Kişi malını istediği bir fiyata satabilir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 21.01.2021 07:19
  • Güncelleme Tarihi :

İslam’ın ekonomik anlayışında serbest piyasa anlayışı vardır. Bu anlayışta isteyen istediği oranda mal alır ve satar. Bu malı da istediği fiyata alır ve satar. Tabi olağan durumlar için geçerlidir. Ancak olağan üstü dönemlerde deprem, afet, kıtlık… Dönemlerinde devlet gerektiğinde malın hem stokunu, karaborsasını, önlemek hem de kıtlıktan dolayı insanların mağdur duruma düşmemeleri için fiyatlara fıkhi bir tanımla narh koyabilir. Yani fiyatlara sınırlama getirebilir. Lakin bugünkü piyasa koşulları gibi zamanlarda fiyatlara sınırlama getirilmez. Fiyatlara sınırlandırma getirilmediği gibi aynı zamanda kar oranlarına da bir sınırlandırma getirilmez. Çünkü istenilen bütün temel ihtiyaçlar her yer de var. Günümüzde de serbest rekabet piyasası var. Bir markette ya da iş yerinde satılan malının fiyatını beğenmeyen vatandaş hemen diğer marketten ya da iş yerinden ihtiyacını alabiliyor. Kıtlık ve karaborsa olmadığından fiyatlara ve kar oranlarına bir oran koyulmaz. Tabi her ne kadar dinen fiyatlara bir oran koyulmasa da Müslüman yakışan başta ticaretinde olmak üzere hayatın her alanında ehli vicdan olmasıdır.

Namazın kılınış şekli neye göre belirlenmiştir?

İslam dininde ibadetler tevkifidir. Yani hem farz oluş gerekçelerinin hem de uygulamalarının her yönüyle akılla bilinmesi mümkün değildir. Aynı şekilde ibadetlerle ilgili hususlar Kur’an’da genel olarak emredilmiş, Hz. Peygamber’in uygulamasıyla belirgin hale gelmiştir. Kur’an’da, namazların belli vakitlerde farz kılındığı ve kıyam, kıraat, rüku ve secde gibi bir takım rükünlerinin olduğu bildirilmiş ancak söz konusu ibadetin detayları ve namaz içerisinde yapılması gereken diğer davranışlar ile ilgili hususlar Hz. Peygamber’in sünnetine bırakılmıştır. Nitekim sevgili Peygamberimiz, “Beni namazı nasıl kılarken gördüyseniz siz de öyle kılınız” (Buhari, Ezan, 18) buyurmuştur. Buna göre namazla ilgili genel hüküm, rükün ve şartlar veya kılınış şekli Kur’an’la, bunlara ilişkin ayrıntılar ise Hz. Peygamberin sünnetiyle belirlenmiştir.

Camiye abdestsiz girmek caiz mi?

İslam inancına göre temizlik imandandır. Abdestte bir temizlik olduğuna göre her daim temiz olmak yani abdestli olmak güzel bir davranıştır ki Hz. Peygamberin de tavsiye ettiği bir sünnettir. Camiiler de ibadet mekanlarımızdır. Bu güzel mekanlara girerken temiz, saygı ve tevazu ile ziyaret etmek Müslüman’a yakışan bir davranıştır. Aynı zamanda her camiye girdiğimizde “tahiyyatul mescit” namazı dediğimiz iki rekatlık bir namazı da kılmak sünnettir. Bu sünnet namazını da kılabilmek için abdest şarttır. Dolayısıyla camiye abdestli girmek hem temizlik, hem saygı babından, hem de en az kılınacak iki rekat namaz için gereklidir. Ancak abdestsiz de camiye girmenin bir sakıncası yoktur.

Günün Ayeti

İnsanlar bütün ümitlerini yitirdikten sonra yağmuru indiren ve rahmetini yayan O’dur. Gerçek dost ve koruyucu, her türlü hamde layık olan O’dur. Şura, 42/28.

Günün Hadisi

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir. Muslim, “İman”, 7.

Günün Sözü

Helalin hesabı, haramın azabı olduğunu unutma. Abdülkadir-i Geylani

Günün Duası

Allah’ım! Kıyamet gününde, bizi, anne babamızı ve bütün müminleri bağışla.

Bunları biliyor muyuz?

Alemiervah Nedir?

Ruhlar alemi, insanın dünyaya gelmeden önce ve öldükten sonra ruhunun bulunduğu ve varlığı duyu organlarıyla kavranamayan alem demektir.

Günün Nüktesi

Ölüm ve Temenni…

Enes bin Malik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Başına bir musibet geldi diye hiç biriniz ölümü temenni etmesin. Mutlaka böyle bir şey temenni etmek zorunda kalırsa: ‘Allah’ım, benim için yaşamak hayırlı olduğu sürece beni yaşat, hakkımda ölüm hayırlı olduğu zaman da beni öldür’ desin.” Buhari, “Merda”, 19.

Kişi malını istediği bir fiyata satabilir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık