Musibetlerin ve Salgın Hastalıklarının Dini Boyutu


  • Oluşturulma Tarihi : 28.12.2020 08:03
  • Güncelleme Tarihi :

 Yüce Mevla Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.” (Bakara, 2/155.) Bu ayetten de anlaşıldığı gibi insanoğlu çeşitli olaylar ve sebeplerle bu fanide sınav edilmekte ve musibetler yaşamaktadır. İnsanlık tarihi boyunca da insan yeryüzünde musibet, afet gibi durumlarla imtihan edilmiştir ve de edilmektedir. Bunun birçok sebep ve hikmeti olabilir ama biz bunu bilemeyebiliriz.

 Allah, bugün de bir virüs ile insanı imtihan etmektedir. Güçlü- zayıf, fakir-zengin, genç-yaşlı, kadın-erkek, inanan- inanmayan herkes bu korona virüsünden dolayı bir endişe ve korku içerisinde. Küçücük bir virüs bütün insanları esir aldı ve eve kilitledi. Öyle ki, dünyanın birçok coğrafyasında sosyal ve iktisadi hayat durdu, sokaklar, caddeler şehirler boşaldı.

 Küçücük bir virüs bütün insanları teslim aldı, hayat durma derecesinde yavaşladı, ülkelere girişler çıkışlar yasaklandı, dünyada ulaşım neredeyse durdu, eğitime ara verildi. Bütün dünya elindeki tüm imkân ve araçlarla küçücük bir virüsle topyekûn mücadele etmektedir.

Peki, İslam dini bu tarz musibet ve salgın hastalıklarını nasıl değerlendirmektedir?

Öncelikle şunu ifade edelim ki, muhakkak ki bunun birçok hikmeti ve sebebi olabilir. Ancak İslam âlimleri, bu tarz musibet ve salgınları bilmediğimiz sebep ve hikmetlerin yanında genel olarak şu açılardan da değerlendirmektedirler:

1. İnsanın yaptıklarının bir cezası olabilir: Nitekim Kur’an, tarihte olan tufanların, helâkların, salgın hastalıklarının sebebini insanların yaptıklarına bağlamaktadır. “İnsanların kendi eliyle yaptıklarından dolayı, karada ve denizde fesat, bozulma çıktı. Nihayet Allah, onların yaptığı kusurların, günahların bir kısmının cezasını onlara tattırdı. Umulur ki dönüş yaparlar.” (Rûm, 30/41)

Dün olduğu gibi bugün de insan yaptıkları sebebi ile cezalandırılıyor olabilir. “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.” (Şûra, 42/30.) Ayeti buna işaret etmektedir.

2. İnsanı terbiye etmek için olabilir: İnsanın kendine, doğaya, diğer varlıklara ettiği zülüm ve kötülük, Allah’a karşı isyanı, günahı ve daha nice yaptıkları yüzünden felaketlere sebep olmaktadır. Buna binaen Allah tarihte olduğu gibi bugün de küçücük bir virüsle büyüklük taslayan insana bir ders veriyor. Kendi kudretini, insanın acizliğini hatırlatıyor.

3. Bu bir imtihan olabilir: İnsanın her an olumlu ya da olumsuz durumlarla karşılaşması mümkündür. Çünkü dünya bir imtihan yurdudur. Bundan dolayı insanı sınamak için Allah musibet, hastalık, dert, keder, acı, ölüm… verir. İnsan imtihanda sabrederse kazanır, isyan ederse kaybeder. Bu bağlamda bugün bize düşen görev bu virüsü bir imtihan olarak görmek, yetkililerin tavsiye ettiği kurallara riayet ederek sağlığımızı ve sevdiklerimizi korumaktır ki bu da dini ve insani sorumluluğumuzdur. Bu görevi ihmal etmek ise, dünya ve ahiret anlamında dinen mesul olmak ve imtihanı kaybetmek demektir.

4. Günahlara kefaret olabilir. İnsan, dünya hayatında bazen günah işleyebilmektedir. Allah da kulun bu günahını ona musibet ve afet vererek sabretmesi halinde günahına af vesilesi yapabilmektedir.

Yani başa gelen musibet, afet, ölüm, sıkıntı, acı, elem, hastalık gibi hususlara sabredip Allah’tan gelenin baş üstünde yeri var deyip metaneti ve vakarını koruması kişinin günahlarına kefaret olabilmektedir. Nitekim sevgili peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Mü’mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenmedik bir hâdise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş fark etmez.” (Müslim, “Birr”, 49.)

5. İbret alınması için olabilir. Geçmiş bazı kavimler, isyan ve azgınlıklarından dolayı helak oldular. Allah, eski kavimlerin helak olayını insanlara hatırlatır ki ibret alsınlar. Aynı şekilde bir şehre ya da ülkeye veya kıtaya bir musibet verir ki aynı dönemde veya sonra gelen diğer insanlar bundan ibret alsın ve aynı yanlışları yapmasınlar.

 Sonuç olarak, musibet ve virüs gibi toplumu etkileyen salgın hastalıklarının meydana gelme anlamında birçok sebep ve hikmetleri olmakla birlikte, bize düşen görev hem bu bildiğimiz hem de bilmediğimiz hikmetlerini de düşünerek değerlendirmek ve ibret almaktır.

Ülkemizin, dünyamızın ve de insanlığın bu virüsten en yakın zamanda kurtulması ve huzura ermesi duası ile... Allah’a emanet olun.

Musibetlerin ve Salgın Hastalıklarının Dini Boyutu
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık