Sayfa Yükleniyor...
Adak'ın kelime manası, herhangi bir şeyi yapmaya söz vermektir. Dinî kavram olarak adak; Allahın rızasını kazanmak ve O'na tazimde bulunmak için, yapılması mecbur olmayan namaz, oruç ve kurban gibi farz ve vacip ibadet cinsinden bir şeyi yapmayı nezretmek suretiyle o ibadeti kişinin kendisine vacip kılmasıdır.
Farz veya vacip ibadet cinsinden adanmış olan bir şeyi yerine getirmek vaciptir. Çünkü adak yapan kimse bu hususta Allah'a söz vermiş demektir. Bu gibi hükümlerin uygulanmasında ise, kadın ve erkek arasında fark yoktur.
Ancak adanan adak kesildiği vakit bu adaktan bazı kimseler yiyemezler. Bunlardan birisi de karı kocadır. Şayet koca adak kurbanı kesecek olursa hanımı bu adağın etinden yiyemez. Aynı şekilde kadı adak kestiğinde bu adağın etinden kocası yiyemez.
Avrupa'da çalışan kimse daha fazla para almak için başkasının çocuğunu kendi nüfusuna kaydederse caiz olur mu?
Avrupa'da işçi çalışıp bu ülkelerdeki çocuk yardımlarından daha fazla yararlanmak için kendi akrabaları da olsa çocuğu olmadığı halde kendi çocuğuymuş gibi göstererek bu parayı alması dinen uygun değildir.
Bu davranış iki yönden uygun düşmemektedir.
1- Yalan bir beyan ile mal edinme vardır.
2- Hile yaparak mal edinme vardır.
Bu iki davranışta inancımızca uygun değildir. Ayrıca kafir de olsa yabancı bir kişinin malını çalmak veya hile ile almak haramdır.
Müslüman olmayan patronun yanında çalışmak caiz mi?
Yabancı yani Müslüman olmayan kişilerin sahip olduğu şirketlerde, işyerlerinde yapılan iş haram olmadığı sürece çalışmada bir sakınca yoktur. Yani içki, domuz gibi haram bir mamul yoksa kazancın ve çalışmanın bir sakınca yoktur. Elde edilen kazanç ve para helaldir. Kaldı ki yapılan iş ve imalat haram olsa Müslüman kişinin yanında da çalışılmaz. Mesela: Müslüman kişi içki üretse onun da yanında çalışmak caiz değildir.
Dolayısıyla kimin yanında çalıştığınızın bir anlamı yok ama yaptığınız işin bir anlamı var. İş helalse kazançta helaldir. İş haram ise kazançta haramdır. Orada da çalışmak caiz değildir.
Hz. Peygamber sadece insanların peygamberi miydi?
Hz. Peygamber, hâtemü'l - enbiya yani peygamberlerin sonuncusu ve en büyüğü olduğu için hem insanlara hem de cinlere peygamber olarak gönderilmiştir. Nasıl ki insanlardan bir kısım Hz. Peygambere iman etmişse aynı şekilde cinlerden de peygamberimize iman edenler olmuştur. Aynı şekilde nasıl ki insanlardan inkar eden ve iman etmeyenler olmuşsa aynı şekilde efendimizin peygamberliğini kabul etmeyen cinler olmuştur.
Nitekim cinlerden bir gurubun efendimizi Kuran okurken dinlediğini ve bu dinlemenin neticesinde Müslüman olduğunu dahası diğer cinleri de imana davet ettiğini Kuran-ı Kerimden öğrenmekteyiz. Allahu Teala bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:
Ey Muhammed de ki: Cinlerden bir zümrenin Kur'an okurken dinlediği bana vahyolundu. Onlar Kur'an-ı dinlemişler de şöyle demişler: Biz gerçekten hayranlık veren bir Kur'an dinledik ki O, hakka ve doğruya götürüyor, biz de O'na iman ettik. Rabbimize artık hiçbir şeyi ortak koşmayacağız (Cin, 38)
Buna göre efendimiz sadece insanların peygamberi değil bilakis bilinen ve bilinmeyen bütün alemlerin ve varlıkların peygamberiydi.
Günün Ayeti
Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık.
Hac, 5.
Günün Hadisi
Öyle bir devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı oduğuna hiç aldırmayacak."
Günün Sözü
İnsan ölür ama ölmeyen insanlıktır.
Mevlana
Günün Duası
Allahım bugün organlarımı sana isyan yolunda değil itaat yolunda kullanmamı nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Devran nedir?
Yapılan bir va'zın, okunan ayetlerin veya söylenen ilâhîlerin etkisiyle duygulanan ve coşan bir sûfinin çoğu kez iradesi dışında yerinden fırlayıp dönmeye başlamasına devir, devran, deveran, sema ve benzeri isimler verilmektedir.
Devran bir sûfinin tek başına dönmesiyle, bazen de bir derviş topluluğunun ayağa kalkıp dönmesiyle gerçekleşir.
Günün Nüktesi
Kim bunlar?
Ebu Zer anlatır: Rasulullah şöyle buyurdu:
" Üç kişi vardır ki Allah Kıyamet Günü onların yüzüne bakmaz, onlarla konuşmaz ve onları temize çıkarmaz. Onlara acıklı bir azap ta vardır. "
Rasulullah bunu üç defa söyledi.
Ben de:" Bunlar hüsrana uğradı, zarar ettiler, kim bunlar?" dedim.
Şöyle buyurdu:" Yürürken kibirle elbisesini uzatan, yaptığı iyiliği başa kakan ve yalan yeminle malını sarf edendir.