Alınması takdire aykırı bir iş değildir. Eğer bir husustaki takdir-i ilahi, Levh-i Mahfuz’da takdir ve tespit edilmiş ise, onda değişiklik olmaz. Ama Biz hayatımızı kurallara ve emredilene göre yaşamak zorundayız.
gelecekleri ya da kavuşacağımız nimetleri ve güzellikleri biz bilemeyiz. Zira biz gayb ilmine sahip değiliz. Dolayısıyla hayatımızı yaşarken nasıl rızkı veren Allah olduğu halde rızık temini için çalışıyorsak aynı şekilde başımıza gelmesi muhtemel kaza ve tehlikeleri bertaraf etmek için de tedbir almak zorundayız.
aldığımız bu tedbir asla kadere muhalif değildir. Bilakis bu tedbiri almamak tıpkı rızkı aramamak ve sebeplere sarılmamak gibi yanlıştır.
Namaz kılarken yapılan secdede burun yere değmese namaz geçerli olur mu?
Namazın geçerli olmasının rükünlerinden birisi de namazda secdeye varmaktır ki her rekatta iki defa secde etmek farzdır. Bu secde de yedi aza ile yapılır. Yani 2 ayak, 2 diz, 2 el ve yüz ( alın ve burun) ile secde yapılır. Yani secdede aynı anda hem alnı hem de burnu yere değdirmek gerekir. Bir özür olmadan secdede burnu yere koymamak ise mekruhtur.
Buna göre, namaz kılarken secdede özürsüz olarak burnun konulmaması mekruhtur. Ancak mekruh da olsa bu namaz geçerlidir. Fakat namazda alın yere konulmazsa namaz geçersizdir.
Ezan okumanın hükmü nedir?
Ezan, farz namazlarının vaktinin girdiğini belli sözlerle ve özel bir şekilde ilan etmek, bildirmek demektir. Hükmü de sünnettir.
Mekke döneminde farz kılınmakla birlikte, ezan hicretten sonra uygulamaya konulmuştur. Medine’ye hicretten sonra, Mescid-i Nebevî’nin inşası tamamlanıp düzenli bir şekilde cemaatle namaz kılınmaya başlanınca, Hz. Peygamber vakitlerin girdiğini duyurmak için ne yapılabileceğini arkadaşlarıyla görüşmüş, o esnada Hz. Peygamber’e vahiyle, ayrıca sayıları yirmiye kadar ulaşan sahabiye rüyalarında bugünkü ezanın şekli öğretilmiştir. Hz. Bilal tarafından sabah namazında, yüksekçe bir evin damında okunarak uygulamaya konulmuştur.
Ezan, Müslümanlığın şiarı haline gelmiş müekket bir sünnettir. Ezan aracılığıyla halka hem namaz vaktinin girdiği ilan edilmekte, hem de Allâh’ın büyüklüğü, Peygamberimizin O’nun kulu ve elçisi olduğu ve namazın kurtuluş yolu olduğu ilan edilmektedir.
Cem’l’- Kur’an ne demektir?
Kur’ân’ın toplanması, mushaf hâline getirilmesi demektir. Hz. Peygamber ‘e inen âyetler; ince ve yassı taşlara, kaburga kemiklerine, derilere, kağıtlara, hurma dallarına vb. şeylere yazılıyor ve muhafaza ediliyordu. Âyetler, inmeye devam ettiği için Peygamberin sağlığında Kur’ân, mushaf haline getirilmemişti.
Hz Peygamber’in vefatından altı ay sonra, Yemâme savaşında birçok hâfızın şehit olması üzerine Hz. Ömer’in teşvikiyle Halife Hz. Ebû Bekir, Kur’ân-ı mushaf haline getirme kararı aldı ve bu görevi, Peygamberin Kur’ân’ı vahiy meleği Cebrail’e son okuyuşunda hazır bulunan, vahiy kâtibi ve hâfız olan Zeyd ibn Sabit’e verdi. Zeyd, titiz bir çalışma ile Kur’ân’ı mushaf haline getirdi ve halifeye teslim etti.
Bu mushaf, Hz. Osman zamanında yine Zeyd ibn Sabit’in başkanlığında Abdullah ibn Zübeyr, Sâid ibn As ve Abdurrahman ibn Hâris’den oluşan bir komisyon tarafından çoğaltıldı. Yeryüzündeki bütün mushaflar, bu ilk mushafların aynıdır.
Günün Ayeti
Göğün boşluğunda Allah’ın buyruğuna boyun eğerek uçan kuşlara bakmıyorlar mı? Onları Allah’tan başka tutan kimse yoktur. İnanan millet için bunda dersler vardır.
Nahl, 16/79.
Günün Hadisi
“Her kul öldüğü durum üzere haşredilir. İyilik üzere ölmüşse iyi, kötülük üzere ölmüşse kötü olarak diriltilecek.”
(Buhârî, “Rikak”, 45)
Günün Sözü
Kalbinizle yaptığınız her şey, size geri dönecektir.”
Mevlana
Günün Duası
Allah’ım bugün helal kazancımızı haramdan koru
Bunları biliyor muyuz?
Tilavet Nedir?
Kur’an-ı Kerim’i güzel ve yüksek sesle, usulünce okumaya denir.
Günün Nüktesi
En büyük günah…
Ebû Bekre şöyle dedi: Resûlullah; “En büyük günahı size haber vereyim mi?” buyurdu.
Biz:
– Evet, yâ Resûlallah, dedik.
Resûl–i Ekrem:
“Allah’a şirk koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek” buyurduktan sonra, yaslandığı yerden doğrulup oturdu ve “İyi belleyin, bir de yalan söylemek, yalancı şâhitlik yapmaktır” buyurdu.
Bu son cümleyi sürekli tekrarladı.