Sayfa Yükleniyor...
İman inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır. İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur’an-ı Kerim’de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) ‘bu hanginizin imanını artırdı?’ diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü’minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2) Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.
Yapılan yeminin yemin sayılması için illaki Allah’ın adı ile mi yapılması gerekir?
Allah’tan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. “Evime kavuşmak nasip olmasın,” “Çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi lafızlar” ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez. Böyle bir söz yemin sayılmadı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle sözler ve yeminler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: “Allah Teala, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allah’a yemin etsin veya sussun.” (Buhari, Eyman 4). Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez. Allah adının anılmadığı yeminler yemin sayılmamakla birlikte bazı fıkıhçılara göre Kur-an’ı Kerime el basılarak edilen yeminler yemin sayılmaktadır.
Kadın kocasının adak kurbanının etinden yiyebilir mi?
Adak’ın kelime manası, herhangi bir şeyi yapmaya söz vermektir. Dini kavram olarak adak; Allah’ın rızasını kazanmak ve O’na tazimde bulunmak için, yapılması mecbur olmayan namaz, oruç ve kurban gibi farz ve vacip ibadet cinsinden bir şeyi yapmayı nezretmek suretiyle o ibadeti kişinin kendisine vacip kılmasıdır. Farz veya vacip ibadet cinsinden adanmış olan bir şeyi yerine getirmek vaciptir. Çünkü adak yapan kimse bu hususta Allah’a söz vermiş demektir. Bu gibi hükümlerin uygulanmasında ise, kadın ve erkek arasında fark yoktur. Ancak adanan adak kesildiği vakit bu adaktan bazı kimseler yiyemezler. Bunlardan birisi de karı kocadır. Şayet koca adak kurbanı kesecek olursa hanımı bu adağın etinden yiyemez. Aynı şekilde kadı adak kestiğinde bu adağın etinden kocası yiyemez.
Suyu tek yudumda içmede bir sakınca var mı?
Hz. Peygamber bir hadisi şerifte suyu üç defa içmekle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “Deve gibi bir nefeste içmeyin. İki veya üç nefeste için. Bir şey içeceğiniz zaman besmele çekin; içtikten sonra da «elhamdülillah» deyin!” (Tirmizi, Eşribe, 13) Sevgili Peygamberimiz, bu hadisi şerifte suyu üç yudumda içmeyi tavsiye etmektedir. Ancak bu bir tavsiyedir. Bunun yanında üç defa içmeyi tesviye eden hadis-i şerifler varsa da, üç yudumdan daha az bir şekilde içmenin haram olacağına dair bir hüküm ve hadis-i şerif yoktur. Dolayısıyla suyu üç defada içmek efendimizin sünneti ve tavsiyesidir. Ancak bunu üç defada içebileceğimiz gibi bir veya iki defada da içebiliriz. Dinen de bunda hiçbir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür. Adiyat, 100/6.
Günün Hadisi
Kim başkasında gördüğü bir ayıbı kınarsa, o ayıp onun da başına gelmeden ölmez. Tirmizi, “Kıyame”, 53.
Günün Sözü
“Hayat, inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur.” Aliya İzzetbegoviç
Günün Duası
Allah’ım bugün bana insanların yüzünü güldürecek ve dualarını aldıracak bir amel nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Racife nedir?
Kıyametin kopacağı zaman sur’a üfürülmesi ile yerlere ve göklere arız olan şiddetli sarsıntı ve korkunç sestir.
Günün Nüktesi
Üzülenlere Üç Soru...
İbrahim Edhem Hazretleri birini çok üzgün görür, ona üç soru sorar: ‘‘Dünyadaki bütün hadiseler takdir-i ilahi olmadan meydana gelebilir mi?’’ ‘‘Hayır!’’ ‘‘Sana ayrılan rızkı başkası yiyebilir mi?’’ ‘‘Hayır!’’ ‘‘Sana verilen ömürden kısalma olabilir mi?’’ ‘‘Hayır!’’ ‘‘O halde niçin üzülüyorsun?’’