Komisyonculuk yapmak caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 09.09.2022 05:23
  • Güncelleme Tarihi :
Komisyonculuk yapmak caiz mi? yazının resmi

Dinen helal olan bir malın veya hizmetin alım satımında aracı olan kişinin (komisyoncunun), yaptığı hizmetin karşılığında alıcı veya satıcıdan yahut her ikisinden tespit edilen oranda ücret alması caizdir. Ancak hizmetinin karşılığında alacağı ücretin önceden belirlenmesi uygun olur. Ücretin önceden belirlenmemiş olması halinde ise, mevcut uygulama ve örfe göre hareket edilir. Buna göre belli bir ücret (komisyon) karşılığında firmalara iş ya da müşteri bulan kişinin elde ettiği gelir dinen helaldir.

Ebeveynin hakkı inanç ile bir ilgisi var mıdır?

İslam, ana-baba hakkını çok önemser ve kutsal kabul eder. Öyle ki İslam’da cennetin bir yolu da anne babanın rızasından geçtiği kabul edilmektedir. İslam, evlada anne ve babasına karşı hürmetkâr ve aynı zamanda hizmetkâr olmasını emretmektedir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Mealen bu konuda: “Anne ve babana of bile demeyeceksin” (Îsra, 17/ 23) buyrulmaktadır. Onun için evlat daima anne ve babasının emrinde ve hizmetinde olması gerekir. Şu kadar var ki, anne ve babasına yaptığı hürmet ve hizmet, İslami durumuna zarar vermeyecek şekilde olmalıdır. Yani ihtiyaçlarını dinî esasları ihlal etmeden karşılayacak. Nitekim Hz. Peygamber döneminde birçok sahabenin ana-babaları ilk günlerde İslâm’ı kabul etmemiş, hatta İslâm’ın zıddı bir putperestlikte kalmışlardı. Bunlar da evlatlarına baskı yapıyor, İslâm’ı terk etmelerini istiyorlardı. Gelen vahiyle, ana-babanın İslâm’a aykırı isteklerine uymamak gerektiği emredildi, ama onları bütünüyle de terk etmemek gerektiği bildirildi. Mümkün olduğu kadarıyla hizmetlerinde bulunmayı, dinî emirlere zıt düşen isteklerine uymadan gönüllerini almaya çalışmaları emredildi. Buna göre her çocuk anne ve babasına bakmak, emir ve isteklerini yerine getirmek zorundadır. Ama istekleri İslam dininin esas ve emirleri ile çatıştığı anda onların bu isteğini yerine getirmeyecektir. Faraza anne ve baba İslam’dan ayrıl veya namaz kılma diyorsa evlat bu isteklere boyun eğmeyecektir. Eğmek zorunda da değildir. Eğmesi durumunda ise günahkâr olur. Dolayısıyla anne ve baba ister Müslüman olsun ister gayrı Müslim olsun evladının üzerinde aynı hakkı vardır.

Buluğ yaşına gelmemiş çocuğun yaptığı ibaten bir sevabı olur mu?

Mümeyyiz olduktan sonra hangi yaşta olursa olsun çocuğun yaptığı ibadetin sevabı vardır. Bu ibadetlerden çocuğun sevabı olduğu gibi aynı şekilde onu yetiştiren anne babanın da sevabı olur. Çocuğuna iyi bir dini eğitim ve terbiye veren kimse çocuklarının yaptığı ibadetlerden (yetişkin olsalar da) hissedardır. Çünkü onu yetiştiren ve bu ibadeti ona öğreten anane babadır. Bu ibadetlere vesile oldukları için onların da sevabı olur.

Alım satımda vade farkı koymak faiz olur mı?

Bir malı peşin fiyatına satmak nasıl caiz ve makul ise veresiye fiyatına zamlı satmak da öyle câiz ve makuldür. Zira veresiye satışta malın karşılığı olan bedel bir kaç ay geciktirilmektedir. Diğer bir ifade ile uzatılmaktadır. Dolayısıyla vade uzayınca malı satanın bir zararı söz konusu olmaktadır. Bu zararını telafi etmek için malın fiyatını bir miktar yükseltmesinde dinen bir sakınca yoktur. Ama bunu yaparken iki tarafta peşin fiyata mı yoksa vadeli fiyata mı anlaştıklarını alış veriş esnasında söylemeleri ve bunun üzerinde anlaşmaları gerekir. Şayet böyle olmazsa o zaman bu alış- veriş geçersiz olur.

Günün Ayeti

Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın.

Fatır, 35/5

Günün Hadisi

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.

Müslim, “Îmân”, 78.

Günün Sözü

Hiçbir hâlin iyisi de kötüsü de sürüp gitmez.

Günün Duası

Allah’ım bugün beni affettiğin kulların eyle.

Bunları Biliyor muyuz?

Arasât nedir?

Kıyametin kopmasından sonra diriltilecek olan insanların, dünyadaki inanç, söz, fiil ve davranışlarından sorguya çekilmek üzere sevk edilecekleri yerin adına denir. Bu mekâna mahşer ve mevkif de denir.

Günün Nüktesi

Mertlik…

Geçmişin büyük bilginlerinden biri, yorgun bitkin bir halde uzun bir yolculuktan dönmüş, ter ve kir ağırlığı da buna eklenmişti Yurduna yuvasına kavuşan bilginin ilk işi hamama gidip kendisine en fazla rahatsızlık vermiş olan kir ve terden kurtulmak oldu.

Hamamda kendisini yıkayan tellak, kirden rahatsız olur. Bilgini keselerken “Ne kadar kirlisin” der gibi kirleri bilgin zatın önüne yığıyordu.

Keseleme işi devam ederken, tellak keselediği şahsın ilim sahibi biri olduğunu öğrenince, “Efendim madem siz derin bir bilginsiniz ‘mertlik nedir?’ bana anlatır mısınız?” dedi. Yıkanmakta olan büyük bilgin tellaka bir incelik dersi vermenin fırsatını yakalar ve şöyle der:

“Mertlik, kimsenin ayıp ve kusurlarını yüzüne vurmamak, kirlerini kendisine göstermemektir”

Komisyonculuk yapmak caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık