Sayfa Yükleniyor...
Dini örfte ve uygulamada, bir kimse vefat ettiğinde, kendi dinine mensup olan daha önce vefat etmiş kişilerin defnedildiği kabristana defnedildi. Tarih boyu Müslüman mezarlıkları, büyük bir itina ile Hıristiyan ve Yahudi mezarlıklarından ayrı mekanlarda oluşturulmuştur. İslam Dininin, ölülerin techiz, tekfin ve defin işlemlerinde, kabir ziyareti, okuma ve dua usullerinde kendine has uygulamaları vardır. Bunlar aynı zamanda Müslümanların öz kültürü olmuştur. Bu bakımdan Müslüman olmayan kimselerin Müslümanlarla aynı mekanda karışık olarak defnedilmesi dinimizce uygun değildir.
Hıristiyan bir kişinin, Müslümanlar arasında vefat etmesi halinde, o yerde Hıristiyan mezarlığı varsa, cenaze bu mezarlığa gömülür. O yerde Hıristiyanlara ait mezarlık yoksa ve bu kişinin başka yerdeki bir Hıristiyan mezarlığına nakli de yapılamazsa, Müslümanların mezarlığının dışında bir yerde defnedilir.
Namaz kılmayana kız vermede bir sakınca var mı?
Namaz kılmayan insanın inancına bakılır, kılmayış sebebine nazar edilir. Namazı kılmayışı farz olduğuna inanmayışından mıdır, yoksa tembellik ve ihmalden midir? Şayet (Allah korusun) namazın farz olduğuna inanmayışından kılmıyorsa imanı gider, küfre düşmüş olur. Ne kendisine kız verilir, ne de kestiği yenir? Zira Allah’ın açık ve kesin olan bir emrini inkâr etmiş, bu inkârıyla da imandan çıkmış, mürted olmuş olur. Ancak, imansızlıktan değil de, ihmal ve tembellikten kılmıyorsa ki günümüzde kılmayan Müslümanlar öyledir. O zaman bu kişi namazı kılmadığı için iman sahibi günahkâr bir Müslüman sayılır.
Günahkâr Müslüman’a ise kız da verilebilir, kestiği de yenilir. Şu kadar var ki, namazında niyazında imanı ameline sebep olan bir mümine, kız verip, akrabalık tesis etmek daha münasip ve uygun olur. Resul-i Ekrem Efendimiz, kızını fasık birine verene Allah’ın lânet edeceğini hâdisinde haber vermiş, kız ve oğlan ana-babalarını böylece ikazda bulunmuştur.
Hayvanlar Ahirette ne olacak?
Ahiret gününde mükâfat ve ceza, dünya hayatında kendilerine teklif yapılanlaradır. Mükellef varlıkların toplanma sebebi hesap, hayvanların toplanma sebebi ise kısastır. Buna göre mahşer günü hayvanlarda haşır olacaklar. Fakat onlar, birbirleri ile olan hesaplarını ödedikten sonra toprak olacaklar. Zira onlara dünyada sorumluluk yoktur. Öyle ki İslam kelamcıları hayvanların ahiret hesaplaşmasını anlatırken ‘Bu dünyada boynuzu ile bir başka hayvanı vuran hayvan öbür dünyada aynı şekilde diğer hayvanın boynuzu ile vurulduktan sonra ikisi de toprak olacaklardır. Onun için Kur’an’ın ifadesi ile kâfir olarak ölenler keşke bizde bu hayvanlar gibi toprak olsaydık da ceza görmeseydik temennisinde bulunacaklardır. Ama o zamanda bu pişmanlık bir işe yaramayacaktır.
Günün Hadisi
“Bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini ihmal etmesi, günah olarak kendisine yeter.” (Ebu Dâvûd, “ Zekât”,45)
Günün Sözü
Unutma ki! Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır.
Mevlana
Günün Duası
Allah’ım bizi, ailemizi, ülkemizi, milletimizi ve bütün insanları afet, bela, musibet ve bulaşıcı hastalıklardan koru.
Günün Nüktesi
Sen Namaz Kılmış Olmadın!
Resulullah efendimiz, bir gün mescitte ashabıyla birlikte otururken, ismi Hallad olan, yeni öğrenmiş bir bedevi zat girdi. Rüku ve secdesini tam yapmadığı bir namaz kıldı. Sonra huzura gelerek selam verdi. Resulullah Efendimiz selamını aldı ve.
- Dön namazını tekrar kıl, buyurdu.
O zat dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı. Resul-i Zişan,
- Dön tekrar kıl; çünkü sen, namaz kılmış olmadın! buyurdu.
Bu hal üç defa tekerrür edince Hallad:
- Ya Resulullah! Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, ancak bu kadar biliyorum, doğrusunu bana öğretir misin? dedi.
Bunun üzerine Efendimiz:
- Namaz kılmak isteyince güzelce abdest al, kıbleye dön, iftitah tekbirini al, kolayına geldiği kadar Kur’an oku, sonra rükua varıp sükunet buluncaya kadar dur. Sonra başın büsbütün doğruluncaya kadar ayakta kal, sonra secdeye varıp mutmain oluncaya kadar dur, başını kaldırıp hareketsiz kalıncaya kadar otur. Bunları bütün namazlarda böylece yaparsan namazın tam olur, bundan neyi eksiltirsen namazı eksiltmiş olursun, buyurdu.