Sayfa Yükleniyor...
Günümüzde teknoloji, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Akıllı telefonlar, tablet, bilgisayar ve hala çıkmaya devam eden teknolojik cihazlar gün içerisinde işimizi yönetme, eğlence ve bilgi gibi imkanlar sağlıyor. Fakat bu nimetlerden faydalanırken dozu kaçırıldığı zaman bizi kölesi haline getiriyor…
**
Psikolojik, sosyal ve fiziksel açıdan sağlığımı olumsuz şekilde etkileyebilir. Sürekli ekran ile iç içe olmak, hareketsiz sadece ekrana bakmak, göz yorgunluğu uyku problemleri ve stres gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bunun yanı sıra sosyal ilişkilerde kişiyi zayıflatarak yalnızlık hissi de yaratır.
**
Her şeyi aşırısı dengeleri bozduğu gibi teknolojinin aşırısı da dengeleri bozabilir. Bu yüzden bir sorumluluk alıp mücadele etmeli ve teknolojinin kölesi olunmamalı…
Seçimler bitti, yeni dönem başladı ve maalesef beraberinde bazı sürprizler de geldi. Gelen zam yağmuruna alışmaya çalışırken, bir yandan da cebimizdeki para kaybolup gidiyor… Belki hayat hiçbir zaman ucuz değildi ama son zamanlarda artık gözle görülür bir pahalılık oluştu… Bu şekilde dolar günden güne artmaya devam ederse ceplerimiz yanmaya devam edecek.
****
Bu hafta akaryakıt grubuna zamların gelmesiyle birlikte bir diğer zam gelen kısım ise çay… Yüzde 43… Bu durum bizler için çok üzücü bir hal almaya başladı. Daha nelere zam gelebilir diye düşünürken son zamanlarda zam gelmesi üzerine konuşulan ekmek… Sanırım artık ekmek yemekte lüks kategorisine girecek…
****
Evet, zamlardan hiçbir zaman kaçamayız… Uluslar arası faktörler, ekonomik dengeler gibi daha fazla sebepler bulunuyor. Fakat bu kadar zammı da arka arkaya beklemiyorduk…
Bir zamandan sonra güneşin sıcak ışıkları yüzümüze çarpmaya başlayacak, insanlar yazın tadını dinlenme ve keyifle çıkaracak. Yaz deyince aklımıza ilk gelenler; tatil, plaj, piknik olacak.
“Hayır” demek toplumda olumsuz bir kelime olarak algılanıyor. Her defasında istemediğimiz veya istemsizce yaptığımızda her şeyde “hayır” denmiyor. İnsanları, mutlu etmek ve ilişkileri korumak için çoğu zaman ‘evet’ demeyi tercih ederler. Fakat her zaman insanlar mutlu olsun derken bu konuda kendimizden ödün veriliyor. Buda kişide, kendi sağlığına, mutluluğuna zarar verebilir.
“Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır” sözü Türk kültüründe derin bir anlama sahiptir… Bu söz, kahve içmenin sadece bir içecek tüketmekten daha fazla anlam taşıdığını ifade eder. Hayatımızda kahve içmek, birlikte vakit geçirilen anları, sohbetleri ve ilişkilerin temelini oluşturur.
Kahve, çeşitli kültürlerde, farklı şekillerde ve farklı aromalarda hazırlanıp sunulur. Genelde kahve eşliğinde, insanların arasında iletişim kuvvetlenirken, derin sohbetler, güzel anlar hatta bazen sıkıntıları paylaşma fırsatı sunulur. İşte bu yüzden içilen her kahvenin bir hatırı vardır diyebiliriz…
Bir fincan kahve hayatımızda sadece bir içecekten ibaret değildir. Sohbetlerin, bağların ve hatıra biriktirmeyi ifade eder
Sınav kaygısı, gençlerin başarılarını etkiler ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Üniversite sınavı kaygısı, gençlerin sınav öncesinde ve sırasında yaşadığı stres ve endişe duygularını ifade eder. Genellikle bu kaygı, sınavın sonucuna bağlıdır çünkü gelecekteki kariyer ve yaşam hedeflerini etkileme korkusuyla bağlantılıdır. Sınava hazırlanırken öğrenciler büyük bir rekabet içine girerler bu da öğrenciyi baskı altında hissettirir ve kaygı seviyelerini arttırır.