Müslüman olmayan kimsenin kestiği hayvan eti yenir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 10.11.2025 08:36
  • Güncelleme Tarihi : 10.11.2025 08:36

İslam inancına göre kesilen hayvanın etinden yiyebilmek için hayvanı kesenin belli şartları taşıması gerekir. Bu şartlar yerine getirilmezse kesilen hayvanın eti yenmez. Fıkıhçıların kesen kişi ile ilgili ortaya koydukları şartlar şöyle ifade edilmiştir. Hayvanı kesen kimsenin akıl ve temyiz gücüne sahip, Müslüman veya Ehl-i kitap (Yahudi veya Hıristiyan) olması, hayvanı Allah adına kesmesi gerekir. Ayrıca hayvanı kesen kimsenin kadın veya erkek olması fark etmediği gibi baliğ olması da gerekmez.

Dolayısıyla Ehl-i kitabın kızlarıyla evlenmek caiz olduğu gibi bunların kestiği hayvanın da etinden yemek caizdir. Ama Ehl-i kitap (Yahudi-Hıristiyan) dışındaki inançtan olanların kestiği hayvanın eti İslam inancına göre yenmez.

Kazaya kalan oruçlarımızı peş peşe tutmak zorunda mıyız?

Ramazan ayında tutulmayan oruçların ve başlanıp da bozulan oruçların kaza edilmesi gerekir. Kur’an-ı Kerim’de, “İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar.” buyrulmaktadır (Bakara 2/184). Kaza oruçlarının aralıksız tutulması hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bu itibarla, kazaya kalan oruçlar ardı ardına veya ayrı ayrı günlerde de tutulabilir. Ancak ister peşi sıra tutulsun ister ayrı ayrı günlerde tutulsun bu oruçların geciktirilmeden bir an önce tutulması gerekir.

Yolda bulduğumuz paranın sahibini aramak zorunda mıyız?

Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir. Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir: Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır. Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder. Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz. Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.

Kur’an-ı Kerimin ayetlerini kim bir araya toplamıştır?

Kur’ân’ın toplanması, mushaf hâline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber ‘e inen âyetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu. Âyetler, inmeye devam ettiği için Peygamberin sağlığında Kur’ân, mushaf haline getirilmemişti. Hz Peygamber’in vefatından altı ay sonra, Yemâme savaşında birçok hâfızın şehit olması üzerine Hz. Ömer’in teşvikiyle Halife Hz. Ebû Bekir, Kur’ân-ı mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur’ân’ı vahiy meleği Cebrail’e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy kâtibi ve hâfız olan Zeyd ibn Sabit’e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur’ân’ı mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti. Bu mushaf, Hz. Osman zamanında yine Zeyd ibn Sabit’in başkanlığında Abdullah ibn Zübeyr, Sâid ibn As ve Abdurrahman ibn Hâris’den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Yeryüzündeki bütün mushaflar, bu ilk mushafların aynıdır.

Günün Ayeti

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin.”
Ahzab 33/70.

Günün Hadisi

“Âdemoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları, dile temenna edip: ‘Bizim hakkımızda Allah’tan kork. Zira biz sana tabiyiz. Sen istikamette olursan biz de istikâmette oluruz, sen sapıtırsan biz de sapıtırız!’ derler.”
(Tirmizi, “Zühd”, 61.)

Günün Sözü

“Diş ağrısı çekenler, dişleri sağlam olanları; yoksulluk çekenler parası bol olanları mutlu sanırlar.”
(Geoge Bernard Shaw)

Günün Duası

Allah’ım bugün millet olarak birbirimize karşı sabırlı ve anlayışlı olabilmeyi nasip eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Eshâb-ı Bedir Kimdir?

İslâm tarihinin ilk ve en önemli muharebesi olan Bedir savaşında Peygamber efendimiz ile birlikte Mekkeli müşriklere karşı harp edip kıyamete kadar unutulmayacak şanlı bir zafer kazanan üç yüz on üç kahraman mücahit demektir.

Günün Nüktesi

Toprağın altı… Behlül Dânâ hazretleri, Halife Harun Reşid’e soruyor: - Toprağın altında en fazla ne var? - Bunu bilemeyecek ne var, ölü var. - Hayır, Sultanım ölüler değil feryatlar var. İman ile gidenler, niye daha çok çalışmadık, niye daha çok ibadet yapmadık diye, iman ile gidip, günahkâr olanlar da niye bu günahları işledik diye, kâfirler ise neden küfre sebep olacak işler yaptık diye herkesin feryadını bastırarak, feryat ederler. İnsanın ahiret hayatı, ölümü ile başlar. Kabirdekilerin feryatlarını insanlar ve cinler dışında herkes duyar. Peygamber efendimiz, (Eğer hayvanlar, ölümden sonra insanların başına gelecek olan dehşetli anı, bilecek olsaydılar, deri kemik kalacakları için, yiyecek et bulamazdınız) buyurdu. Ama insanlar bildikleri halde gaflet içindeler.

 

Müslüman olmayan kimsenin kestiği hayvan eti yenir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık