Sayfa Yükleniyor...
Namaz günün belli vakitlerinde yerine getirilmesi gereken bir ibadettir. Bu farz ibadetin yerine getirilmesi için belli şartlar ve erkanlar söz konusudur. Bu şart ve erkanlar yerine getirilmeden kılınan namaz geçerli olmaz. Namaz vakti de bu şartlardan bir şarttır. Dolayısıyla bir namaz vakti girmeden (öğlen namazı gibi) onu eda etmek geçerli değildir. Kılınsa dahi kulun üzerindeki farzıyeti düşürmez. Onun için vakti girmeden bir namazı yolculukta olma veya arabanın durmaması gibi bir sebep de olsa kılmak doğru ve geçerli değildir. Şayet vakit girmeden kılınmışsa vakit girdikten sonra yeniden kaza etmek gerekir. Buna göre kişi seyahate çıkacağı zaman namaz vakitlerini göz önünde bulundurarak yola çıkmalıdır. Buna rağmen yolda otobüs durmazsa durması için ricacı olur. Netice alamazsa son çare olarak namazı kazaya kalmaması için oturduğu yerde kılar.
İnsan dünyada yaptıklarının hesabını kabirde mi mahşerde mi verir?
Dinen ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek hayata, kabir hayatı denir. Hz. Peygamber, “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse o duraktan kurtulursa, sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulmazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır.” (Tirmizi, Zühd 5) şeklinde buyurarak, ahiret hayatının ölümle başladığını bizlere bildirmiştir. İnsanı öldükten sonra kabirde sorgulayacak melekler Münker ve Nekirdir. Bu melekler ölünün kendisine gelerek “Rabb’in kimdir?”, “Peygamberin kimdir?” “Dinin nedir?” diye soracak, iman ve güzel amel sahipleri, bu sorulara doğru cevaplar verecekler ve kendilerine cennet kapıları açılarak gösterilecektir. Kâfir ve münafıklar ise bu sorulara doğru cevap veremeyecek, onlara da cehennem kapıları açılarak cehennem gösterilecektir. Kâfirler ve münafıklar kabirde acı ve sıkıntı içinde azap görürlerken, müminler nimetler içerisinde mutlu ve sıkıntısız bir hayat süreceklerdir. Ancak insan, bu dünyadayken yaptıkları veya yapmadıklarından dolayı mahşerde mahkeme-i kübrada hesap verecektir. Buradaki hesaptan sonra insanlar mükâfatlandırılmak için cennete cezalandırılmak içinse cehenneme gönderilecektir.
Ekmeği elle bölmekle bıçakla kesmek arasında dinen bir fark var mı?
Ekmek bizim inanç ve örfümüzde kutsaldır. Kutsal kabul edildiği için her zaman ona hürmet ve saygı göstermek gerekir. Ancak kutsal kabul edilen ekmeği ihtiyaç halinde kesmek veya bölmekte dinen bir sakınca yoktur. Halk arasında kullanılan “Ekmek kesmek” tabiri, yenilecek ekmeği dilimlere ayırmak manasında olmayıp, başkasının rızkını engellemek, onun alacağı ekmeğin parasını kesmek, hakkını vermemek anlamına gelmektedir. Ki bu da kul hakkıdır. Kul hakkı ki Allah’ın affetmediği iki büyük günahtan birisidir. Kul hakkını kul affederse Allah affeder. Ancak kul affederse ya da affetmese cezasını çektikten sonra Müslüman kimse yine cennete girecektir. Çünkü Müslüman kimse er ya da geç cennete girecektir. Buna göre ekmeği elle bölmek ile bıçakla kesmek arasında dinen bir fark yoktur.
Günün Ayeti
Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez. Bakara, 2/269
Günün Hadisi
“Gerçek zenginlik, mal çokluğu değil, gönül tokluğudur.” Buhari, “Rikak,” 15.
Günün Sözü
“Aklın varsa başka bir akıl ile dost ol da, işlerini danışarak yap.” Mevlâna
Günün Duası
Allah’ım günü ve haftayı hayırla ve bereketle bitirmemi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Hadîs-i Mütevâtir nedir?
Birçok sahabenin Peygamber efendimizden ve başka bir çok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitaba yazılıncaya kadar, böyle pek çok kimsenin haber verdiği Hadis-i Şerifler. Mütevâtir hadisleri rivayet edenlerin yalan üzerinde sözbirliği yapmaları mümkün değildir.
Günün Nüktesi
Bir ibadet tavsiye et…
Ebu Hüreyre anlatıyor: “Bir gün Peygamberimize bir bedevi gelerek: -Ey Allah’ın Resulü, bana bir ibadet tavsiye ediniz ki, ben onu yapınca cennete gireyim” dedi. Peygamberimiz: -Allah’a ibadet edersen ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsan, farz olan beş vakit namazını kılar, farz olan zekatı verir ve Ramazan orucunu tutarsan cennete girersin” buyurdu. Bedevi bunları eksiksiz yapacağım deyince bunun üzerine Efendimiz: “Kim bir cennetlik görmek isterse şu temiz simaya baksın” buyurdu.