Birçok Yüzü Olan Ruhsal Ağrı: Depresyon


  • Oluşturulma Tarihi : 01.12.2025 08:50
  • Güncelleme Tarihi : 01.12.2025 08:50

Çoğu insanın depresyonun ne olduğuna dair fikri yoktur. Onu aşırı derecede bir mutsuzluk hali olarak görürler. Oysa durum tam olarak böyle değildir. Depresyon herkese farklı görünür. Bu ruhsal ağrı dediğimiz şey farklı şekillerde, farklı derecelerde hissedilir ve farklı tepkilere neden olur. Depresyona girmenin, panik atak geçirmenin ya da intihara meyilli hissetmenin doğru ya da yanlışı yoktur. Bunları yaşayan kişilerin yaşamış olduğu en yoğun bu duygu durumunu kimsenin görememesidir. Depresyon görünmezdir. Biraz üzgün hissetmek değildir. Patlak ve hareketsiz bir lastik gibidir. Depresif kişiler mutlu olmak istemezler. Mutluluğun lüksünü umursamazlar. Onlar için önemli olan, acının yokluğunu hissetmektir.

DEPRESYON NEDİR? MUTSUZLUKTAN FARKI NEDİR?

Depresyon, kişide uzun süre devam eden ve kişinin hayatını olumsuz şekilde etkileyen mutsuzluk, hayattan keyif alamama halidir. Değersizlik, aşırı suçluluk, yalnızlık, yetersizlik, üzüntü ve ümitsizlik duyguları ile görülür. Mutsuzluk ise herhangi bir olay ya da durum karşısında kişinin yaşadığı hüzün durumudur. Günlük yaşam içerisinde sık sık karşılaştığımız bir durumdur. Depresyona birçok rahatsızlık eşlik eder bunlardan en sık gözlemleneni kaygı bozukluğudur. Aynı zamanda birçok fizyolojik hastalık beraberinde depresyonu getirmekle birlikte stres gibi günlük yaşam faktörlerinin yineleyici olması depresyona girme riskini artırır.

BEDENSEL BELİRTİLER: RUHUN AĞRISI BEDENLE KONUŞTUĞUNDA

Depresyonda olan kişilerde işlevselliklerinin bozulmasıyla birlikte uyku düzeninde değişiklik, iştahta değişiklik, cinsel isteksizlik, enerji azlığı, yorgunluk hissi ve çeşitli bedensel ağrılar görülür. Sebepsiz ağlama nöbetleri, insanlardan uzaklaşma, daha önce zevk alınan iş ve aktivitelerden zevk alamama, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, kararsızlık görülür. Bu durumu yaşayan kişilerin öz bakımları azalmıştır ve bakışları boş, hareketleri yavaş, etraftaki olup bitene karşı tepkisizlik ve ağırlık görülür. Bazen de bu durum tam bir huzursuzluk olarak görülebilir. Kişi kendinden bahsederken, sabahları kötü olduğunu ve çok erken saatlerde hareket etme ihtiyacı hissettiğini aktarır. Depresyonu insan psikolojisine mekanik açıdan baktığımızda biyolojik bir eksiklik olarak açıklayabiliriz. Depresyonu tedavi etme aşamasında antibiyotik gerektiren bir enfeksiyon olarak da düşünebilirsiniz. Medikal destekle birlikte zihinsel hijyenin sağlanması, kişi için gerekli bir süreçtir ve psikolojik destek gerektirir.

NEDENLERİ: BİYOLOJİK, PSİKOLOJİK VE SOSYAL FAKTÖRLERİN KESİŞTİĞİ NOKTA

Nedenleri birden fazladır. Bazen yaşanan olaylar ya da kişilik yapısı; bazen de kişide yer alan kimyasal dengesizlik durumları genetik yatkınlığa bağlı olarak görülebilir. Olumsuz düşünme biçimini tetikleyebilecek yaşam olayları, ev değiştirme, iş kaybı, sevilen birinin kaybı, boşanma, aile ve önem taşıyan diğer insanlarla çatışmalar, işten memnuniyetsizlik, fiziksel veya ruhsal anlamda tükenme, yalnızlık, doğum, çocukların evden ayrılması, yaşın ilerlemesi gibi nedenlerle ortaya çıkabilir. Bütün bu tetikleyicilerin ortak özelliği ise kişide bir kayıp duygusu yaratmasıdır. Bazen olumlu gibi görünen yaşam olayları bile bu kayıp duygusunu tetikleyebilir. Aynı zamanda mevsim değişikliği, alkol, ilaç kullanımı, bedensel hastalıklar ayrı birer faktördür.

Eğer kişi mükemmeliyetçi, hata kabul etmeyen, soğuk, uzak, sevgi ve şefkat göstermeyen, eleştiren ve suçluluk duygusu yaratan ebeveynle büyüdüyse; yetersizlik, sevilmeme, değersizlik gibi hiçbir şeyi beceremediğine yönelik inançları varsa, etrafındaki kimsenin kendisine yardımcı olmadığını düşünüyor ve geleceği hakkında karamsar düşüncelere sahipse, psikolojik destek almak kişiye fayda sağlayabilir. “Bilişsel Davranışçı Terapi Yöntemi” dediğimiz terapi yöntemi, depresyon durumuna en iyi müdahale yöntemlerinden biridir. “Bilişsel Davranışçı Terapi” ye göre bileşenlerde değişiklik sağlanabilirse diğer alanlarda da zincirleme bir değişiklik oluşturularak depresyon azaltılabilir veya ortadan kaldırılabilir.

ERGENLERDE DEPRESYON: SESSİZ RİSK GRUBU

Ergenliğin özellikle erken dönemindeki depresyon belirtileri her zaman tipik akran grubuyla benzer olmayabilir. Erken ergenlik döneminde depresyonun maskelenmiş belirtileri gözlemlenir. Geç ergenlikte görülen depresyon ise daha çok yetişkin depresyonuna benzer. Erken ergenlik döneminde iç sıkıntısı ve huzursuzluk yaşayan genç, olaylara karşı tam bir ilgisizlik veya olaylara aşırı ilgi göstermek arasında gidip gelir. Kendisine keyif vermeyen fakat onu uğraştıracak şeyleri umutsuzca aramaya koyulur. Bu durumu, kendisinin dayanılmaz sıkıntısı için bir çıkış yolu olarak görür. Yetişkin depresyonunda gözlemlenen yalnızlık duygusuna katlanamaz. Çok enerjik hissettiği zamanlarda ve yeterli bir uykudan sonra bile kendini yorgun hissedebilir. Konsantrasyon güçlüğü yaşar. Kızgınlık, öfke nöbetleri, kaçınma, isyankâr ve anti-sosyal davranışlar ile birlikte kendisini sevilmeyen, yetersiz ve değersiz biri olarak görür. Yetişkin depresyonunda sıklıkla görülen “sevilen bir objenin kaybından sonra ortaya çıkan yas duygusu” ergenlerde genelde suçluluk duygusu olarak ortaya çıkar. İnsanlara yaklaşma, yalnızlık ve izolasyon gibi duygulardan kurtulmak için bu tür gençler hep yanlarında birini isterler. Bazen de sevilmemek veya istenmemek gibi duygularla baş etmek için bu genç grubu her önüne çıkanla iletişim kurmak ister ve nihayetinde güvenlik açığı oluşur. Bazen de terkedilme, kenara itilme duyguları ile baş etmek için kendini değersiz biri olarak görür ve insanlardan uzaklaşır. Ergenlik döneminde tedavi edilmeyen ve psikolojik destek alınmayan gizli depresyon ileri yaşlarda ciddi ruh sağlığı sorunlarına dönüşebilir.

MUTLULUĞUN BEDELİ: DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ GİBİ HİSSEDERSİNİZ

Depresyon, endişe ve öfke gibi olumsuz duygular başınıza gelen kötü şeylerden değil; olaylar hakkındaki düşünce tarzınızla ilişkilidir. Pek çok olumsuz duygu mantıksız düşüncelerden kaynaklanır. Kendinizi nasıl hissettiğinizi değiştirebilirsiniz. Yaşamınızda hedeflere ulaşmanın ve belirgin değişiklikler yapmanın nasıl bir bedeli olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Yaş, cinsiyet ve ırktan bağımsız olarak iyileşmenin en önemli anahtarı kendinize yardım etme isteğinizdir. Kendinizle ilgilenmeye öncelik vermek sadece sizin verebileceğiniz bir karardır. Daha iyi olmak için beklemek bir sorundur. Çünkü “iyi” nin ne kadar iyi olduğunu bilmiyoruz.

Birçok Yüzü Olan Ruhsal Ağrı: Depresyon
Merve Aydoğanlar
Yazarımız Kim ?

Merve Aydoğanlar