Yengeç yemek caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 26.06.2020 07:17
  • Güncelleme Tarihi :
Yengeç yemek caiz mi? yazının resmi

Kur’an-ı Kerim’de denizden elde edilen yiyeceklerin helal olduğu bildirilmektedir. Nitekim yüce mevla Kur’an’ında mealen şöyle buyurmuştur: “Deniz avı yapmak ve onu yemek size helal kılındı.” (Maide, 5/96) Hz. Peygamber de; “Onun suyu temiz, ölüsü helaldir.” (Ebû Dâvud, “Tahâret”, 41) buyurmuştur.
İslam fıkıhçıları bu nasslara dayanarak bütün balık türlerini yemeği caiz görmüşlerdir. Bu konuda görüş birliği olmakla beraber balık türleri dışında kalan midye, kalamar, yengeç, karides gibi deniz ürünlerini yemek hususunda ihtilaf etmişlerdir.
Hanefi mezhebi fıkıhçılarına göre kalamar,  yengeç, karides yemek haramdır. Şafii, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre ise bu deniz ürünlerini yemek helaldir.
Tanımadığımız birisi bize selam verdiğinde selamını alamamak  caiz mi?
Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.
Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir.
Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman İslam’ın bu güzel şiarını günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim de Allah mealen şöyle buyurmaktadır: ‘Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.’ (Nisa, 4/ 86)
Dolayısıyla bize selam verildikten sonra selamı veren dost, akraba, tanıdık, tanımadık, küs ya da barışık kim olursa olsun selamına karşılık vermek üzerimize farzdır. Selama karşılık vermemek ise dinen uygun değildir.
Bulunan para ya da eşya bulan kişinin olur mu?
Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir.
Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir:
Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır.
Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder.
Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz.
Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.
Takva’nın anlamı nedir?
İman edip emir ve yasaklarına uyarak, Allah’a karşı gelmekten sakınmak, dünya veya ahirette insana zarar verecek ilahi azaba sebep olabilecek inanç, söz, eylem, davranış ve günahlardan sakınmak demektir ki takvaya sahip olan kimse Allah’ın en sevdiği kul olmaktadır.
Günün Ayeti
“Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı zaten aldatıcı şeylerden ibarettir.”
Âl-i İmran, 3/185.
Günün Hadisi
“Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah Teâlâ’nın duyduğu memnuniyet, sizden birinin ıssız çölde kaybettiği devesini bulduğu zamanki sevincinden çok daha fazladır.”
(Buhârî, “Daavât”, 4.)
Günün Sözü
Az günah işleyen rahat ölür.
(Hz. Ömer)

 
Günün Duası
Allah’ım bugünkü kazancımı haramsız ve bereketli eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Celse-i Hafife Nedir?
İkinci secdeyi yapıp kıyama kalkmadan önce olan kısa oturma demektir.
Günün Nüktesi
Kur’an-ı Okuyan ve Okumayan...
Ebû Hüreyre”den gelen rivayete göre;
Allah Resûlü şöyle buyurmuştur:
“Kur”an”ı öğrenin, onu okuyun ve okutun. Kur”an”ı öğrenen, okuyan ve gereğini yapan kimse, her tarafa koku yayan misk dolu bir kaba benzer. Kur”an”ı öğrendiği hâlde (onu okumayan ve okutmayan) yatıp uyuyan kimse ise ağzı bağlı bir misk kabına benzer.”
(Tirmizî, “Fedâilü”l-Kur”ân”, 2.)
 

Yengeç yemek caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık