2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 03.04.2018 06:23
  • Güncelleme Tarihi :

Müslüman olmayan kasabın kestiğinden yiyebilir miyiz?

İslam inancına göre kesilen hayvanın etinden yiyebilmek için hayvanı kesenin belli şartları taşıması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmezse kesilen hayvanın eti yenmez.

Fıkıhçıların kesen kişi ile ilgili ortaya koydukları şartlar şöyle ifade edilmiştir. Hayvanı kesen kimsenin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya ehl-i kitap (Yahudi veya Hıristiyan) olması, hayvanı Allah adına kesmesi gerekir. Ayrıca hayvanı kesen kimsenin kadın veya erkek olması fark etmediği gibi baliğ olması da gerekmez.

Dolayısıyla ehl-i kitabın kızlarıyla evlenmek caiz olduğu gibi bunların kestiği hayvanın da etinden yemek caizdir. Ama ehl-i kitap (Yahudi-Hıristiyan) dışındaki inançtan olanların kestiği hayvanın eti İslam inancına göre yenmez.

Gerek ele, gerekse yüze olsun dövme yaptırmak, birtakım çizgilerle süslenmek caiz değildir. Rasulullah Efendimiz, bedenin herhangi bir yerine böyle süslemelerle dövme yapmayı menetmiştir.

Değil insan bedenine, hayvanların dahi yüzlerine, hatta sırtlarına ve arkalarına böyle dövme yapmayı uygun bulmadığını ashabına haber vermiş, yapanları da azarlamıştır.

Buhari deki bir hadiste, dövme yapan ve yaptırana Allah lanet ettiği haber verilmektedir. Onun için her Müslüman’ın lanete sebep olan bu davranıştan uzak durması gerekir.

Ancak yine de dövme yapılmış ise ve bu dövme deriye suyun temasını engelleyen tabaka oluşturan cinsten değilse bu dövmenin namaza abdeste ve gusle bir engelliği söz konusu değildir. Ancak dövme yaptırdığı için kişi günaha düşmüş olur. Fakat dövme ile kılınan namaz dinen sahih ve geçerlidir.

Anlaşmalı boşama dinen boşama olur mu?

Evlilik gibi, yuva kurmanın ve neslin devamını sağlayan kutsal bir akdin basit çıkarlara alet edilmesi dinen doğru olmayan bir davranıştır.

Maddi bir menfaat elde etmek için veya işçi olabilmek için anlaşmalı olarak mahkemeye başvurup formaliteden hanımı boşamak dinen geçerli olan bir boşamadır. Zira Hz. Peygamber: “Üç şeyin şakası da geçerlidir. Ciddisi de geçerlidir. Bunlar da nikah, boşama ve imandan çıkmadır” buyurmuştur.

Dolayısıyla boşanmanın formalitesi, oyunu olmaz. Kişi kendi isteği ile mahkemeye başvurmakta ve hakimden kendilerini boşamasını istemektedir. Durum bu olunca mahkeme bu eşleri boşadığında boşama meydana gelir.

Buna göre evlilik ciddi bir müessesedir ve bu müesseseyi her daim muhafaza etmek gerekir. Bu tarz şeyler nikaha zarar verir, nikahın düşmesine sebep olur.

Bitkisel hayatta olan insandan namaz ve oruç gibi ibadetler düşer mi?

Dinimizde sorumluluğun en önemli şartı akıldır. Aklı tam olmayan bir kimse dinimizin emir ve yasakları ile sorumlu değildir. Buna göre bilinci yerinde olmayan kişinin namazları düşer.

Bu itibarla bitkisel hayata girerek bilinci yerinde olmayan ve bir daha iyileşmeyen bir kişi tutamadığı oruçlardan ve kılamadığı namazlardan dolayı sorumlu olmaz. Dolayısıyla bu durumda iken vefat eden kişinin tutamadığı oruçları için fidye vermek gerekmez.

Bilinci giden ya da bitkisel hayatta olan kimse kendine geldiği zaman namazlarını kaza etmesi gerekir.

Günün Ayeti

Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın. Fussilet 36.

Günün Hadisi

Yiyiniz, tasadduk ediniz, giyiniz. Fakat bunları yaparken israfa ve tekebbüre kaçmayınız. Nesai, “Zekat,” 66.

Günün Sözü

Eğer bir insan, hem çalışkan hem akıllı ise takdir et; çalışkan fakat akıllı değilse dikkat et; akıllı fakat tembel ise ikaz et; hem akılsız hem tembel ise terk et. Hacı Bektaş-i Veli

Günün Duası

Allah’ım beni her daim dünyasını kazanırken ahretini unutmayanlardan eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Surre Nedir?

Osmanlı padişahlarının her yıl hac mevsiminde Haremeyn-i şerifeyn (Mekke ve Medine) halkına ve buralarda geçici olarak bulunan Müslümanlara, mukaddes yerlerin ve hac yollarının emniyetini sağlayan Mekke şeriflerine ve Hicaz bölge sindeki diğer idarecilere gönderdikleri para ve değerli eşyalara verilen ad. Bu hediyeleri götüren topluluğa da surre alayı denirdi.

Günün Nüktesi

Ebu Zer ve Hizmetçisi…

Hz. Osman’ın halifeliği sırasında bir sahabi, Ebu Zer’i gördü. Ebu Zer’in ve hizmetçisinin üstünde aynı kumaştan birer gömlek vardı.

Sahabi Ebu Zer’e: “İkisini birleştirip de kendine elbise yapsaydın ya!” deyince.

Hz. Ebu Zer, Hz. Peygamberden işittiği şu hadisi nakletti: “Hizmetçileriniz, Allah’ın, iradenize emanet ettiği kardeşlerinizdir. Kimin yanında hizmetçi bulunursa kardeşine yediğinden yedirsin, giydiğinden giydirsin. Onlara zahmetli bir iş yüklemeyiniz. Şayet yüklerseniz, kendilerine yardım ediniz.”

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık