Zekatı başka memlekette yaşayan akrabalarımıza göndermek caiz mi?  


  • Oluşturulma Tarihi : 11.05.2021 07:33
  • Güncelleme Tarihi :

Zekat verirken ister yakında, ister uzakta bulunsun öncelikle yoksul akrabaların tercih edilmesi gerekir. Akrabalar içerisinde yoksul kimse yoksa yakın komşulardan başlamak üzere kişi bulunduğu yerdeki fakirlere zekat verebilir. Zekat, öncelikle kişinin bulunduğu yerde yaşayan akraba ve fakirlere verilmelidir. Ancak bölgenin dışında fakir akraba ve muhtaç kimseler varsa onlara göndermek de caizdir.

Alacağı olan kimse bu alacağının zekatını vermek zorunda mı?

Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekatlarının ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekatı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekatlar da ödenmelidir. İnkar edilen veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekatının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse zekatını öder.

Oruçlu iken gündüzü uyuyarak geçirmenin oruca zararı var mıdır?

Oruç, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, ibadet niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır. Orucun sahih/geçerli olması için, “oruç tutmaya niyet etmiş ve orucu bozacak şeylerden kaçınmış olmak” şarttır. Gündüzleri az veya çok uyumak, orucun sıhhatine zarar vermez. Orucun vereceği sıkıntılardan uzak kalmak ve onları hissetmemek kasdıyla, gerekli olmadığı halde ramazan günlerinde uzun süreli uyumanın, orucun hikmetiyle bağdaşmayacağı da unutulmamalıdır. Ancak hiçbir şekilde uyumak oruca zarar vermez.

Ev yapmak için biriktirilen paranın zekatı var mı?

Ev edinmek için biriktirilen paralarla tabii olarak çoğalma ve artırma özelliği vardır. Binaenaleyh bu maksatla biriktirilen paralar borçtan ve temel ihtiyaçtan sonra nisap miktarına ulaşmış ise o paradan zekat vermek gerekir. Ancak evi almışsa ama daha ödemesini yapmamış ise bunun zekatını vermez.

Oruç fidyesi ne demektir?

Fidye, bazı ibadetlerin eda edilmemesi ya da edası sırasında bir takım kusurların işlenmesi hâlinde ödenen dinî-malî yükümlülüktür. İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan ve daha sonra da kaza etmesi mümkün olmayan kimse, oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder. Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara, 2/184) buyrulmaktadır. Bir fidye miktarı, bir sadaka-i fıtır miktarıdır. Sadaka-i fıtır ise bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek veya bunun para olarak karşılığıdır. Oruç fidyeleri, Ramazan ayının sonunda toptan verilebileceği gibi, Ramazan ayı içinde günlük olarak veya Ramazan ay› başında da verilebilir.

Tutulamayan orucun fidyesi bir yoksula mı, yoksa birkaç yoksula mı verilmelidir?

Tutulamayan oruçların fidyeleri bir yoksula verilebileceği gibi birçok yoksula da pay edilebilir. Önemli olan bu fidyenin hak eden fakire verilmesidir.

Günün Ayeti

Allah’ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Kasas, 28/77.

Günün Hadisi

Şüphesiz Allah, bu kitapla amel eden toplumları yükseltir, onula amel etmeyenleri de alçaltır. Müslim, “Müsâfirîn”, 269.

Günün Sözü

Sevindiremiyorsan, hiç olmazsa üzme! Yahya bin Muâz-ı Râz

Günün Duası

Ya rabbi bizi orucun ve namazın şefaatine nail olan kullarından eyle.

Bunları Biliyor Muyuz?

Huşû Nedir?  

Mütevazi, ihlaslı ve itaatkâr bir şekilde Allah’a yönelerek ibadet etmek demektir.

Günün Nüktesi

Üzülenlere Üç Soru...

İbrahim Edhem Hazretleri birini çok üzgün görür, ona üç soru sorar: “Dünyadaki bütün hadiseler takdir-i ilahî olmadan meydana gelebilir mi?” “Hayır!” “Sana ayrılan rızkı başkası yiyebilir mi?” “Hayır!” “Sana verilen ömürden kısalma olabilir mi?” “Hayır!” “O halde niçin üzülüyorsun?”

Zekatı başka memlekette yaşayan akrabalarımıza göndermek caiz mi?  
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık