Sayfa Yükleniyor...
Nüfusunun sürekli artmakta olduğu ülkelerde hiş şüphesiz ki enerji ihtiyacı da artmaktadır.
Diyebiliriz ki bir ülkenin bağımsızlığı kendi enerjisini karşılayabilme potansiyeli ile belirlenmekte. Ülkemizin konumu gereği güneş, rüzgar ve jeotermal enerji den faydalanma potansiyeline sahip çok şanslı ülkeler arasındayız.
Geleneksel kömür, petrol ve gaz gibi tükenen fosil enerji kaynakları yerine geçebilecek sürekli yenilenen ve tükenmeyen enerji kaynaklarından faydalanmak ülkemize önemli ölçüde fayda sağlayacaktır. Sürekli pahalanan petrole bağımlılık güneş, su, dalga ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ile azalacaktır. Ülkemizin konumu itibari ile güneş, su ve rüzgârdan rahatlıkla enerji üretebilecek potansiyele sahibiz.
Türkiye, rüzgâr bakımından zengin kaynaklara sahip bir ülkedir. Yıllık ortalama rüzgâr hızının ve güç yoğunluğunun en yüksek olduğu değer Marmara Bölgesinde saptanmıştır. En düşük değerin ise Doğu Anadolu Bölgesinde olduğu belirtilmiştir. Rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi rüzgar türbinleri ile sağlanır. Rüzgâr türbinleri önce rüzgârdaki kinetik enerjiyi mekanik enerjiye daha sonra elektrik enerjisine dönüştürür.
Jeotermal enerji kaynakları da ülkemizde belli bölgelerde kendini hissettirir. İzmirde jeotermal enerji zenginliği ile kaplıcalarla dolu bir şehir
En başta Balçova olmak üzere 20nin üzerinde şifalı su kaynakları bulunmakta. Çeşme, Urla, Tire, Menemen, Aliağa, Bayındır gibi ilçelerde yeraltı ılıcaları mevcuttur ve kireçlenme, bel-boyun fıtığı, romatizma, eklem hastalıkları, sinir hastalıkları gibi birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir.
Rüzgar, güneş ve jeotermal enerjisinden hakkını vererek faydalanabileceğimiz günler diliyorum. Hoşçakalın...