Kişi abdestsiz iken Kur’an-ı Kerime dokunmadan Kur’an okuya bilir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 26.08.2025 08:48
  • Güncelleme Tarihi : 26.08.2025 08:48

Abdest, ibadetleri yerine getirmeyi mubah kılan, kulun bu ibadetlere manen ve ruhen hazırlanmasına ve bu ibadetlerden azami verim elde etmesine yardımcı olan vasıta bir ibadettir. Abdestsiz olan kimsenin Kabeyi tavaf etmesi, Kur’an’a dokunması, onu elle tutması caiz görülmez. Abdestsiz kimsenin Kur’an’a bakarak ya da ezberden Kur’an okuması caiz görülmüştür. Ancak Mümin’in Kur’an okurken abdestli olması, hatta hayatının her safhasında abdestli gezmesi hem Kur’an’ın bereketinden istifade etmesi hem de maddeten ve ruhen kötülüklerden arınıp, yapmış olduğu güzel amellerden azami ölçüde verim elde etmesi açısından önemlidir. Aynı şekilde televizyonda ya da bilgisayarda Kur’an okuyan programları takip eden kimse, takip ettiği yerleri sessizce tekrarlıyorsa, Kur’an okumuş gibi olur bunun için de abdestli olması gerekmez. Çünkü Kur’an-ı Kerime dokunmamış olmaktadır.

Mazeretsiz olarak namazı kazaya bırakmak caiz mi?

İslam’da namaz, oruç ve hac gibi ibadetler için belirli ifa vakitleri konulmuştur. Bu vakitlerin kaçırılması halinde artık eda değil, kaza söz konusudur. Farz namazların kendi vakitleri içinde kılınması farzdır. Özürsüz olarak bir namazın kazası ile bu kimsenin üzerinden namaz borcu düşse de geciktirmekten meydana gelen günah devam eder. Bunun için, namazı kaza eden kimsenin, ayrıca Allah’a tövbe etmesi gerekir. Şer’i özür ve mazeretler namazı tehir etmek için meşru bir yoldur. (Yolculuk gibi) Fakat günlük işler, sanat ve meslekler, aile fertlerinin geçimini sağlamak için yapılan çalışma ve işler namazın kazaya bırakılması için özür sayılmaz.

Tanımadığımız birisi bize selam verdiğinde selamını almamak caiz mi?

Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur. Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir. Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman İslam’ın bu güzel şiarını günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim de Allah mealen şöyle buyurmaktadır: ‘Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.’ (Nisa, 4/ 86) Dolayısıyla bize selam verildikten sonra selamı veren dost, akraba, tanıdık, tanımadık, küs ya da barışık kim olursa olsun selamına karşılık vermek üzerimize farzdır. Selama karşılık vermemek ise dinen uygun değildir.

Günün Ayeti

Kim kötü bir şeyde aracılık yaparsa, ona o kötülükten bir hisse vardı
Nisa, 4/85.

Günün Hadisi 

“Bir adam Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, harcadıkları onun için birer sadaka olur.” 
Buhârî, “Îmân”, 41. 

Günün Sözü

Allah nasip ettirmeyeceği şeyi hayal ettirmez.
Hz. Osman

Günün Duası

Ya rabbi sırlarımızı ve ayıplarımızı ifşa eyleme

Bunları Biliyor muyuz?

Keffâret-i Yemîn:
Bir işi yapmak veya yapmamak hususunda Allah’ın ismini söyleyerek yemin eden kimsenin yeminini bozunca ceza olarak yapması gerekli olan şeydir.
Günün Nüktesi
İçimizdeki iki kurt… Kızılderili Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri hayat, ask ve evlilik üzerine konuşurken şunları söylüyor: “İçimizde iki kurt var ve bunların arasında da korkunç bir savaş.”
Kurtlardan biri; Korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibiri, kendine acımayı, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, üstünlük taslamayı ve benciliği temsil ediyor. Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu, paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçak gönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor.” Gençlerden biri “Hangi kurt kazanacak?” diye soruyor. Yaşlı adam kısaca cevap veriyor: “Beslediğiniz...”

Kişi abdestsiz iken Kur’an-ı Kerime dokunmadan Kur’an okuya bilir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık