İslam’a göre vefat eden kişiyi öldüğü yere defnetmek menduptur. Cenazeyi defnetmeden önce başka yere nakletmek ise mekruh olmakla beraber caizdir. Definden sonra kabrinden çıkararak nakil ise kesin zaruret olmadıkça mutlak suretle caiz değildir.
Buna göre yurtdışında ölenlerin, bulundukları yerde bir Müslüman kabristanı varsa, orada defnedilmeleri uygun olur. Şayet Müslüman kabristanı yoksa Hıristiyan mezarlığında Müslümanlar için ayrılmış olan bölüme defnedilmeleri mümkün olduğu gibi, Türkiye’ye nakledilmeleri de caizdir. Ancak vefat ettikleri yabancı ülkede gömülmelerinin de dini bir sakıncası yoktur.
Hz. Peygamber’in cenaze namazını kim kıldırdı?
Efendimizin cenaze namazı cemaatle kılınmadı. Bunun yerine herkes münferiden tek başına kılmıştır. Hz. Peygamber vefat ettiğinde mübarek bedeni sedirin üzerine konuldu. Cenaze namazı için önce erkekler, sonra kadınlar, en sonra da çocuklar ayrı ayrı gelip namazını kıldılar.
Rasûlüllah, hayatında olduğu gibi ölümünden sonra da herkesin imamı olduğu için, O’nun cenaze namazında kimse imam olmadı, herkes namazını bireysel olarak eda etti.
Kabir ziyareti için en faziletli gün hangisidir?
Hanefi mezhebine göre kabir ziyaretini perşembe, cuma ve cumartesi günleri yapmak faziletlidir. Ancak Cuma günü ziyaret etmek daha faziletlidir.
Şafiî mezhebine göre ise, perşembe gününün ikindi vaktinden başlamak üzere cumartesi sabahına kadar ziyaret etmek diğer gün ve vakitlerden daha faziletlidir.
Buna göre kabir ziyareti için en faziletli gün Perşembe günü ikindi vaktinden sonra ve Cuma günüdür. Ancak fazilet açısından en uygun bu vakit ve günler olmakla beraber diğer gün ve vakitlerde de ziyaret etmek mümkün ve caizdir.
Sünnetin çeşitleri nelerdir?
Hz. Peygamberimizin sünneti üç çeşittir.
a- Kavli sünnet; Peygamber efendimiz’in sözleridir.
b- Fiili sünnet; Peygamber efendimiz’in yaptığı iş ve hareketlerdir.
c- Takriri sünnet; Peygamber efendimiz’in işaret ettiği veya başkalarının yapıp da efendimizin onaylama anlamında sükut ettiği işlerdir.
Günün Ayeti
Yine O’nun ayetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor.
Rûm, 30/24.
Günün Hadisi
“Evinizde namaz kılınız.”
Buhârî, “Ezân”, 81.
Günün Sözü
“Akıldan büyük hazine, cehaletten daha ileri fakirlik, danışmaktan daha kuvvetli destek yoktur.”
Halife Mansur
Günün Duası
Allah’ım bizi helalından yiyen ve helalından yedirenlerden eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Ashab-ı Şimal Nedir?
Günün Nüktesi
Amelde İhlas ve Samimiyet…
Odunculukla hayatını kazanan bir zat vardı. Allah’a karşı kulluk" vazifesini yapar, kimsenin ekşisine tatlısına karışmazdı. Bu zahit kişinin bulunduğu köyün yakınında bir köy daha vardı, onlar da dağda kutsal diye kabul ettikleri bir ağaca taparlar, ondan medet beklerlerdi.
Oduncu, bir gün: «Şunların Allah diye taptıkları ağacı kesip bir kavmi Allah’a isyandan kurtarmış olurum» diye düşünerek Allah rızası için ağacı kesmeye karar verdi.
Dağa doğru giderken karşısına acayip suratlı pis bir adam çıkarak nereye gittiğini sordu. Oduncu:
- Halkın Allah diye taparak Allah’a isyan ettikleri ağacı kesmeye gidiyorum, dedi. Adam, oduncuya:
- Ben şeytanım... O ağacı kesmene müsaade etmiyorum, deyince zahit oduncu, şeytana çok kızmıştı.
Öldürmek için hücum ederek yere yatırdı ve üzerine oturup hançerini boğazına dayadı.
Şeytan zahide:
- Ey zahit, sen beni öldüremezsin. Allah bana kıyamete kadar müsaade etmiştir. Fakat gel o ağacı kesme, seninle anlaşalım. Ben sana her gün bir altın vereyim, sen de ağacı kesmekten vazgeç. Hem el ağaca tapıyormuş, günah işliyormuş senin neyine gerek, altınını al işine bak, dedi.
Adam şeytanı bırakmıştı. Şeytan adama, akşam yatıp sabahleyin yastığının altına bakmasını söyledi ve anlaşarak ayrıldılar.
Adam ağacı kesmekten vazgeçip, evine dönmüştü. Akşam yatıp sabahleyin yastığının altına baktığında, altını gördü. Memnun olmuştu, ikinci gün oldu. Fakat bu sefer şeytan altını koymamıştı. Adam kızıp baltasını aldığı gibi dağa ağacı kesmeye gitti. Fakat yolda yine şeytanla karşılaştılar. Adam şeytana iyice kızmıştı. Görünce:
- Seni sahtekâr seni, kandırdın değil mi beni?., diyerek üzerine hücum etti.
Fakat evvelkinin tam tersine bu sefer şeytan adamı tuttuğu gibi altına aldı. Adam şaşırmıştı. Bu nasıl hâl der gibi şeytanın yüzüne bakıyordu. Şeytan:
- Hayret ettin değil mi? Niçin bana yenildiğinin sebebini söyleyeyim: Dün sen Allah rızası için ağacı kesmeye gidiyordun. Seni değil ben, dünyadaki bütün şeytanlar bir araya gelsek yine yenemezdik. Lâkin şimdi Allah rızası için değil de, sana altını vermediğim için kızdığından gidiyorsun, işte o yüzden bana mağlup oldun ve sana ağacı kesmene müsaade etmeyeceğim, dedi.