Sayfa Yükleniyor...
Muhammed ismi Hz. Peygamberin dört isminden biridir. Peygamber efendimizin bilinen ve en çok kullanılan ismidir ki Kur’an-ı Kerim’de de geçmektedir. Dolayısıyla Muhammed ismini çocuğumuza koymak yerinde ve güzel bir davranış olur. Bu ismi koyarken de illaki başına veya yanına bir isim koymak gerekmiyor. İster sadece Muhammed olarak, isterse yanına ikinci bir isim ekleyerek te konulabilir. Dinen hüküm bu olmakla beraber ecdat, çocuk bu ismi taşıyamaz ve de layık olmaz daha da ötesi Hz. Peygamberin ismine hakaret getirir, sövdürür diye Muhammed ismini pek çocuklara kullanmamış, bunun yerine Memet, Mehmet ismini kullanmıştır. Fatih Sultan Mehmet ismi gibi.
Namaz esnasında düşünceye dalmak sehiv secdesi gerektirir mi?
Hanefi mezhebine göre namazda ara verme sehiv secdesi gerektiren durumlardandır. Bu genelde namaz içinde uzunca bir süre tereddüt ve düşünme şeklinde olur. Uzunca bir müddet düşünme veya düşünmenin uzaması, ortalama olarak bir rükün eda edilecek kadar sürenin, bir rükün veya bir vâcibi eda etmeksizin, bir şey yapmaksızın geçirilmesi demektir. Bu uzunca düşünme, namaz kılan kişiyi bir rüknü veya bir vâcibi yerinde edadan alıkoyduğu için sehiv secdesi gerekir. Bir rüknün eda edildiği sıradaki düşünme ise sehiv secdesini gerektirmez.
Kadın kazancını kocasına vermek zorunda mı ?
İslam’da mal hürriyeti vardır. Yani erkeğin kazandığı malı kendisine, kadının kazandığı mal kendinedir. İslam’a göre herkes kendi malının sahibi ve tasarruf yetkilisi olduğundan ne kocanın ne de bir başkasının kadının malını nereye, nasıl ve ne kadar harcaması gerektiği gibi konularda karışma hakkı yoktur. Kadın dilerse malı yiyer, dilerse dağıtır, dilerse kocasına veya bir başkasına verir. Kimse bu konuda onu zorlayamaz. Kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur. Nitekim Allah’u Teâlâ bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Müminler! Kendilerinden hoşlanmadığınız halde kadınlara mirasçı olmaya kalkmanız size helal değildir. Onlara verdiğinizden geri almak için baskı da yapmayın; ispatlanabilir bir fuhuş yapmış olurlarsa o başka. Onlarla marufa uygun geçinin. Eğer onlardan hoşlanmadıysanız bakarsınız ki, siz bir şeyden hoşlanmıyorsunuz ama Allah onda bir çok hayırlar yaratacak olabilir.” (Nisa 4/19) Dolayısıyla koca hanımının kazancına el koyamaz. Ama kadın kazandığını hayat müşterektir deyip çocuklarının eğitimi, evin geçimi ya da bir başka iş için dilerse kazancını kocasına verebilir.
Günün Nüktesi
Çarşı Pazar Ağalığı
Behlül Dana birgün Harun Reşid’den bir vazife istedi. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verdi. Behlül hemen işe koyuldu. İlk olarak bir fırına gitti. Birkaç ekmek tarttı hepsi normal gramajından noksan geldi. Dönüp fırıncı ya sordu: “Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?” Adam her soruya olumsuz cevap verdi. Memnun olduğu bir şey yoktu. Behlül birşey demeden ayrıldı ve bir başka fırına geçti. Orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor. Aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya olumlu cevap aldı.
Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid’in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi. Harun Reşid, “Behlül daha demin vazife verdik sana ne çabuk bıktın?” dedi.
Behlül açıkladı:
- Efendimiz çarşı pazarın ağası varmış. Benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, bana ihtiyaç kalmamış.
Günün Hadisi
Allah bir kuluna hayır murad ettimi onun cezasını tacil edip dünyada verir; bir kulu hakkında da kötülük murad ettimi onun günahlarını tutar, Kıyamet günü cezasını verir.
(Tirmizi, Zühd 57)
Günün Sözü
Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Peyami Safa
Günün Duası
“Ey Rabbim! Ey daima diri olan ve kâinatı ayakta tutan! Ey semâları ve arzı bütün güzellikleriyle yaratan! Ey celâl ve ikram sahibi Allah! Bizi, sana lâyık bir ibadete muvaffak eyle! Bizi istikametten ayırma! Sâdât-ı kiram hazarâtının zahirî ve bâtınî amelleriyle bizi faydalandır. Dünya ve ahirette onların şefaatlerinden bizi mahrum eyleme. Bizi onlarla ve sâdık ihvanımızla haşreyle. Onların tarikat ve muhabbetinde bizi sabit kıl. Onların siretlerinden bizi ayırma.”