Sayfa Yükleniyor...
Kurbanın meşru kılınmış bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller bulunmaktadır. Nitekim bu hususta Saffat Suresinin 107. ayetinde: “Hz.İbrahim’in oğlu Hz.İsmail’in yerine bir kurbanın, Allâh tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir. Ayrıca başka ayetlerde de kurban ibadeti ile ilgili nasslar mevcuttur:
“... kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allâh’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”(Hacc 22/28)
“Her ümmet için, Allâh’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık…” (Hacc 22/34)
“Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allâh’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yeyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.” “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hacc 22/36;37) ayetleri buna işaret etmektedir.
Bu ayetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için kesilen hayvanlar olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allâh’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlas ve takva olduğunun bizzat ayetin nazmında yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Peygamber de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamber’in, yedi deveyi kendi eliyle kurban olarak kestiğini,
Aynı şekilde sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber, Kurban bayramında, Allah katında en sevimli ibdetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dahil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir.
Borç para ile kurban kesilir mi?
Borç para ile başka malları almak caiz olduğuna göre kurban almak da caizdir. Fakat kişi fakir ise ve bu kurban kendisine vacip değilse kesmesi halinde sıkıntıya girecekse borçla da olsa kurban kesmeye bilir.
Bir hayvanın kurban olmasına engel olan kusurlar nelerdir?
Kurban, bir ibadet olduğu için, kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları gerekir. Bazı kusurlar vardır ki; bunlar, hayvanın kurban olmasına engeldir. Bu kusurların başlıcaları şunlardır:
İki veya bir gözü kör olan, kemiklerinde ilik kalmayacak derecede zayıflamış olan, kesim yerine yürüyerek gidemeyecek kadar topal olan, kulağının ve kuyruğunun üçte birinden fazlası kopmuş olan, dişlerinin yarıdan fazlası dökülmüş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, ölüm derecesinde hasta olan... hayvanlar kurban edilmezler.
Boynuzsuz veya boynuzu biraz kırılmış, dişlerinden birazı dökülmüş ve burulmuş hayvanların kurban edilmeleri caizdir.
Günün Ayeti
“Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”
(Hac, 22/28)
Günün Hadisi
“Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah indinde kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah indinde kabul görür.
( Tirmizî, “Edahi”,1)
Günün Sözü
Bir kimse gönül hoşluğu ile kurbanından sevap umarak keserse bu kurban ona cehenneme karşı bir perde olur.
Hz. Ali
Günün Duası
Allah’ım beni yeni bir güne eriştirdiğin için sana şükürler olsun. Allah’ım bu günümü de hayırla bitirmemi nasip et.”
Bunları biliyor muyuz?
Hill Bölgesi Neresidir?
Dışarıdan Mekke’ye gelen kişilerin ihrama girmek zorunda oldukları sınırlar içinde (mîkat) olduğu halde, harem bölgesi dışında kalan yerlere verilen isimdir.
Günün Nüktesi
Takva sahibi olmak için…
Bir gün Hz. Davud oğlu Hz. Süleyman’a şu nasihatte bulunur:
“Ey oğul! Bir insanın takva sahibi olması şu üç şey ile belli olur:
1. Allah’ın takdir ettiği bela ve sıkıntı karşısında, O’na tam ve güzel bir şekilde tevekkül etmesi,
2. O’nun kendisine ihsan ettiği şeylere gönülden razı olması,
3. O’nun müptela kıldığı belalara karşı ise güzel bir sabra sahip olmasıdır.