2

Kişi malını istediği bir fiyata satabilir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 29.02.2020 06:58
  • Güncelleme Tarihi :

İslam’ın ekonomik anlayışında serbest piyasa anlayışı vardır. Bu anlayışta isteyen istediği oranda mal alır ve satar. Bu malı da istediği fiyata alır ve satar. Tabi olağan durumlar için geçerlidir. Ancak olağan üstü dönemlerde deprem, afet, kıtlık… Dönemlerinde devlet gerektiğinde malın hem stokunu, karaborsasını, önlemek hem de kıtlıktan dolayı insanların mağdur duruma düşmemeleri için fiyatlara fıkhi bir tanımla narh koyabilir. Yani fiyatlara sınırlama getirebilir. Lakin bugünkü piyasa koşulları gibi zamanlarda fiyatlara sınırlama getirilmez. Fiyatlara sınırlandırma getirilmediği gibi aynı zamanda kar oranlarına da bir sınırlandırma getirilmez. Çünkü istenilen bütün temel ihtiyaçlar her yer de var. Günümüzde de serbest rekabet piyasası var. Bir markette ya da iş yerinde satılan malının fiyatını beğenmeyen vatandaş hemen diğer marketten ya da iş yerinden ihtiyacını alabiliyor. Kıtlık ve karaborsa olmadığından fiyatlara ve kar oranlarına bir oran koyulmaz. Tabi her ne kadar dinen fiyatlara bir oran koyulmasa da Müslüman yakışan başta ticaretinde olmak üzere hayatın her alanında ehli vicdan olmasıdır.
Kişi malının ne kadarını vasiyet edebilir?
Vefat edenin vasiyet ettiği para veya mal, bıraktığı terekenin, yani geride bıraktığı servetin üçte birini geçmiyorsa (çünkü vefat eden kimse ancak mirasının 1/3 ünü vasiyet etme hakkı vardır.) vasiyet ettiği malını mirasçılar vasiyet edilen yere vermek zorundadırlar. Ama üçte birini geçiyorsa üçte birinden fazla olan kısma engel olabilirler. Mesela vefat edenin bıraktığı miras 300 milyar olsun. Bundan 100 milyar hayır kurumuna verilmesi vasiyet edilmiş ise, bu 100 milyar üçte birini geçmediği için vasiyet edilen kişi veya kuruma verilmek zorundadır. Tabi bu vasiyet mirasçı olmayanlar için geçerlidir. Çünkü İslam fıkhına göre ölünün mirasından miras alacak kimseye aynı zamanda vasiyet etmek caiz değildir. Edilse bile vasiyet geçersizdir.
İslam’a göre mükellef kime denir?
Mükellef demek erginlik çağına gelen akıllı insanlar demektir. Mükellef, dinin emirlerini yapmak ve yasaklarından sakınmakla sorumludur. Mükellef sayılmak için insanda iki şartın bulunması gerekir;1- Akıllı olmak, 2- Erginlik çağına gelmek. Akıllı olmayan deliler ile erginlik çağına gelmemiş çocuklar mükellef değildirler. Erginlik (büluğ) çağı, çocukların vücut yapılarına ve iklim şartlarına göre değişir. Erginlik erkek çocuklarında oniki ile onbeş, kız çocuklarında dokuz ile onbeş yaşları arasında olur. Onbeş yaşını bitirdiği halde kendisinde erginlik belirtileri görülmeyen çocuklar erkek olsun, kız olsun erginlik çağına gelmiş sayılır ve dinin emir ve yasaklarına uymakla sorumlu olurlar.
Faizsiz bankalara para yatırarak elde edilen gelir İslam dinine göre helal midir? 
Özel Finans Kurumları, banka sayılmayan, İslami esaslara göre fon kabul edip kaynak kullandırabilen tasarrufları değerlendirme yöntemleri olarak faiz yerine kar-zarar ortaklığı esasına dayalı olarak çalışan kurumlardır. Dünyada “İslami banka” olarak adlandırılan kuruluşlara ülkemizde Özel Finans Kurumu denmiştir. Bu kurumların Özellikleri şunlardır: 1- Faizsizdir: Bu bankaların en ayırt edici özelliği çalışmalarında faize yer vermemeleridir. Yani, sağladıkları kaynaklara faiz ödemezler; kullandırdıkları kaynak için müşterilerinden faiz tahsil etmezler. 2- Ticaretle Bağlantılıdır: İslam’da faizin haram, ticaretin ve karın helal olması bu kuruluşları müşterileriyle ticari nitelikli iş yapmaya yöneltir. Para ticareti İslam’da yasak olduğuna göre, kar etmek için mal ticareti gerekli olur. 3-Sermaye Bağlantılıdır: Saf İslami bankacılığın kar-zarar ortaklığı (mudaraba) veya sermaye iştiraki (muşaraka) içerdiği genellikle kabul gören bir gerçektir. 4- Yatırımlar dine uygun olmalıdır. Bu bağlamda alkol ve kumar tarzı haram kazanç yollarından uzak olmalıdır. Yukarıda zikri geçen özellikler göz önüne alındığı takdirde katılım bankalarının işleyişinin caiz ve helal olduğunu söyleyebiliriz.
Günün Ayeti
Şüphesiz insanların Allah’a ibadet etmeleri için yeryüzünde kurulan ilk mabet, Mekke’deki mübarek, bütün alemlere hidayet ve nur kaynağı olan Kabe’dir. Orada apaçık nice alametler, Makam-ı İbrahim vardır. Oraya giren emniyet içinde olur. Gücü yeten, imkan ve yol bulan insanlar üzerinde, Beytullah’ı haccetmeleri, Allah’a bir kulluk borcudur. Al-i İmran, 3/96-97.
Günün Hadisi
Şüphesiz ki Allah, verdiği nimetinin eserini kulunun üzerinde görmekten hoşlanır. Tirmizi, “Edeb”, 54.
Günün Sözü
Kimse elindekinin değerini bilmez sahip olduğu sürece. Ama bir gün elinden uçup gittiğinde, tek bir söz kalır; keşke!
Günün Duası
Allah’ım imanımızı, sağlığımızı, vicdan ve ihlasımızı daim eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Haset Nedir? 
Kişinin, başkalarının sahip bulunduğu maddi ve manevi imkanlarının elinden çıkmasını veya o imkanların kendisine geçmesini istemesi demektir.
Günün Nüktesi
Onlar Ev De Yapacaklar Mı?
Nuh aleyhisselam zamanında insanların ömürleri uzunmuş, 800-bin sene yaşarlarmış. Bir kadının oğlu ölür. Kadın çok ağlar. Komşu kadınlardan birisi der ki: “Niye bu kadar ağlıyorsun, Allah’ın takdiri böyleymiş.” “Elbette öyledir, ben ona ağlamıyorum.” “Ya niye ağlıyorsun?” “Yavrum fazla gün görmedi diye, annelik şefkatiyle ağlıyorum.” “Oğlun kaç yaşındaydı?” “275 yaşındaydı.” “İyi ama sen buna ağlıyorsun da, ahir zamanda gelecek ümmet ne yapsın, ömürleri 50-60 sene olacak.” “Ciddi mi söylüyorsun?” “Elbette.” “Allah Allah, onlar ev de yapacaklar mı?” “Hem de kaç tane yapacaklarmış.” “Ben onların yerinde olsaydım, çadırımın kazığını bile değişmezdim.”

 

Kişi malını istediği bir fiyata satabilir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık