş ve yuva sahibi yapmaktadır. Bu dini bir görev olmasa da Müslüman anne ve babalar kendilerine bir görev ve sorumluluk telakki ederek rüştten sonra da evlatlarına yardımcı olmaktadırlar. Dolayısıyla çocuk baliğ olunca kendi sorumluluğu başladığından babanın sorumluluğu biter.
Yapılan bir ibadetin ya da işlenen bir günahın imana etkisi nedir?
İman inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır. İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kuran-ı Kerimde işaret edilmiştir: Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) Bu hanginizin imanını artırdı? diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır. (Tevbe 9/124); O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. (Fetih 48/4); Allahın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (müminlerin) imanlarını artırır. (Enfal 8/2) Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.
Kabirde yaşam var mıdır?
İnsanın kabirde birtakım sorulara muhatap olacağı ve dünyadaki ameline göre azap veya mükafat göreceği bir gerçektir.
Buna işaret eden birçok ayet-i kerime ve bunu anlatan birçok hadis-i şerif vardır. Bu konuda müstakil kitaplar da yazılmıştır. Sevgili peygamberimiz bir Hadisi Şerifinde kabir hayatını şöyle tasvir etmektedir: Kabir, ya cehennem çukurlarından bir çukurdur, ya da Cennet bahçelerinden bir bahçedir.
Bundan anlaşıldığı ve başka hadis-i şeriflerde de dendiği gibi kabir, mümin için açılacak, genişletilecek ve gülistan olacaktır. Özellikle Allah yolunda şehit olanlara kabirde soru sorulmayacak ve kişinin yaptığı iyi ameller orada yardımına koşacaktır.
Kabirde azap görecek olan müminin gördüğü kabir azabı hatalarının kefareti olacak ve mahşere giderken yükü hafiflemiş olarak gidecektir.
Müminlerin bu konunun önemini kavramaları gerekir. Allah Resulü Efendimiz lezzetleri parça parça eden (ölümü ve kabri) çok anın Kabirden daha korkunç bir manzara görmedim buyurur. Bu kişinin kendine gelmesinin ve kendini yenilemesinin yollarından biridir. Sonuç olarak İslam inancında kabir inancı haktır. Kişiler de dünyadaki yaşantılarına göre mezarda bir mükafat veya azap görürler.
GÜNÜN AYETİ
Allah, din hususundaki ağır teklifleri sizden hafifletmek istiyor. Çünkü insan sabır ve tahammül bakımından zayıf yaratılmıştır.
Nisa 28.
GÜNÜN HADİSİ
İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır.
GÜNÜN SÖZÜ
Gerekince vatanınız için kan, aileniz için ter, dostlarınız için gözyaşı dökün.
Y. Kodama
GÜNÜN DUASI
Ey günahları affeden Allahım bugüne kadar işlediğim bütün günahlarımı affet.
BUNLARI BİLİYOR MUYUZ?
Selef-i Salihin Kimdir?
Ashab, tabiin ve tebe-i tabiin gibi Rasulüllahın asrına en yakın yaşayan Müslümanlardır. Bunlar inanç, ibadet ve diğer yaşantılarıyla bütün sapık ve bidat sayılabilecek düşünce ve davranışlardan uzak kimselerdir.
GÜNÜN NÜKTESİ
Fatih Sultan Mehmetin Rüyası
Rivayet odur ki, Fatih Sultan Mehmet Bosnayı fethetmeden bir gün önce çadırında bir rüya görür. Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir, Hz. Osman ve Hz. Ali rüyasındadır.
Akşemseddine rüyasını anlatır.
Hocası şöyle yorumlar;
Hz. Peygamber Bosnanın İslam toprağı olacağına delalettir.
Hz. Ebu Bekir bu topraklardaki insanların vefa ve sıdk duygusunu, Hz. Osman Bosna insanının edebi ve ahlakını, Hz. Ali ise bu topraklarda temin edilecek olan ilmi simgeler.
Rüyada Hz. Ömer yoktur. Fatih buna çok üzülür, çünkü Akşemseddin der ki: Ömer adalettir, öyle bir zaman gelecek ki bu topraklarda adaletten eser kalmayacak, insanlar bundan ötürü öldürülecek, bu topraklar İslamiyetten uzaklaşıp kaybedilecek.