İnsanlık tarihinin, son yıllarda gördüğü tüm dünyayı tehdit eden, en büyük salgın hastalıklardan biri olan koronavirüs (Covid 19) ile mücadele içerisindeyiz. Zor ve sıkıntılı bir süreçten geçtiğimiz şu dönemlerde; Hayatın her alanında olduğu gibi sporda belirsizlik halindeyiz. Eğlence sektörünün bir parçası olan spor da NBA, Şampiyonlar ligi, Premier ligi belirli bir süre takip edemeyeceğiz. Ulusal ve uluslararası kurum, kuruluşlar Önemli bütün spor organizasyonlarını iptal etti. Tokyo 2020 için daha henüz net bir karar alınmadı.
Bütün coğrafyalarda görülen, her ülkede yaşanan virüs salgını spor dünyasında önemli sporcularda yaşanmaktadır. Yıldız oyuncu Kevin Durant le beraber NBA de corona testi pozitif çıkan oyuncu sayısı 14 oldu. Küresel bir Pazar olan NBA, hem sponsorluk hem de yayın gelirlerinde ciddi bir şekilde ekonomik kayba uğrayacağı kesin gözüyle bakılıyor. Günümüz Endüstriyel Spor, bir fabrika gibi işlemektedir. Sporcular, medya çalışanları, stadyumda malzeme taşıyan görevli, stadyum çevresinde atkı ve bere satan çocuktan, köfte ekmek yapan amcaya kadar birçok insanın ekmeğini çıkardığı bir alandır. Olağanüstü zamanlardan geçtiğimiz bu günlerde çoğu insan işini ve gelirini kaybetti. Koranavirüs, Küresel olarak tüm Spor piyasasını derinden etkiyecektir.
Dünyanın en çok izlenen, kitlesel olarak takip edilen futbolun piyasasını incelediğimizde; uçuk futbolcu maaşları, şişirilmiş bonservis paralarını düşünürsek eğer futbolun bu şartlarda devam etmesi zor gibi görülüyor. İtalya Futbol Federasyon başkanı, kulüpleri rahatlatacak bir çalışma yaptıklarını söyleyerek futbolcu maaşlarını düşürebileceklerini söyledi. Premier lig ‘ de sezonun tamamlanması halinde 3 milyar poundluk yayın anlaşması olan kuruluşun, 750 milyon poundluk dava açacağı konuşuluyor. Pek çok oyuncunun ise ücretlerinin ödenmesi konusunda kulüplere dava açacağı iddia ediliyor. Fransa’ nın ünlü takımı Olympique Lyon futbolcularına maaş ödemeyeceklerini açıkladı. Sponsor ve markalarla ayakta duran çoğu spor kulübü kriz yönetimini nasıl idare edebilecekler? Yurt dışından gelen sporcularını nasıl takımda tutabilecekler? Hepsi merak ediliyor.
Coronavirüs salgını nedeniyle ilk önce 12 Mart tarihinde NBA yönetimi ligi ertelemişti. Daha sonra birçok ülkenin spor federasyonları spor müsabakalarını erteledi. Ülkemizde ise biraz geç alınan kararların sıkıntısını yaşamaktayız. Futbol, Basketbol, Voleybol gibi kitlenin yoğun olduğu branşlarda maçların geç ertelenmesi sporcularda tedirginlik ve kaygı durumunu yaşatmıştı. Fenerbahçe Basketbol takımında bazı oyuncularda ve idarecilerde koronavirüs testi pozitif çıkmasıyla diğer takımlarda bir korku havası yarattı. Fenerbahçe Beko’nun son karşılaştığı rakipleri Beşiktaş ve Tofaş’ tan açıklama geldi. İki kulüp de oyuncular, idari ve teknik ekipte herhangi bir koronavirüs belirtisi olmadığı söylenildi. Salgın etkisini her yerde sürdürürken Futbol da her şey günlük güneşlik gibi devam etmekteydi. İlk önce Galatasaray’ın Kalecisi Muslera tepki gösterdi, John Obi Mikel Trabzonspor’la olan sözleşmesini fesh etti. Kulüpler endişeli davrandı fakat böyle olağanüstü bir durumda bile fikir birliği oluşamadı. Sağlıklarını tehdit eden sporcuların ve kulüplerin neden birlikte organize olamıyor ve birlikte hareket edemiyor? Fatih Terim, derbi sonrası yaptığı açıklamada sporcuların, antrenörlerin ve tüm spor çalışanlarının sendikalı olması gerektiğini vurgulamıştı. Tecrübeli Teknik adam durumu gayet iyi bir şekilde özetlemişti. Günümüzde oyunun birçok ‘değeri’ spor tarafından baskı altına alındı. Oyunda özgürlük, sevinç, çekicilik spor tarafından hapsedildi. Spor yapan kişinin özgürlüğü kalmadı. Artık futbolcular sporda eğlenmiyor, oynamıyor sadece üretiyor. Bunun için ter döküyor, acı ve zorlukları yaşıyor, daha çok performans isteniyor. Çağdaş bir gladyatör olarak arenalarda kullanılıyor. Yaptığı üretim sadece stadyumda tüketilmiyor, medya ile dünyanın her yerinde tüketiciye sunuluyor. Önce insan sağlığı dediğimiz zaman da sporcuların haklarını ve yaşamlarını düşünmeliyiz. Onları makine, robot gibi görmemeliyiz.
“EVDE KALIN, SPORLA KALIN”