“Yaptığınız her işe odaklanmayı, o yoğunluğu, içinizdeki o ateşi göstermelisiniz. Basketbola ya âşıksınızdır ya da nefretle bakıyorsunuzdur. O ince çizginin üzerinde yürürken enerjinizi tamamıyla sahaya yönlendirdiğinizde deliliğin sınırlarında dolaşırsınız. Beni harekete geçiren duygular her zaman sevgi, nefret ve korku olmuştur-oyunu kaybetme korkusu…” Isiah Thomas
Isiah Lord Thomas; Chicago’nun en yoksul mahallesinden yola çıkarak ismini NBA şöhretler müzesine yazdıran basketbolcu, yönetici, NBA oyuncu sendika başkanı, koç, yorumcu, iş adamı ve lider... Kısacası kendini tamamen basketbola adamış, başarı ve azim öyküsüyle basketbol sektörünün her alanında yer almış bir isim diyebiliriz. Isiah Thomas denilince genelde hafızalarda çok olumlu izler bırakmıyor olabilir. Herkes onu dönemin meşhur ‘Bad boys’ yani kötü çocukların lideri, bebek yüzlü katil, suikastçı, kirli yüzlü melek diye anıyor. Spor yazarları, o gülümseyen yüzün arkasında bir öldürme içgüdüsü olduğundan bu isimlerle adlandırmıştı.
Kötü çocukların ruhani, duygusal lideri olan İsiah Thomas’ın özel yönlerini, çocukluğundan oyunculuk ve yöneticilik kariyerine kadar her yönünü anlatan ‘kötü çocuk: Isiah Thomas’ kitabını okuyarak inceledim. Paul Challen tarafından yazılan kitap ‘Kötü çocuk ‘ , NBA’nin gelmiş geçmiş en büyük oyun kurucularından biri olan İsiah Thomas’ın hayat hikâyesini yakından anlatıyor. Chicago’nun en belalı mahallesinde yetişen Thomas’ın aile yaşantısı, Koç Bobyy Knight ile olan ilişkisi ve yaşadığı şampiyonlukları yakın bir mercekten aktarıyor.
Kötü çocuklar, savunma sertliği ve agresif yönleriyle bilinen ünlü bir takım olmuştu. Bu savunma sertliği, takım disiplini ve kazanma hırsı ile birleşince 1989-1990 yıllarında üst üste iki kez şampiyon olmayı başardılar. NBA’nin kötü çocukları, ligin ‘serserileri’ olarak adlandırılan ‘kötü çocuk’ imajı oyunun kurallarına zarar veriyor diye bir algı oluşturuldu. Detroit, her zaman güçlü savunma ve dengeli hücum ile agresif tarzlarını oyunun bir parçası olarak gördü. Pistons imajı o dönem için haydut ve holiganlarla dolu bir takım imajı olarak algılanıyordu. Ligi takip eden belirli bir kitle ve Pistons taraftarları da ‘kötü çocuk’ imajına sempati duydu. NBA tarihinde birçok takım kazanmak için her türlü yolu denemiştir, fakat hiç kimse ‘kötü çocuklar’ kadar nefret edilmemiştir. Bad boys, birçok takımın ve oyuncunun korkulu rüyası olmuştur. Oynanan oyunun belki estetik bir değeri yok, izleyicide görsel bir haz uyandırmıyor olabilir ama savunmanın dozu ve sertliği hep yüksek olan bir takım yapısına sahip. Dönemin basketbolu ve hakemleri belirli bir sertlik seviyesine, mücadeleye izin veriyordu. 80’li ve 90’lı yıllarda Çoğu NBA takımı ‘Kolay turnike’ yok kuralını uygular. Yani rakip hücumcu potaya kadar gelebilirse orada tartaklanır ve serbest atış çizgisinden sayı bulmaya zorlanır.
Kötü çocuklar’da kazanmak için her şey müstahak diyebiliriz. Fiziksel gücün öne çıktığı bu sert oyunda itip kalkmalar, dirsekler ve forma çekmelerin bir sınırı yoktu. Günümüz basketbolunda tabi bu savunma sertliği ve illegal hareketlerde bulunmanın büyük yaptırımları bulunmaktadır. İsiah Thomas’ın en iyi bildiği şeylerden biri kazanmak.. Sokakta, lisede, üniversitede profesyonel kariyerinde hep kazanmıştır. Belki de kazanmayı herkesten daha iyi biliyordu. ‘Zeke’ (Isiah Thomas’ın siyahilerin telaffuzuyla söylediği lakap) mücadeleyi ve kazanmayı sokakta öğrendi. Sokağın kanunu, basketbol, itiş kakış, dalavere ve barbut gibi zar oyunlarından ibaret. Suçun ve uyuşturucunun kol gezdiği sokaklarda yetişen Zeke, Genç yaşta mücadele ederek ayakta kaldı. Yetiştiği mahallenin ortamından dolayı ceza hukuku eğitimi almak istedi. Okuyucu bu kitapta; Basketbolcu, yönetici, koç, iş adamı, lider gibi basketbolun her alanında yer almış birinin basketbol tarihine bıraktığı izlerinin peşinde oluyor. Yazar Paul Challen,‘Kötü çocuk: Isiah Thomas’, kitabında kendini basketbola adamış, yaşam mücadelesi ile herkese örnek olmuş bir adamın hikâyesini anlatıyor.