Gayr-i Müslim yani Müslüman olmayan kişilerin sahip olduğu şirketlerde, işyerlerinde yapılan iş haram olmadığı sürece çalışmada bir sakınca yoktur. Bu bağlamda içki, domuz gibi haram bir mamul yoksa kazancın ve çalışmanın bir sakınca yoktur. Elde edilen kazanç ve para helaldir. Kaldı ki yapılan iş ve imalat haram olsa Müslüman kişinin yanında da çalışılmaz. Mesela: Müslüman kişi içki üretse onun da yanında çalışmak caiz değildir. Dolayısıyla kimin yanında çalıştığınızın bir anlamı yok ama yaptığınız işin bir anlamı var. İş helalse kazançta helaldir. İş haram ise kazançta haramdır. Orada da çalışmak caiz değildir.
Kurban edilecek büyük baş hayvana ortak olanların hepsi de kurban niyeti ile mi ortak olmaları gerekir?
Hanefi mezhebine göre, kurbana ortak olanların hepsi de kurban niyetiyle katılmak zorundadır. Mesela, ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanına niyet etmiş olsalar bu farklı niyetlerle bu kurbana ortak olmalarında bir sakınca yoktur. Çünkü hepsi de ibâdet niyetiyle katılmış bulunmaktadırlar. Fakat ortaklardan biri herhangi bir ibadet niyetiyle değil de, et almak maksadıyla katılmış olsa, bu sahih olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar. Şafiî mezhebine göre ise, isteyen istediği niyetle bu hayvana ortak olabilir. Kişi ister et almak için ister adak kurbanı için isterse normal kurban için isterse ticaret için fark etmeksizin hangi niyetle ortak olursa olsun geçerlidir. Kurban kesenin kurbanı da sahihtir.
Ölülerimize Yasin dışında bir sure okumamız caiz mi?
Kur’an-ı Kerim’in bütün ayetleri ve sureleri değerlidir. Bu ayetler ve surelerin hepsi de ölülerimize okunabilir. Ölülerimize özellikle Yasin suresi okumamız Hz. Peygamberin tavsiyesine binaendir. Buna göre ölülerimize Yasin okuyabildiğimiz gibi Kur’an-ı Kerim’i herhangi bir suresini de okuyabiliriz. Dinen de bunda hiçbir sakınca yoktur.
Dünyaya kaç peygamber gönderilmiştir?
Kur’an-ı Kerim’de 25 peygamberin ismi zikredilmektedir. Ayrıca peygamber mi yoksa veli mi tartışmalı 3 kişinin daha ismi Kur’an’da zikredilmektedir. Ancak dünyaya gönderilen peygamber sayısı 25 veya 3 kişiyi de peygamber kabul etsek 28 değildir. Bilakis rivayetlerde dünyaya 124 bin peygamber geldiği nakledilmektedir. Bunların bir kısmı resul yani kendilerine müstakil kitap verilmiş, bir kısmı da nebi yani daha önce ki resulün kitabıyla amel edendir. Nitekim Musa aleyhisselamın kitabıyla Harun aleyhisselam da amel etmiştir. İsa aleyhisselamın kitabıyla Yahya ve Zekeriya amel etmişlerdir. Bizim bilmemiz ve inanmamız gereken şudur: İlk peygamber Hz. Âdemdir son peygamber ise Hz. Muhammed’dir. Bu iki peygamber arasında yaklaşık 124 bin peygamber gelip geçmiştir. Biz, Allah tarafından gönderilen ve görevlendirilen peygamberlerin hepsine iman etmekle mükellefiz. İsimlerini ve gönderildikleri yerleri bilmesek de onlar Allah’ın gönderdiği peygamberlerdir.
Günün Ayeti
“Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”
Mü’minûn, 23/115.
Günün Hadisi
Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve âhirette onun işlerini kolaylaştırır. Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.”
(Ebû Dâvûd, “Edeb”, 60)
Günün Sözü
Ağlamanın en güzeli ve iyisi, İslam’a uygun olmayan amellerle geçirilen ömür için ağlamaktır.
Ebü’l-Havârî
Günün Duası
Allah’ım neslimizi ve nefsimizi ıslah eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Zarûriyyât-ı Din Nedir?
İnanılacak ve yapılacak işlerle ilgili olarak âlim, câhil herkesin bilmesi lâzım olan dini bilgiler demektir.
Günün Nüktesi
Hayatın Anlamı…
Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna öğrenmeye niyet etmiş. Bulduğu hiçbir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş… Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Herkese bunu sormaya karar vermiş… Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki… Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:
“Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir” demişler.
Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş…
Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel… Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin”.
Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış:
“Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın…
“Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki.”
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge… Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü… Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam.
Bilge gülümsemiş, “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:
“Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın… Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır…”
“Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir”