Cesaret ve risk... Doğru ve yerinde karar verebilmek... İstemek, çok istemek Bu kavramlar bazı insanlar için çok şey ifade ediyor.
Vehbi Koç zamanının en başarılı ismi. Karşısına çıkan tüm engelleri aşmış, hedefinden hiç sapmadan çizdiği yolda ilerlemiş. Küçük yaşlarda ailesinin itirazlarına karşı çıkarak okulu terk etmiş. O zamanlar ülkede açlık vardı. Açlar çok aç, toklar çok tok. Fakat en tok olanları, en çok para kazananları ülkede bulunan gayri Müslimlerdi. Vehbi Koç gayri Müslimlerin yaptıkları işlere bakıyor, onlar gibi çok para kazanmak istiyordu. Liseyi son sınıfta terk ederek gayrimüslimlerin yaptığı gibi ticarete atıldı. Önce babası ile mahallesinde küçük bir bakkal dükkânı açtı. Beraber işlettikleri bakkal dükkânı artık ona dar gelmeye başladı. Yerinde duramıyor, aklındaki düşünceler, hedefler onu rahat bırakmıyordu. Başarıya koşmalıydı. Dükkânı sattı gayrimüslimlerin yanına gitti. Ticareti bilenlerden, erbabından öğrenmeliydi. O sıralar tekstil sektörüne yoğun bir ilgi vardı. Yurtdışından kumaşlar getirilip satılırdı. Vehbi Koçta öyle yaptı. Yanına aldığı bir gayrimüslim ile birlikte... Bu işte iyice pişip deneyim kazandı. Burada kazandığı tecrübeyle bu sefer inşaat işine yöneldi. Yıl 1919, ülkemizin durumu kötüye gidiyordu. İstanbul işgal altındaydı. İtilaf devletleri Anadoluyu işgal etmiş, kurtuluş savaşı başlamıştır. Yurtdışından mallar gelmekte gecikiyordu. Çok zor zamanlar geçiriyordu Türkiye, çok zor zamanlar geçiriyordu Vehbi Koç Onun gibi ticaretle uğraşanların çoğu iflas ediyordu. Yoluna kararlılıkla devam edecekti. Kaybedersem ne olur diye düşünmedi. Ankarada açılması planlanan numune hastanesi için devlet, inşaat firmalarıyla ihaleye girmişti. En düşük ücret teklifinde bulunarak bu ihaleyi alan Vehbi koç olmuştu. Bu işin altından nasıl kalkacaktı? Üstelik bu sınırlı vakitte? Korkmadı. En iyisini yapmak için çok çalıştı. Ankaranın ilk numune hastanesi Vehbi koç imzası taşımaktadır.
Daha çok gençtir ve en büyük arzusu sanayi sektörüne atılmaktı. Bir ihtiyaç olarak gördüğü otomotiv sektöründeydi gözü. Tabii ki bu kolay olmayacaktı. Yıl 1939, ikinci dünya savaşı başlamıştı. Türkiye kara listeye alınmış, üstü çizilmişti. Siparişlerinin hiçbiri gelmez olmuştu. Vehbi Koç hemen yurt dışına gitti. Ford ile görüşecekti. Güç bela görüşmeyi başarır, Henry Fordu ikna ederek anlaşma imzalanır. Türkiyenin ilk otomobil fabrikası, Türkiyenin ilk yerli üretim otomobili Anadol Vehbi Koç imzası taşımaktadır.
Vehbi Koç... Adına kitaplar yazılan Başarıya Koşanlar adlı yazı dizisinde ona yer vermemem mümkün mü? Her zaman işi bilenlerle çalışmış ve bunu tavsiye etmiş. En büyük pişmanlığı lisans öğrenmemek olduğunu söyleyip eğitime büyük önem vermişti. Açtığı üniversite ve okullarda yurtdışından hocalar getirmiş, nasıl daha iyi eğitim verilebilir kaygısı gütmüş. Sade bir yaşam tarzı benimseyip tasarruflu olmak, gereksiz harcamalardan uzak durmak gerektiğini tavsiye etmişti. Vehbi Koçu dualarla anıyorum