Kişi bir iş yerinde çalışırken vaktini alacağı para karşılığında iş sahibine satmış demektir. Yani, bu vaktin içindeki mesai zamanı işverenin hakkıdır. Bu mesai zamanında dalga geçmek, zamanı değerlendirmeyip eğlenme ve ihmallerle vakit öldürmek, işverenin hakkını çalmak, verdiği paranın karşılığını tam olarak vermemektir. Bunun günahlığında ise, kimsenin şüphesi ve itirazı olmamalıdır. Zira bu kul hakkını bir çiğnemedir.
Ancak, işverene satılmış olan bu vaktin içinde bir de namaz vakitleri dediğimiz Allah hakkı vardır. Bu vakitler de, Allahın emirlerine tahsis edilmiş vakitlerdir. Bu namaz vakti de, Allahın hakkıdır.
Öyle ise iş verene satılmış olan vakitlerde iş verenin işinde çalışılacak kolan kişi, asla ihmal edilip dalga geçilmeyecek, ama bu sırada Allahın hakkı olan vakit de gelirse o hak da yerine getirilecek, Allahın hakkı da Allaha verilerek, ibâdete tahsis edilecektir. Bu sebeple işverenin namaz vakitlerinde namaz kılacak bir vakit için müsaade vermek zorunda olduğu anlaşılır.
Bu arada en büyük mesûliyet de, bu hakkı istismar edip de namazı bahane ederek zaman öldürenlerin, namaz vakitlerini uzatıp, iş vereni namaza müsaade ettiğine pişman ederek, izin vermeyecek bir tutuma itenlerin üzerine yüklenir. Bunun günahı da büyüktür. İslam fıkıhçıları işverenin izin vermemesi durumunda kişinin sünnet namazlarını kılamayacağını söylemişlerdir. Ama farz namazlara ister izin versin ister vermesin kişi kılmak zorundadır. Ama ifade ettiğimiz gibi istismar etmeyecektir.
Kadın eşi istemese başını örtmeye bilir mi?
İster kadın ister erkek için olsun fark etmeksizin ki her Müslümanın hem kendisini yaratan hem de birlikte yaşadığı insanlara karşı görev ve sorumlulukları vardır. Allaha karşı namaz kılma, içki içmeme gibi görevi vardır. Kullara karşı anne baba, eş, komşu, kardeş gibi kişilerin hakkını gözetme görevi vardır.
Bu hakların hepsi önemli ve riayet de gereklidir. Ancak bunlar arasında öncelikli bir tercih yapmamız gerekirse tabi ki öncelikli olarak Allah hakkı gelir. Buna göre başörtüsü Allahın emri olduğundan ve erginlik çağına gelmiş her Müslüman bayan bunu örtmekle mükellef olduğundan eş, baba, anne ya da bir başka insan istemese de erginlik çağına gelmiş bir bayan yine de başını örtmek zorundadır.
Burada kural kaide şudur ki efendimizin hadisinde de geçtiği gibi: Allaha isyan konusunda kula itaat edilmez.
Baş örtmek farz olduğuna göre koca istemiyorum dese de kadın yine de başını örtmek zorundadır. Ancak bunu yaparken eşine inat olarak değil, kocasını da ikna ederek onu incitmeden, yuvayı da dağıtmadan yapmalıdır. Yani ne yuvasını yıkmalı ne de günaha girmeli.
Çocuklara doğa isimleri koymak caiz mi?
Yeni doğan çocuğa güzel bir isim koymak anne ve babaların en önemli görevlerindendir. Çocuğa konulan isim hem bu dünyada hem de ahirette geçerlidir.
Hz. Peygamber sadece çocukların değil, büyük insanların ismiyle dahi ilgilenmiştir. Kötü bulduğu bazı isimleri değiştirme yoluna gitmiştir. Yine konulması gereken güzel isimler hakkında bilgiler vermiş, zaman zaman bizzat kendileri çocuklara isimler vermiştir.
Hz. Peygamber güzel isim koymanın önemini bir sözünde şöyle ifade etmektedir: Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse isimlerinizi güzel koyun.
Bu çağırma işlemini Allah'ın görevlendirdiği bir melek Allahın izniyle yapacaktır. Hiç kimse kıyamet günü Allahın hoşlanmayacağı isimle Onun karşısına çıkmak istemez. Öyleyse kötü olan isimlerin çocuklara verilmemesi gerekir.
Mahşerde her çocuk, konan ismiyle çağrılacaktır. Şayet çocuğun ismi kötü manaya gelen bir isim ise, mahşer halkı önünde isminden dolayı utanan çocuk kendisine isim koyan kişiye: Allah beni doğuştan Müslüman olarak dünyaya gönderdi, sen neden bana kötü manaya gelen ismi koydun? diye isim koyandan davacı olacaktır.
Kısaca ebeveynler yavrularına karşı ilk görevlerini yerine getirirken, kötü manaya gelecek isim koymaktan kaçınmalı ki, mahşerde koydukları isimlerle çağrılan çocuklarının şikayetine muhatap olmasınlar.
Ayrıca bir ismin mutlaka Arapça olması şart değildir. Türkçe, İngilizce, Almanca ya da başka bir dilde de olabilir. Önemli olan bu ismin yukarıdaki ölçülere aykırı olmamasıdır
Buna göre çocuklara Yağmur, Toprak, Doğa, Nehir, Irmak vs. gibi simleri koymakta herhangi bir sakınca yoktur. Ancak Muhammed, Ali, Hasan, Ayşe Fatma tarzı isimleri koymak daha evladır.
Günün Ayeti
Eğer inkâr ederseniz, şüphe yok ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur.
Zümer 7
Günün Hadisi
Allah Teala şöyle demiştir: Ben kimin iki sevdiğini almışsam ve o da sevabını umarak sabretmişse, ona cennet dışında bir mükâfat vermeye razı olmam.
(Tirmizi, Zühd, 58)
Günün Duası
Allahım bugün bana nasip etmeyeceğin bir şeyin peşine düşürme
Günün Sözü
Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz
Abdülkadir Geylani
Bunları biliyor muyuz?
Ashab-ı Sefine Kimdir?
Gemi halkı demektir. Bundan maksat, Nuh'ın gemisine binerek tufandan kurtulan mü'minlerdir.
Bu tabir, Kur'ân'da bir âyette geçmiş ve; "Andolsun biz, Nuh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda onlar, zulme devam edip dururken kendilerini tufan yakalayıverdi. Onu ve gemi halkını kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık" denilmiştir (Ankebût, 29/14-15).
Günün Nüktesi
Annenin Hakkı
Bir adam Kâbe'yi tavaf esnasında yaşlı annesini sırtına alıp onu tavaf ettiriyordu. Peygamber Efendimiz 'e gelerek sordu: Ya Resulallah: Acaba anamın hakkını ödeyebildim mi?" Peygamber Efendimiz: Hayır! Seni karnında taşırken çektiği bir sancının, seni doğururken duyduğu tek bir acının karşılığını bile ödemiş değilsin" diye cevap verdi.
Ondan sonra şu hadis şerifleri söyledi: Anne ve babasına itaat eden kimseye şu müjdeler vardır:
"Bir kimse anne ve babasını kendisinden razı ederek sabahlarsa, onun için Cennetten iki kapı açılır. Akşamlarsa yine iki kapı açılır. Eğer yalnız annesini yahut yalnız babasını razı ederse o zaman bir kapı açılır. Kim de anne ve babasını kızdırarak sabaha kavuşursa onun cehennemden iki kapı açılır. Akşamlarsa (aynı şekilde) yine iki kapı açılır. Eğer yalnız birini öfkelendirmişse sadece bir kapı açılır.
"Siz babalarınıza iyilik ediniz ki, çocuklarınız da size iyilik etsinler!"