Sayfa Yükleniyor...
Mukabele geleneği, Cebrail’in Ramazan aylarında her gece Hz. Peygamber’e gelerek o ana kadar nazil olan ayet ve sûreleri karşılıklı okuyup kontrol etmelerine dayanır.
Kur’an’ın Ramazan ayında nazil olmaya başlaması, bu ayda yapılan amellerin diğer zamanlara göre daha faziletli kabul edilmesi de geleneğin yaygınlaşmasında etkili olmuştur.
Resul-i Ekrem’in vefatından önceki son ramazanında mukabele iki defa gerçekleşmiştir. Buna arza-i ahire denir. Sahabeden bazıları ramazan ayı gelince aile fertlerini toplayarak onlara mukabele okurlardı. İşte bu güzel amel Hz. Peygamberden günümüze kadar gelmiştir.
Kuran okurken dudakları kıpırdatmadan sadece gözle okumak hatim olur mu?
Kur’an-ı Kerimi, sadece gözle takip ederek okumaya mukabele denir. Tıpkı Ramazan ayında camii imamının okuyup cemaatin takip ettiği gibi. Ancak kişinin sesli okuduğu Kur’an okuyuşuna ise kıraat denir.
Her iki okuma şeklinden de Müslüman sevap elde eder. Ancak hatim sevabına nail olmak için okuyuşun dil ile olması gerekir. Yani okuyuşta en az kişinin kendisini duyacak kadar sesini yükseltmesi lazım. Sadece göz ile okuması ile bir hatim olmaz.
İddia oynamak da kumar oynamak gibi haram mı?
İddia'dan kazanılan para, diğer iştirakçilerin kaybettiği bir para olduğundan kumar oynamak gibi haramdır. Zira iddia kumarın unsurlarını bünyesinde taşımaktadır.
Her kumarda olduğu gibi taraflardan biri veya birkaçı kârlı çıkmakta, diğerleri ise zarara uğramaktadır. Bu da İslami açıdan caiz değildir.
Buna göre iddia oynamak diğer kumar çeşitleri gibi haramdır. Bundan kazanılan para da haram olmaktadır.
Şafii bir cemaatin Hanefi imam arkasında Teravih namazını kılmasında dini bir sakıncası var mı?
Mezheplerin arasındaki fark, esasta değil, fer'i hükümlerdedir. Namaz, her mezhepte farzdır. Fakat namazın farz ve vaciplerinin sayısında mezhepler arasında fark bulunabilir. Hanefi, Maliki, Hanbelî ve Şafii gibi mezhebin müntesipleri diğer bir mezhepteki imama uyabilirler. Yeter ki imam olan şahıs imam ehliyet ve kabiliyetine haiz olsun.
Kılınan namaz ister günlük farz bir namaz olsun, isterse cuma, teravih veya bayram namazı olsun fark etmeksizin ki farklı bir mezhepteki imamın arkasında kılmamızda bir sakınca yoktur, kılınan namaz geçerlidir.
Günün Ayeti
Allah'ın yarattığı şeylerin, gölgeleri sağa sola vurarak, Allah'a boyun eğerek secde etmekte olduklarını görmüyorlar mı?
Nahl, 16/48.
Günün Hadisi
Zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalan olanıdır. Buhârî, “Vasâyâ”, 8,
Günün Sözü
Hayatla ilgili en önemli dersler kitaplardan değil, yaşanan deneyimlerden alınır. Mark Twaın
Günün Duası
Allah’ım hiçbir insanın ahını, hakkını ve bedduasını almadan ahirete intikal etmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Aleyhi’s-selâm nedir?
Selam üzerine olsun anlamına gelen bir dua ve dilek cümlesidir. Bu dua, peygamberlerin adı anılınca saygı ifadesi olarak kullanılır.
Günün Nüktesi
Oduncu ile şeytan dövüşü…
Odunculukla hayatını kazanan bir zat vardı. Allah'a karşı kulluk” vazifesini yapar, kimsenin ekşisine tatlısına karışmazdı. Bu zahit kişinin bulunduğu köyün yakınında bir köy daha vardı, onlar da dağda kutsal diye kabul ettikleri bir ağaca taparlar, ondan medet beklerlerdi.
Oduncu, bir gün: «Şunların Allah diye taptıkları ağacı kesip odun edeyim, pazarda satarak ekmek parası kazanırım; hem de, bir kavmi Allah'a isyandan kurtarmış olurum» diye düşünerek Allah rızası için ağacı kesmeye karar verdi.
Dağa doğru giderken karşısına acayip suratlı pis bir adam çıkarak nereye gittiğini sordu. Oduncu:
- Halkın Allah diye taparak Allah'a isyan ettikleri ağacı kesmeye gidiyorum, dedi. Adam, oduncuya:
- Ben şeytanım... O ağacı kesmene müsaade etmiyorum, deyince zahit oduncu, şeytana çok kızmıştı.
Öldürmek için hücum ederek yere yatırdı ve üzerine oturup hançerini boğazına dayadı.
Şeytan zahide:
- Ey zahit, sen beni öldüremezsin. Allah bana kıyamete kadar müsaade etmiştir. Fakat gel o ağacı kesme, seninle anlaşalım. Ben sana her gün bir altın vereyim, sen de ağacı kesmekten vazgeç. Hem el ağaca tapıyormuş, günah işliyormuş senin neyine gerek, altınını al işine bak, dedi.
Adam şeytanı bırakmıştı. Şeytan adama, akşam yatıp sabahleyin yastığının altına bakmasını söyledi ve anlaşarak ayrıldılar.
Adam ağacı kesmekten vazgeçip, evine dönmüştü. Akşam yatıp sabahleyin yastığının altına baktığında, altını gördü. Memnun olmuştu, ikinci gün oldu. Fakat bu sefer şeytan altını koymamıştı. Adam kızıp baltasını aldığı gibi dağa ağacı kesmeye gitti. Fakat yolda yine şeytanla karşılaştılar. Adam şeytana iyice kızmıştı. Görünce:
- Seni sahtekâr seni, kandırdın değil mi beni?., diyerek üzerine hücum etti.
Fakat evvelkinin tam tersine bu sefer şeytan adamı tuttuğu gibi altına aldı. Adam şaşırmıştı. Bu nasıl hâl der gibi şeytanın yüzüne bakıyordu. Şeytan:
- Hayret ettin değil mi? Niçin bana yenildiğinin sebebini söyleyeyim: Dün sen Allah rızası için ağacı kesmeye gidiyordun. Seni değil ben, dünyadaki bütün şeytanlar bir araya gelsek yine yenemezdik. Lâkin şimdi Allah rızası için değil de, sana altını vermediğim için kızdığından gidiyorsun, işte o yüzden bana mağlup oldun ve sana ağacı kesmene müsaade etmeyeceğim, dedi.