Sayfa Yükleniyor...
Dinen insanın borcu ikiye ayrılmaktadır. Allah’a karşı borçlar, kullara karşı olan borçlar. Bir kimse, üzerinde mesela oruç borcu olduğu halde vefat etmişse bu onun için Allah’a karşı bir borçtur. Kişi hayattayken bu oruçlarını tutmaktan aciz kalmış ise, orucunun borcunu fidye vererek ödemelidir. Ödeyememiş ise o zaman mirasından ödemeleri için mirasçılarına vasiyet etmelidir. Aynı şekilde zekat, keffaret gibi borçları için de vasiyet ederse varisleri bunu bıraktığı mirasın üçte birinden yerine getirmek zorundadırlar. Vasiyet etmemesi halinde ise varisler dilerlerse onun borcunu ödeyebilirler. Borç Allaha karşı değil de kullara karşı ise o zaman bu borcu kişi ya ödemeli ya da helalık almalıdır. Zira dinimizde insanların kul haklarına saygılı olunması emredilmiş; kul hakkı ihlalinin, hakkı ihlal edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği belirtilmiştir. Nitekim Veda Hutbesinde efendimiz: “Ey insanlar! Sizin canlarınız, mallarınız ırz ve namuslarınız, rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır. )” (Buhari, Hac, 132) buyurmuştur. Bu yüzden ölen kişinin borçları varsa, techiz ve tekfinden sonra kalan malının tamamından borçları ödenir. Kalan miras borçların tamamını ödemeye yetmiyorsa, bu terikenin tamamı borçlar oranında alacaklılara bölüştürülür.
Kişi adağının etinden yemişse ne yapması gerekir?
Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi caiz olmadığı gibi; bu kişinin usûl ve fürûu yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocukları, torunları sayılan kimseler yiyemezler. Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler. Şayet adak kurbanını kesen kişi bu adaktan yemiş ise fıkıhçılara göre yediği miktarın fiyatını fakirlere para olarak verecektir.
Yalan konuşmak ya da sövmek abdeste zarar verir mi?
Yalan konuşmak ya da sövmek dinen yasak ve haram olan hususlardandır. Ahlaken de doğru olmayan cümlelerdir. Zira yalan ve sövmek İslam ahlakıyla bağdaşmayan çirkin bir davranıştır. Bir müminin her zaman bu tür çirkin söz ve davranışlardan uzak durması gerekir. Ancak bu tarz söz ve cümleler, yasak ve haram olmakla birlikte abdesti bozmaz. Çünkü abdest ancak vücuttan çıkan kan, irin, idrar, dışkı ve benzeri şeylerden dolayı bozulur. Buna göre, yalan, sövmek gibi söz ve cümleler abdeste zarar vermez. Ancak her zaman Müslüman bu tarz cümlelerden sakınması gerekir.
Her yerde namaz kılınabilir mi?
Temiz olan her yerde namaz kılınır. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmaktadır. “Yeryüzü bana mescit kılındı.” (Buhârî, “Salât”, 56.) Dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde… Namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın. Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele ki evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur
Günün Ayeti
Beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.
Bakara 2/152.
Günün Hadisi
“Dünyada sevdiği bir dostunu aldığım zaman, (sabredip) ecrini Allah’tan bekleyen mü’min kulumun benim indimdeki mükafatı cennettir.”
Buhârî, “Rikak”, 6.
Günün Sözü
Eden kendisine eder; yapan bulur ve çeker. Unutma! kazanmak koca bir ömür ister. Kaybetmeye ise anlık gaflet yeter.
Hz. Mevlâna
Günün Duası
Allah’ım ülkemize ve milletimize huzur ver. Bizi ve ülkemizi her türlü kaza ve belalardan muhafaza buyur.
Bunları biliyor muyuz?
Fena Fillah Nedir?
Kalbin yalnız Allah’ı sevmesi, O’nun beğendiği şeylerde fâni olmak yani O’nun sevdiklerini sevmek O’nun sevdiklerini kendi için sevgili bilmek demektir.
Günün Nüktesi
Sorgu Melekleri...
Hz. Peygamber şöyle buyurur:
“Kul kabrine konulup, yakınları da oradan ayrılınca ki, o geri dönenlerin ayak seslerini işitir. Kendisine iki melek (Münker ve Nekir) gelir. Onu oturtup:
“Muhammed denen kimse hakkında ne diyordun?” diye sorarlar.
Kişi, Mümin ise bu soruya:
“Şahadet ederim ki, o Allah’ın kulu ve elçisidir!” diye cevap verir.
Ona: “Cehennemdeki yerine bak! Allah orayı cennette bir mekana tebdil etti.” denir.
Adam bakar her ikisini de görür. Allah da ona, kabrinden cennette bakan bir pencere açar. Eğer ölen kafir ve münafık ise sorduğunuz zatı bilmiyorum. Ben de herkesin söylediğini söylüyorum! diye cevap verir.
Kendisine; “Anlamadın ve uymadın denir. Sonra kulaklarının arasına demirden bir sopayla vurulur. (sopanın acısıyla) öyle bir çığlık atar ki onu insan ve cin dışındaki herkes duyar.”
(Buhâri, “Cenâiz”, 68)