Geleceğin tohumunu eken ustalar: Öğretmenler


  • Oluşturulma Tarihi : 24.11.2025 12:10
  • Güncelleme Tarihi : 24.11.2025 12:11

Sayın okurlar…

Her sabah bir kapı açılır bu ülkede.
Kimi zaman bir köy okulunda, kimi zaman şehrin kalabalığına karışmış bir binada.
Ama o kapıdan içeri giren, sadece bir “öğretmen” değildir.
Bir ülkenin kaderini değiştirecek sessiz bir liderdir.

Evet…
Bu topraklarda öğretmen, yalnızca ders anlatan biri değildir.
O; insanın içindeki cevheri fark eden, çocuğun gözündeki parıltıyı büyüten, merakı uyandıran, düşünmeyi öğreten, yol gösteren bir öncüdür.

Hz. Peygamber Efendimiz’in şu Hadisi hiç unutulmamalıdır:
“Ben öğretmen olarak gönderildim.”
İşte bu söz, mesleğin kutsallığını öyle derin bir çerçeveye oturtur ki, her öğretmenin adımlarını ışıklandırır.
Yine Efendimiz Hz. Muhammed buyuruyor:
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.”
Öğretmen ise faydanın en rafine hâlidir; çünkü yetiştirdiği her insan, faydayı binlerce kişiye taşır.
 
Bir an durup düşünelim…

Bir ülke, öğretmeni hangi gözle görüyorsa geleceğini de öyle kurar.
Öğretmeni kıymet bilen milletler, yarınını güvenle inşa eder.
Çünkü öğretmen, insanın kendini tanıma yolculuğunun ana kapısını açar.
Öğretmen, çocuğun zihninde ilk kıvılcımı yakandır.
Ve o kıvılcım, bazen bir bilim insanına, bazen bir şaire, bazen bir doktora, bazen bir yöneticinin vicdanına dönüşür.

Bilgelerin kalemlerinde sıkça vurguladığı gibi…
Ülkeyi büyüten şey “insandır.”
İnsanı büyüten ise öğretmendir.
 
Bugün dünyaya baktığımızda, gelişmiş ülkelerin ortak bir sırrı var:
Öğretmenlerine duydukları büyük saygı.
Finlandiya’dan Japonya’ya… Eğitim planlarının merkezinde öğretmen yer alıyor.
Çünkü biliyorlar ki, öğretmenin eline dokunan her çocuk, ülkenin yarınlarına imza atacak.

Bizde de böyledir aslında.

Anadolu’nun kadim kültüründe “Hoca hakkı” diye bir değer vardır.
Anne hakkı, baba hakkı, bir de hoca hakkı…
Bu üçü, insanın boynundaki en ağır emanetlerdir.

Neden?
Çünkü öğretmen sadece bilgi vermez; kişilik kazandırır, karakter inşa eder.
Sadece ders anlatmaz; hayatın kapılarını açar.
Sadece doğruyu göstermez; doğruyu aramayı öğretir.

Ve merak, bu çağın en büyük sermayesidir.
Öğretmen, merakı yeşerttiği sürece ülkenin geleceği yeşerir.
 
Bakınız…

Bir öğretmenin küçük bir dokunuşu vardır ki, bazen bir çocuğun kaderini değiştirir.
Bir cümle…
Bir tebessüm…
Bir yönlendirme…
Belki “Sen yaparsın evladım” diye cesaret veren bir söz…
İşte o söz, yıllar sonra koca bir hayatı ayakta tutar.

Düşünün…
Öğretmen bir sınıfa girer, defter açılır, kalem tutulur…
Ama aslında orada açılan şey, çocuğun zihnidir.
Öğretmenin attığı her adım, yarınların haritasına işlenir.

Bu yüzden öğretmenlik, sadece bir meslek değil;
Bir davadır.
Bir yürüyüştür.
Bir ülkenin hayalini taşımaktır.
 
Efendimiz’in bir başka tavsiyesi şöyledir:
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin.”
Öğretmen, işte bu sözün vücut bulmuş hâlidir.
Zor olanı kolay yapar.
Korkuyu meraka çevirir.
Baskıyı, cesarete dönüştürür.

Ve en önemlisi:
Öğretmen, öğrencisinin kalbine dokunur.
Dokunduğu kalpte iz bırakır.
O iz, bir ömür silinmez.
 
Bugün öğretmeni konuşmak, aslında geleceği konuşmaktır.
Bir ülkenin öğretmenine verdiği değer, o ülkenin 30 yıl sonrasını anlatır.
Evet, yanlış duymadınız…
Eğitim, bir nesil boyu süren büyük bir yatırımdır.

Bu yüzden diyoruz ki…
Öğretmen, sınıfın içindeki sessiz liderdir.
Ama o sessizlik, yer yüzündeki en gür seslerden biridir.

Kapı açar…
Yol gösterir…
Geleceği inşa eder…

Ve öğretmen var olduğu sürece, umut da var olacaktır.
Hayatımıza değer katan, zihnimizi ve geleceğimizi aydınlatan tüm öğretmenlerimizin günü kutlu olsun…

Halil EL
Migimar, Margisad Yönetim Kurulu Başkanı.
Doğu Güneydoğu Kültür Sanat Derneği Yüksek İstişare Kurulu Bölge Başkanı.

 

Geleceğin tohumunu eken ustalar: Öğretmenler
Halil El
Yazarımız Kim ?

Halil El