2

Promosyonlu bir malı satın almak caiz mi? 


  • Oluşturulma Tarihi : 19.10.2020 07:18
  • Güncelleme Tarihi :

Öncelikle şunu bilmek gerekir ki alış verişi cazip hale getirmek için meşru olmak kaydı ile verilen her şey dinen caizdir. Bu anlamda promosyon sürümü artırmak için satılan malla beraber ilave olarak para, eşya ve benzeri bir şeyi bedava olarak müşteriye vermektir.
 Herhangi bir şart olmaksızın ve verilen promosyon meşru olmak kaydıyla satışla beraber promosyon verme de bir sakınca yoktur. Çünkü alıcı neye para verdiğini, satıcı da neyi pazarladığını bilmektedir. Örnek olarak; televizyon telefon verilmesi gibi bir alışveriş dinen sakıncalı değildir. Burada en önemli nokta; alıcıyı aldatacak bir unsura yer verilmemesidir. 
 İşine son verilen kimsenin işsizlik maaşı alması caiz mi? 
 İşsizlik maaşı devletin işsiz kalan vatandaşına tanıdığı bir haktır. Ancak bu haktan yararlanabilmek için kişinin işsiz olması lazım. Yani hem resmi hem de gayri resmi olarak işsiz olması gerekir. Zira devlet, işsizlik maaşını gerçekten işsiz olanlara ödemektedir. 
 
İşten çıkarılan ya da işinden ayrılan bir kimse devletten işsizlik maaşı alırken başka bir yerde bir işe gayri resmi de olsa başlamışsa bu haktan yararlanması dinen caiz değildir. Gerçeğe aykırı bir beyan ile kendisini işsiz gibi gösterenlerin bu maaşı alması dinen caiz değildir. 

 Böyle bir aldatma kul hakkı ihlalidir. Tüyü bitmemiş yetimlerin-öksüzlerin, fakirlerin-yoksulların, hakikaten işsiz durumda olanların hakkını yemektir. Bundan kesinlikle sakınılması gerekir. 
İddia oynamak da kumar oynamak gibi haram mı
 İddia’dan kazanılan para diğer iştirakçilerin kaybettiği bir para olduğuna göre yani bir çeşit kumar olduğuna göre helal olduğunu söylememiz mümkün değildir. Zira iddia kumarın unsurlarını bünyesinde taşımaktadır.
 Her kumarda olduğu gibi taraflardan biri veya birkaçı kârlı çıkmakta, diğerleri ise zarara uğramaktadır. Bu da İslami açıdan caiz değildir. 
 Buna göre iddia oynamak diğer kumar çeşitleri gibi haramdır. Bundan kazanılan para da haram para olur. 
Hz. Peygamberin ismi her anıldığında ona salât ve selam getirmek gerekir mi?
 Sevgili Peygamberimin adı her anıldığında ona salat ve selam getirmek gerekir. Efendimiz ismi anıldığı halde kendisine salat ve selam getirmeyen kimseyi en cimri insan olarak haber vermektedir. Nitekim bu hususta şöyle buyurmaktadır: “En cimri insan benim adım anıldığında bana Salât-ü Selam getirmeyendir” (Tirmizi, “Daavât,” 110.) 
 Sevgili peygamberimiz, kendisine salât ve selam getiren kimsenin ahiret gününde kendine en yakın olacak kişi olduğunu müjdeler. Nitekim bu hususta da şöyle buyurmaktadır: “Kıyamet günü bana insanların en yakını, bana en çok salâvat okuyandır.” (Tirmizi, “Salât,” 357.)
 Buna göre, resul-i ekrem efendimizin ismi zikredilince, işitilince, ya da okunur, yazılırken efendimize salâvat getirmek gerekir. Bazı âlimlere göre bunu ömürde bir defa yapmak her Müslüman üzerine farzdır. 
Günün Ayeti 
“Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz biz onu güzel bir hayatla yaşatırız ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.” 
Nahl, 16/97. 
Günün Hadisi 
“Kim Allah için sever, Allah için buğzeder, Allah için verir, Allah için vermezse imanını kemâle erdirmiştir” 
Ebu Davud, “Sünne”, 15. 
Günün Sözü 
“Bu gün amel yarın hesap günüdür.” 
Hz. Ali 
Günün Duası 
Allah’ım bizi dünyada da ahirette de korktuklarımızdan emin umduklarımıza nail eyle. 
Bunları biliyor muyuz? 
Hâl ehli kime denir?
Hali, tavrı güzel olan gönül sâhibi kişiye denir.

Günün Nüktesi 
Takva sahibi olmak için… 
Bir gün Hz. Davud oğlu Hz. Süleyman’a şu nasihatte bulunur: 
“Ey oğul! Bir insanın takva sahibi olması şu üç şey ile belli olur: 
1. Allah’ın takdir ettiği bela ve sıkıntı karşısında, O’na tam ve güzel bir şekilde tevekkül etmesi, 
2. O’nun kendisine ihsan ettiği şeylere gönülden razı olması, 
3. O’nun müptela kıldığı belalara karşı ise güzel bir sabra sahip olmasıdır. 
 

 

Promosyonlu bir malı satın almak caiz mi? 
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık