Temiz eller, kirli futbol 

Bahis, mafya ve siyaset üçgeninde yer alan futbolumuz, büyük bir bahis skandalıyla çalkanıyor. Ulusal ve uluslararası spor medyasının gündeminde olan bu bahis silsilesi, adeta kar topu gibi büyüyor. Türkiye Futbol Federasyonu önce hakemleri, ardından futbolcuları açıkladı. Şimdi ise sırada cambaz menajerler ve simsar yöneticiler var. Üçüncü dalga kapının ardından aralanıyor. Pandora’nın kutusu açılacak, bombalar patlayacak. 
Futbolun tüm paydaşlarını etkileyen bu olayda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmayı titizlikle ve geniş kapsamlı bir şekilde yürütüyor. İlerleyen günlerde bomba isimlerin kamuoyu ile paylaşılacağını düşünüyorum. Anlaşılan o ki “Temiz Eller” operasyonu için düğmeye basıldı. Bu süreçte kimlerin canı yanacak, kimler zikzak çizerek işin içinden sıyrılacak, hep birlikte göreceğiz.

BAHİSİN GÖLGESİNDE FUTBOL 

Bir zamanlar İtalya’da yaşanan “Temiz Eller Operasyonu” ile Juventus ligden düşürülmüştü. Benzer senaryoların ülkemizde yaşanma ihtimali oldukça yüksek. İki Akdeniz ülkesinde de mafyatik yapılar, fanatizm ve şiddet mevcut olduğu için her an her şey yaşanabiliyor. Kaostan, kirli ilişkilerden, vasat ve basiretsiz yöneticilerden beslenen Türk sporunda gün geçmiyor ki yeni bir skandala imza atılmasın. Futbolla yatılıp kalkılan bir ortamda, günlerce ve haftalara futbolunun konuşulduğu yerde yine bazı kişiler önemli gündemleri uzak tutarak insanları uyutmaya devam ediyor. 

KİTLELERİN AFYONU 

Kitlelerin afyonu olan futbol, sokaklarda, toplu ulaşımda, meydanlarda… kısacası her yerde konuşuluyor. “Temiz eller, kirli futbol ve kirli beyinler” arasında temiz kalabilmek pek mümkün görünmüyor. Geçmiş dönemlere baktığımızda federasyon başkanlarının, yöneticilerin, menajerlerin eylem ve söylemlerini incelediğimizde; şiddeti körükleyen, eril bir dil kullanan, toplumu kutuplaştıran açıklamalar görüyoruz.

EN KİRLİ LİG 

Dünyanın en kirli, en pis liglerinden biri olan Türk futbolunda bu tür bahis skandalları ilk kez yaşanmıyor. Referans aldığım Futbolun Arka Bahçesi kitabında Atilla Türker ağabeyimiz, “Fatih Terimlerin, Fenerbahçeli Cemillerin A Milli Takım kampında poker partisinde nasıl yakalandığını” anlatıyor. Kirli futbol endüstrisinde sponsorlar, markalar, bahis şirketleri ve futbol kulüpleri arasındaki iş birlikleri dikkat çekiyor. Kimileri forma isim sponsoru, kimileri ise ligin sponsoru oluyor. Oysa FIFA kuralları gereği, bahis şirketleriyle spor kulüpleri arasında duvar örülmesi gerekiyor. Ülkemizde legalleşen bahis siteleri ise futbol kulüplerine el atmış durumda. Sporun ve oyunun doğasına aykırı biçimde, “kafa kol” ilişkileriyle yürüyen kulüp başkanlarıyla bahis baronlarının kirli ilişki ağını açığa çıkarmak şart.

Bilgin Gökberk ağabey ise geçmiş yazılarında şunları söylüyor:

“Spor medyası diye bir şey yok. Olsaydı, iktidar futbolun içine bu kadar giremezdi. Medya sadece futbola odaklanmış durumda; federasyon başkanı bile medyanın yarısının sahibi. Böyle bir ortamda kim ne yazabilir?”
Süper Lig takımlarında 27 futbolcunun legal bahis sitelerinde hesaplarının bulunması skandala isimlerinin karışmasına neden olurken, alt liglerdeki oyuncular da birer birer dökülüyor. Özellikle 2. Lig ve 3. Lig’deki futbolcuların sanal ortamdan yasa dışı bahis oynadığı uzun zamandır biliniyordu. TFF 2. Lig ve 3. Lig’de maçlar bu nedenle belirli bir süre ertelendi. Yasa dışı bahis sitelerinde hesabı olan futbolcularda açıklandığında, olayın üstüne daha çok gidildiğinde daha farklı sonuçların çıkacağını düşünüyorum. 

TEMİZ ELLER Mİ? KİRLİ FUTBOL MU? 

Futbolcuların, başkanların, antrenörlerin ve menajerlerin karıştığı bu bahis olayları, alt liglerde sistemin çok daha kolay işlediğini gösteriyor. Dünyanın her yerinden futbolu yöneten bahis baronları, Türkiye’de sistematik ve organize bir şekilde ilerliyor. Artık herkesin bildiği ama kimsenin konuşmadığı bir gerçek var: Bahis baronları, yöneticiler, menajerler… Hepsi aynı sahada top çeviriyor. Bu kirli oyunda en büyük zararı futbolun kendisi görüyor. Temiz eller mi kazanacak, yoksa kirli futbol mu galip gelecek? Yanıtı zaman gösterecek ama şunu unutmayalım: Eğer bu defa da hesap sorulmazsa, Türk futbolu bir daha asla temizlenemez.

Temiz eller, kirli futbol