Nişanlıyken nikah yapan kimselerin nişanı bozmaları halinde nikahları düşüyor mu??


  • Oluşturulma Tarihi : 16.06.2025 08:36
  • Güncelleme Tarihi : 16.06.2025 08:36

Yapılan nikah şartları yerine getirilmişse geçerlidir. Bundan dolayı gelişi güzel nikah kıyılmamalıdır. Çünkü evlilik, yuva kurmak önemlidir ve önem istemektedir. Bundan dolayı evlenecek kişilerin öncelikle resmi nikah yapmaları tavsiye edilir. Ancak resmi nikah kıyılmadan yaptıkları dini nikah da fıkhen geçerlidir ve koca boşamadığı sürece de nikah vardır. Bu bağlamda nişanlıyken kıyılan nikah dinen geçerlidir. Taraflar nişanı attığında da nikah varlığını korur. Kadının boş olabilmesi için kocanın kadını boşaması gerekir. Yoksa dinen eşi olduğundan koca eski nişanlısını boşamadıkça kadın bir başka erkekle evlenemez.

Ebeveynin hakkı inanç ile bir ilgisi var mıdır?

İslam, ana-baba hakkını çok önemser ve kutsal kabul eder. Öyle ki İslam’da cennetin bir yolu da anne babanın rızasından geçtiği kabul edilmektedir. İslam, evlada anne ve babasına karşı hürmetkâr ve aynı zamanda hizmetkâr olmasını emretmektedir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Mealen bu konuda: “Anne ve babana of bile demeyeceksin” (Îsra, 17/ 23) buyrulmaktadır. Onun için evlat daima anne ve babasının emrinde ve hizmetinde olması gerekir. Şu kadar var ki, anne ve babasına yaptığı hürmet ve hizmet, İslami durumuna zarar vermeyecek şekilde olmalıdır. Yani ihtiyaçlarını dinî esasları ihlal etmeden karşılayacak. Nitekim Hz. Peygamber döneminde birçok sahabenin ana-babaları ilk günlerde İslâm’ı kabul etmemiş, hatta İslâm’ın zıddı bir putperestlikte kalmışlardı. Bunlar da evlatlarına baskı yapıyor, İslâm’ı terk etmelerini istiyorlardı. Gelen vahiyle, ana-babanın İslâm’a aykırı isteklerine uymamak gerektiği emredildi, ama onları bütünüyle de terk etmemek gerektiği bildirildi. Mümkün olduğu kadarıyla hizmetlerinde bulunmayı, dinî emirlere zıt düşen isteklerine uymadan gönüllerini almaya çalışmaları emredildi. Buna göre her çocuk anne ve babasına bakmak, emir ve isteklerini yerine getirmek zorundadır. Ama istekleri İslam dininin esas ve emirleri ile çatıştığı anda onların bu isteğini yerine getirmeyecektir. Faraza anne ve baba İslam’dan ayrıl veya namaz kılma diyorsa evlat bu isteklere boyun eğmeyecektir. Eğmek zorunda da değildir. Eğmesi durumunda ise günahkâr olur. Dolayısıyla anne ve baba ister Müslüman olsun ister gayrı Müslim olsun evladının üzerinde aynı hakkı vardır.

Ahiret hayatı ebedi mi?

İnsan için şüphesiz iki hayat söz konusudur. Birincisi dünya, ikincisi ahiret hayatıdır. Dünya hayatı ruhun bedene girmesi ile başlar. Ölümle noktalanır. Ahiret hayatı da iki aşamadan meydana gelir. Ölümle başlayıp dirilişe kadar süren kabir hayatı ve dirilişten sonra sonsuza kadar devam eden ebedi hayattır. Yani dirilişten sonra insanlar hesabı verdikten sonra cennete veya cehenneme gidecekler ve burası onlar için artık sonsuz mekan olacaktır. Nitekim Kur’an-ı Kerim ahiret hayatının sonsuz olduğunu çeşitli ayetlerle ifade etmiştir. Bu ayet de sadece onlardan bir tanesidir. “İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdeler. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızk verildiğinde bu daha önce bize verilen rızk diyecekler. Hâlbuki bu rızk onlara benzer olarak verilmiştir. Onlar için ortada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedi kalacaklardır. (Bakara, 2/25) Bu ayetten de anlıyoruz ki ahret hayatı Müslüman için de kafir için de sonsuzdur.

Günün Ayeti

Allah dilediği kimselere rızkı bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla sevinip mutlu oluyorlar, oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.

Ra’d, 13/26.

Günün Hadisi

Kul, kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da onun yardımcısı olur.”

(Ebû Dâvûd, “Edeb”, 60)

Günün Sözü

İki şey yıkar insanı, dostundan gelen ihanet, düşmanından gelen merhamet.

Hz. Mevlana

Günün Duası

Allah’ım bugün organlarımı sana isyan yolunda değil itaat yolunda kullanmamı nasip eyle.

Bunları Biliyor muyuz?

Arasât nedir?

Kıyametin kopmasından sonra diriltilecek olan insanların, dünyadaki inanç, söz, fiil ve davranışlarından sorguya çekilmek üzere sevk edilecekleri yerin adına denir. Bu mekâna mahşer ve mevkif de denir.

Günün Nüktesi

İman ve Dürüstlük…

Abdullah b. Süfyan şöyle demiştir:

“Peygamberimize:

- Ey Allah’ın Rasûlü! İslâmiyet hakkında bana bir öğüt veriniz ki, sizden sonra artık kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın, dedim.

Bunun üzerine Peygamberimiz:

- Allah’a inandım de sonra da dosdoğru ol” buyurdu.

Müslim, “İman,” 13.

Nişanlıyken nikah yapan kimselerin nişanı bozmaları halinde nikahları düşüyor mu??
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık